Banu Şen

Banu Şen

banu.sen@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YİNE aşığım... Yine aşkım depreşti...
Bu nasıl aşktır ki zaman zaman, hep böyle karşıma çıkar. Her bahar depreşir böyle?
Akşam üzeri Kordon’da bulurum kendimi gün batmadan. Sabahları, körfezin üzerindeki martılara dalarım. Gözlerimi kapar, uyanan kentin kokusunu derince bir “oh”la içime doldururum. Eve, gazeteye girmek istemez canım. Gülümseyerek dolanmak isterim sokaklarda avare.
Ben gülerim, herkes gülsün isterim. Ben aşığım herkes öyle olsun isterim.
Zaman zaman... Zaman zaman olduğu gibi yine bu zaman; İzmir aşkım depreşti de benim. Harekete geçiren de geçen hafta yazdığım yazı oldu.
Geçen hafta kızım Beliz’in seneye üniversite sınavına gireceğini, üniversiteyle birlikte İzmir’den gitmek istediğini yazmıştım.
Meğer ne kadar çok aynı dertten mustarip olan varmış!
Kimi destekliyor çocuklarını, kiminin de benim gibi içi elvermiyor gitmesine. Kimi zamanında gitmediği için nasıl da fırsatları teptiğinden yakınıyor, kimi de “İyi ki kalmışım, bu şehirden uzakta yaşayamazmışım” diyor.
Sıra kentin yöneticilerinde diye düşünüyorum...
Bu kentin gençlerinin taleplerine bir gün yanıt verirler umarım. Gidenleri geri çevirmek daha zor ama, İzmir’i cazip hale getirmeye çalışırlarsa en azından yeni gidecek olanlara engel olabilirler...
Yazının üzerine çok sayıda elektronik posta geldi. İzmir için yazılmış onlarca güzel yazı... Şarkı gönderen bile oldu. Tuğba Özerk’in “İzmir” şarkısı takıldı kaldı dilime:
“Dostum bana İzmir’i anlat
Hüznüme biraz imbat kat
Eski günlere geri dönelim
Kederlerimi denizlere at
Yolum düşer uğrarım sana
Kordon’da bir çay ısmarla bana
Oturup konuşalım kana kana”
İşte tüm bu İzmir’le ilgili gelen yazılar, şiirler, aşkımı depreştirdi benim. Zaten bahar da girdi damardan! Salah Birsel’in İzmir şiiri geldi aklıma:
“Şimdi kalkıp İzmir’e gitseniz
Duvarlar canlıdırlar
Sokaklar çıtkırıldım
Evler çapkın gibidirler
Ve çocukların o dokunaklı
Erişilmezliğindedirler”
Hürriyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Deniz Sipahi de köşesinde öyle bir yazı yazdı ki... Hem duygulandım hem de eski günlere gittim. “Büyük hayaller bazen minik adımlarla başlar” diye başladığı yazı çok şey anlatıyor... Deniz Sipahi’nin, “Hepimiz o yaşlarda böyle çelişkiler yaşadık, yaşam tercihleri arasında gidip geldik. Ama hayat insanı bazen bir yol ayrımına getiriyor. Tercihi de size bırakıyor” sözleriyle üniversite yıllarımıza gittim. Sonra da önceki gün saatlerce ter döken, üniversitenin eşiğindeki gencecik çocuklar geldi gözümün önüne. Umarım herkes bizim gibi şanslı olur bu yolda. Küçük adımlarla başlayıp büyük hayellerine ulaşırlar. Ama yine de dilerim ki İzmir’den fazla uzaklaşmazlar! Bu yüzden İzmir ile ilgili yazılmış tüm öyküleri, şarkıları, türküleri gidenler için bir kez daha hatırlattım...
Not: Bu arada hep İzmir’in kızlarını yazdığım için tepki gösterenler üzülmesin. “Herkes İzmirli kızlardan bahsediyor, esas olay erkeklerinde” diyenleri destekleyen yazıya da sıra geldi... Bu konuyla biraz bağlantısı olsa da, cumaya internette bazı sitelerde de yer alan İzmirli erkekleri ve İzmirli kızların gurbete gitmelerini engellemek için geliştirdikleri yöntemleri yazacağım...