Semineri Zsofi Biro verdi. Budapeşteli. Birkaç hafta evvel Amadeus Agility Wold Cup’ta dünya şampiyonu olmuş biriydi.
Biz bütün hazırlığımızı yapıp gittik. Bu sefer daha az kişiydik ve yine kimseyi tanımıyorduk. Ersel Bey dışında... Ersel Yıldırım, yine bu agility seminerinin de mimarı sayılacak kişi. Umarım, kendisi daha nice seminerler düzenler.
Bu sefer hem İstanbul’da hem de İzmir’de yapıldı seminer. Bu yüzden geçen sefer İstanbul’dan gelenlerin hiç biri yoktu, dolayısıyla katılımcı azdı. Yine güzel ve tatmin ediciydi seminer. Zsofi gerçekten bizlere bir şeyler öğretmek istiyordu. Bizim ikinci seminerimiz olduğu için Barney ile hiç zorlanmadık. Daha doğrusu Barney hiç zorlanmadı. Ama ben hantallaşmışım. Oraya koş buraya koş, taktik belirle... Yok Barney’den önde ol...
Hem zihnimi hem de bedenimi baya bir yordu.
Başlarken Zsofiye çevirmenlik kimse yapmak istemedi. Aslında bende istemedim. Fakat kimse istemeyince yapmak zorunda kaldım. Ara ara sıkılıp başkalarınında emeği geçsin diye sustuğum anlarda ise gördüm ki, yanlış çeviri oluyor. Yine hadi dedim...
Bütün seminer boyunca nerdeyse bir de İngilizce çevirmenlik yaptım.
Zsofi’nin agility seminerinde birinciye
Bugün cuma... Biz, Barney ile katılacağımız agility semineri için hazırız.
Akşamdan, kaşar peynirlerimiz dilimlenip dolaba kondu.
Ayrıca, küçük ödül çantamıza obur Barney için kuru mamamızda yerini almış durumda.
Hava yağmurlu olabilir diye yağmurluğumuz, uygun tasmamız, topumuz her bir şeyimizi geceden ayarladık. Çantamıza yerleştirdik. Tabii tasımızı ve bir bidon suyumuzu da bagaja koymuş durumdayız.
Seminer Saat 10:00’da başlayacak.
Erkenden kalktık, kısa yürüyüşümüzü yaptık. Çok yorulmadık ki engellere geldiğimizde şevkimiz kaçmasın...
Bu Barney ile katılacağımız ikinci agility semineri, ilkinde oğlum fazla bir başarı gösterip beni çok gururlandırmıştı. İkincisinde de aynı başarıyı kendisinden bekliyorum. Güzel bir gün olması dileğiyle...
Bu hafta bir arkadaşlarımın hikayesini yazacağım sizlere. Başlarına gelen olayda veterinerin yanlış teşhisi ve müdahalesi vardı.
Köpekleri Şans 6-7 aylık bir golden retriever. Birkaç gece önce kusmaya başlıyor. Hem kusma hem de ishali var. İlk gece tabii çok su kaybediyor bu yüzden halsiz. İkinci gün kusma yok fakat ishal devam ediyor. Üçüncü gün hala ishal, 3 günde de geçmeyince çok su kaybetmiştir diye veterinere götürüyorlar.
Veteriner ne dese beğenirsiniz mide torsiyonu (mide dönmesi) diyor ishal olan bir köpeğe... Hemen beni arıyorlar. Bende bildiğim kadarıyla mide dönmesinde dışkılamanın yapılamayacağını ishalse asla mide dönmesi olmayacağını söylüyorum.
Kendi veterinerimi arayıp durumu teyit ediyorum. Onları da Pegasos’a kendi veterinerime yönlendiriyorum. Mutlu haber, Şans sadece üşütmüş. 3 gün önce yıkanmış ve kurutma makinesinden çok hoşlanmadığı için az kurutulmuş. İshal ve kusma bu üşütmeye bağlı yani.
Peki eğer ki sahipleri beni aramasaydı! Şansa önce kendi veterineri röntgen çekecek, sonra da acil mide dönmesi olduğu için ameliyata alınacaktı. Daha yavru bir golden o.
Ameliyat vs. gerektiren durumlarda bir ikinci veterinere mutlaka danışılmalı. Biz de
Dün işten biraz erken çıktım. Benimle gelmeyi kabul eden arkadaşım Melanie ile beraber Güzelbahçe barınağına gittik. Yollarda kaybolduk, varmak için bayağı cebelleştik fakat yılmadık. Ona sor buna sor derken iki kere aynı polis otosuna denk geldik ve sağolsunlar bize yardımcı oldular. Onlara buradan tekrar teşekkür etmek isterim.
Aslında yolu kolaymış ama bilmeyene zor.
Otobandan Çeşme istikametine giderken, Seferihisar sapağından çıkıp Seferihisar’a doğru giderken, Yelki Köyü’nde benzin istasyonunu 10 metre geçince, pek iyi okunmasa da sağda tabelayı göreceksiniz.
Sağa girince, hemen karşınıza çıkıyor barınak...
Çok temiz bir yer
Gördüğüm en temiz ve düzenli barınaktı, diyebilirim gönül rahatlığıyla. Geleceğimi bilmedikleri için çok şaşırdılar.
Çok küçüktüm bu cinsle tanıştığımda. İlk olarak onu bir köpek ansiklopedisinde gördüm.
Yeni yeni Fransızca öğreniyordum. Paris’e, tatile gitmiştik. Biraz konuşurum, dilim ilerler diye.
