Son günlerde içimi en çok açan şeylerden biri, Nuri Harun Ateş’in İstiklal Caddesi’ni beyaz tişörtünün üstünden uçuşan gökkuşağı bayrağını uçuşturarak boydan boya arşınladığı klibi oldu. Nuri Harun Ateş’i farklı yerlerden tanıyor olabilirsiniz, yıllardır müzik ve tiyatro sahnelerinde. “Kafası Karışık Kontrtenor” diye hem pop hem opera söylediği bir albümü var, son dönemde Sezen Aksu ile düeti “Geçmişe Susmasını Söyle” ile epey söz ettirdi kendisinden. Mehmet Aslan ile Türkçe Kürtçe “Kırık Kalpler / Dilên Şikestî” düetini de (Şiir: Cahit Sıtkı Tarancı, beste: Timur Selçuk) dinlemeyen kalmasın umarım.
Evet, “Benimle Söyle”de de jüri üyesi. Kendisi dünyada pek nadir rastlanan kontrtenor sesiyle müzik eğitimini 9 Eylül Devlet Konservatuvarı Opera Bölümü, Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Devlet Konservatuarı’nda sürdürüp en nihayetinde burs alıp gittiği İsviçre’de Schola Cantorum Basiliensis’de tamamlamış dört başı mamur bir müzisyen. Şarkıcı, besteci, söz yazarı.
Geçen hafta, korona gecelerinin baş tacı “Mücbir Sebepler”in final bölümü “Kadınlar Suaresi”nde Bartu Küçükçağlayan ile Melikşah Altuntaş’ın konuğu oldu Nuri Harun Ateş ve klip de zaten programda söylediği “Ay” adlı şarkıya ait. (Bu arada aynı yayında Alican Yücesoy’un nasıl şahane bir Huysuz Virjin olduğunu da söylemeden edemeyeceğim. Bir drag queen rolü olsa da oynasa keşke.)
Neyse, Nuri Harun Ateş sözü ve müziği kendisine, düzenlemesi Ogün Dalka’ya ait şarkısı için “Hayatım boyunca uğradığım ya da şahit olduğum her türlü ayrımcılığa, zorbalığa karşı yazdım“ diyor; “Başlarda homofobisiyle hayatımı cehenneme çevirmiş ailemden tutun da her yaşta karşıma çıkmış türcü, ırkçı, farklı olanı tehdit olarak algılayan tüm sığ canlılara bir başkaldırı olarak, en basit haliyle herkesin kolayca anlayacağı bir şarkı olsun istedim. Şeffaf, süssüz, net bir manifesto yaratmaktı amacım. Umarım benim yaşadıklarımı yaşayanların elinden tutar, onlara güç verir, yalnız olmadıklarını hissettirir şarkım.”
Hissettireceğine şüphe yok. Onur yürüyüşüne bir süredir kapalı olan caddede göğsünü gere gere yürüyor. Tek başına ama yalnız değil. İrfan Yıldırım’ın çektiği klibe evlerinde, bahçelerinde, sokaklarında, çatılarında cep telefonlarıyla yaptıkları çekimlerle Ahsen Gönülce, Fethi Bozkırlı, Moshe Aelyon, Zenne Segâh, Jilet Sabahat, Madır Öktiş, Krutzog, Metin Akdemir Fox, Onur Özdemir, Orhan Ergiol, Aylin Tufan İlksöz, Florence Konstantina Delight katılmış. Yan yana gelemeseler de bir arada olmayı başarmışlar bütün renkleri, ışıkları, pırıltılarıyla. Dansları, sazları, sözleriyle. İzleyin, sıkıntılı bir gününüzde bile olsanız yerinizde sallanmaya başlamanız an meselesi.
Sözüyle, müziğiyle, dansıyla, coşkusuyla net ama öfkeli değil neşeli bir cevap olmuş üstelik - ki bence her zaman daha etkilidir. Şarkı “Ay demem yasakmış / “Ay” hiç yakışmazmış / “Ay” gömleklerimde çiçekler varmış” diye başlayıp “İstediğimi giyerim dedim / İstediğimi söylerim / Kalp dediğine söz geçmez, işte öyle! / Ben de böyle birisiyim” diye de noktayı koyuyor.
“Ben de böyle birisiyim”, hani bu kadar da basit. Sen öylesin, o da böyle. Kimin nereden gelip kimlerden olduğuyla, kimi sevdiği, ne giydiği, kime neyin yakışıp yakışmadığıyla ilgilenmeyi bir bıraksak hayat gökkuşağı gibi olacak ya…