Annem, bana cicili bicili, resimli Fransızca kitapları gösteriyordu. Hepsi çekici gelmişti. Sonra o ansiklopediyi gördüm. Fransızca’m ilerlediyse gerçekten onun sayesinde olmuştur.
Tatil boyunca resimlerine baktım. Eve döner dönmezde ilk olarak Clumber Spaniel sayfasını okumaya çalıştım.
Elime bir sözlük aldım. Her takıldığım kelimede sözlüğe bakıp manalı bir cümle çıkartmaya çalışıyordum. En sonunda okumuştum. Pek çok Fransızca terim öğrenmiştim.
O zamandan beridir hayranlığım vardır işte bu cinse. Türkiye’de ne yolda gördüm, ne bir petshopta, ne de bir köpek çiftliğinde... Bu yüzden hep aklımda. İlk günkü heyecanını koruyan bir cins oldu benim için.
Yabancı forum sitelerine üye oldum. Clumber sahipleriyle tanıştım.
Köpeklerde yüksek derecede bulaşıcı, öldürücü viral bir hastalıktır. Genelde yavru köpeklerde çok rastlanır fakat yetişkin köpeklerde de eğer ki aşılamaları yapılmazsa görülür.
Hastalığın değişik formları vardır, göz, solunum, deri, sindirim ve sinirsel form.
Hastalık bütün vücut artıklarıyla özellikle dışkı yoluyla bulaşır. Hastalığı atlatmış bir köpek bile birkaç hafta daha virüsü yayabilir.
Eğer ki yavru köpeğinizi bu hastalıktan kaybettiyseniz evi tamamen dezenfekte etmeden başka bir yavru sahiplenilmemelidir.
Bazen bu hastalık belirgin bir semptom göstermez bu da teşhisi güçlendirir. Fakat en belirgin sistemik semptomlar, kusma, ishal, halsizlik, gözlerde kanlanma, çevreye ilgisizlik, yüksek ateş olabilir.
Hastalığın sinirsel formunda ise yürüme, dönme v.b. hareketlerde zorluklar, nöbetler, uyarılara karşı aşırı duyarlılık, davranış değişiklikleri, kısmi veya genel felç, dudaklarda ve ayaklarda ritmik titremeler olabilir.
Sinirsel form, sistematik formdan birkaç hafta sonra meydana çıkabilir.
Kısaca bugün size epilepsiyi, oluşumunu, nedenini. neler yapılabiliri yazacağım. Daha sonra kendi köpeğim Cookie ile ilgili neler yaşadık onlardan bahsedeceğim.
Bildiğiniz üzere epilepsi (sara) nöbetler halinde görülen, bilinç kaybı iskelet kasılmalar ile seyreden beyin hastalığıdır.
Köpeklerde epilepsi; gençlik hastalığı, beyin yangısı, sistemik mantar enfeksiyonları, dejeneratif beyin hastalıkları, kafa tası içinde su toplanması, yalancı kuduz, kuduz, tümörler, kafa travmaları, beyin apseleri, kafatası kemiği hastalıkları gibi beynin yapısını etkileyen nedenlerle ya da kan şekeri düşmesi, karaciğer hastalıkları, yetersiz O2 alımı, B1 vitamini yetmezliği, aşırı tuz alımı, böbrek yetmezliği, kalsiyum noksanlığı ve zehirlenmeler gibi metabolik nedenlerle oluşabilir.
Krizin şiddetine bağlı olarak köpeğin yaşamı tehlikeye düşebilmekte yada yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Mesela bizde Cookie’nin yaşam kalitesini olumsuz etkiledi.
Begale, Alman çoban köpeği, Belçika Tervuren, Dachshund, Spaniel cocker, İrlanda seteri ve podle (kaniş) ırkı köpeklerin epilepsiye yatkın olduğu bilinmektedir.
Epilepsinin belirtili 3 bölüm altında incelenebilir:
Aura: Krizin yada
Bu önümüzde ki birkaç hafta boyunca petlerimizde görülen hastalıkları yazmaya karar verdim. Bu kararın sebebi ise kendi köpeklerimin birkaç hastalığından söz ederken çevremde “aaa bu da mı köpeklerde oluyor” tepkileriydi. Yani köpeklerde kanser, epilepsi, kalp hastalıkları, böbrek yetmezliği, kornea zayıflığı, körlük, bağırsak hastalıkları, mide dönmesi, eklem rahatsızlıkları vb. insanlarda görülen bir çok hastalık olabiliyor. Onların da ateşi çıkıyor, öksürüyorlar, hapşırıyorlar, midelerini bozup ishal olabiliyorlar, üşütüp hastalanabiliyorlar. Mikrop kapabiliyorlar.
Çoğu kişi köpeklerin ya sokakta yaşayanlar nasıl yaşıyorlar o zaman diye düşündüğünü, doğada yada avda bu köpekler eksi bilmem kaç derecelik sularda yüzüyorlar dediklerini duyar gibiyim.
Fakat sahiplendiğimiz dostlarımız bizlere 2 aylıkken geliyorlarsa bizim ortamımızda bizler gibi yaşamaya başlıyorlar. Ve o ortamda olan bir değişiklik bizi olduğu gibi onları da hasta etmeye yetiyor. Kanserde ise insanlarda olduğu gibi petlerimizde de neyden kaynaklı olduğu tam teşhis edilemiyor. Tümör oluşumları, tedavisi, ameliyatı bunlar hep çok zor koşullar ve çok zor tedaviler. Bazı kanser türlerinde insanlarda dahi