Asena Sarıbatur

Capri, moda dünyasını etkileyen sosyal medyanın en gözde mekanlarından biri... Ünlü isimler, influencer’lar ve blogger’lar, bu şahane adadan öyle güzel fotoğraflar paylaşıyor ki, insan etkisinde kalıyor. Capri, tarihi boyunca birçok ünlüye ev sahipliği yaptı, filmlere sahne oldu ve Brigitte Bardot ile yakaladığı popülerliği hiç kaybetmedi. Şöhretini bugüne taşıyor ve sosyal medyada ortaya çıkan enfes karelerle bizi yanına davet ediyor.

Peki bunun sırrı ne? Bizim de Capri’yi aratmayacak özellikte tatil rotalarımız var. Akdeniz’in en cömert davrandığı deniz, doğa ve iklim bizde... Fakat Capri’de çekici olan şey, asla göze çarpmayan, lükse kaçmayan ve bütün yalınlığıyla doğaya eşlik eden retro ruh... Sanki hâlâ Bardot’nun Capri’si... Bazı detaylar bizi 60-70 ya da 90’lara götürüyor. Baktığınız her köşe, göz dolduruyor çünkü mavi ve yeşil her yerde. Gösterişli ve lüks hiçbir detay yokken, sonsuz bir yalınlıkla yakalıyorsunuz gösterişi... Sadece denizin, sarp kayaların ve uçsuz bucaksız yeşilin, asırlık ağaçların lüksü konuşuyor. Çünkü Akdeniz bu: Gerçek, doğal, göz alıcı, gün doğarken masum, batarken çapkın...

Her konuda yapay ve süslü olandan o kadar sıkıldık ki, gerçeğe ilgi

Üç yıldır moda ve stil yazılarımla bünyesinde yer aldığım Milliyet gazetesi, benim için gerçek bir aile... Bu ailenin babası olan Erdoğan Demirören ile geçtiğimiz yaz gazeteye gittiğim bir gün tanışma fırsatı yakalamıştım. Benimle sohbet edip, güler yüzüyle nasıl olduğumu sorarken, öte yandan etrafını saran diğer çalışan arkadaşlara da hal hatır soruyordu tüm içtenliğiyle. Çok güçlü bir duruşu vardı. Ayaküstü gerçekleşen keyifli sohbetimiz, farklı katlara gitmek üzere yöneldiğimiz asansör kapısında son buldu. Önceliği bana vererek gösterdiği nezaket sırasındaki mütevazı tavrı, günümün güzel başlamasına ve yüzüme sıcacık bir gülümsemenin yerleşmesine yol açmıştı. Onu hep sevecen, babacan ve içten biri olarak hatırlayacağım. Mekanı cennet olsun...

YAZ ALIŞVERİŞİNİN OLMAZSA OLMAZLARI

Bloomberg HT’de ekrana gelen Style*ist adlı programım için ülkemizin değerli isimleriyle yaptığım röportajlar dışında, Milano ve Paris gibi moda başkentlerindeki etkinlikleri de yakından takip ediyorum. Özel haftalar, sokak röportajları, backstage çekimleri ve alışveriş tüyolarını seyirciyle buluşturuyorum. Bu kez Dubai’nin yolunu tuttum. Hava çok sıcak olsa da, şehrin farklı alışveriş noktalarına ve öne

Türk moda dünyasının global ölçekte en önemli yeteneklerinden biri o... Dünyaca ünlü isimlerle çalışan, üstelik her birinin hayran olduğu başarılı bir moda fotoğrafçısı... Hepimiz onun deklanşöre basmasına alışkınız ama bu kez o, kadrajın önünde! Hem de Marcus Piggott’un kadrajının... Evet, Mert Alaş’tan bahsediyorum. Vogue Türkiye dergisinin haziran sayısının kapağına arkadaşı Kendall Jenner ile konuk olan Alaş’ın, keyifli bir röportajı da yer alıyor dergide. Bu sohbet ve kapak çekimine özel hazırlanan bir köşedeyse, Penelope Cruz ve Kate Moss gibi isimlere, Alaş’ın onlar için ne ifade ettiği sorulmuş. Yanıt hep aynı: “O bir dahi!” Sayfaları çevirmeye devam edip de Alaş’ın bugüne dek yaptığı çekimlerden örneklerle karşılaştıkça, başarının, tüm bu övgülerin ne kadar da haklı olduğunu anlıyorsunuz. Röportajın mimarı ise, İnan Kırdemir... Vogue Türkiye Dijital İçerik Editörü Kırdemir’in, cümlelere kattığı ahenkin kaynağı, bambaşka bir yeteneğin eseri. Şarkı sözleri yazan, kelimelerle oynayan, Kırdemir’in yakın zamanda bir sürprizi de var. Dergiyi alın, röportajı okuyun ve onun adını da bir köşeye not edin.

Moda sektöründe kim kimdir?

Vogue Türkiye, 100’üncü sayısını kutladığı hazirana

Uzun zamandır beğenerek takip ettiğim, yurt dışında da büyük başarılara imza atan aksesuar markalarının kurucularıyla geçtiğimiz günlerde ‘Style*ist’ için bir araya geldik. Hikayelerini bugün sizlerle de paylaşmak istedim.

Manu Atelier, babalarının izinden giden Merve ve Beste Manastır’ın kurduğu bir çanta markası. 70’lerde ‘Yeşim Çanta’ adıyla babaları tarafından kurulan, hem tasarım hem de işçilik konusunda döneminin öncülerinden olan marka,
2014 yılında Merve ve Beste’nin de bakış açısıyla harmanlanarak hayatımıza girdi.

British Vogue’un keşfiyle ve ilk sayfadan gerçekleştirdiği duyurusuyla global arenada da adını kısa sürede duyurdu.

Orta Doğu, Uzak Doğu, Avrupa, ABD, İngiltere’de farklı noktalarda satışları olan, dünyaca ünlü birçok isim tarafından kullanılan bu marka, bizim topraklarımızdan çıktı.

Sahip oldukları görsel zevk, müthiş azim ve disiplinle ortaya koydukları bu başarı için, onları gönülden tebrik ediyor ve gurur duyduğumu tekrar belirtmek istiyorum.

KOSTÜM MÜCEVHER FANTAZİSİ: THE NINON

Geçtiğimiz hafta uzun zamandır beklenen bir düğünün yansımalarıyla dolu geçti. Konu kraliyet düğünü olunca, herkes detayları öğrenmek üzere takipteydi elbette. Tüm dedikodulara rağmen, gerçek aşkın kazandığını görmek bir yana dursun, Meghan Markle’ın gelinlik tercihi de merak konusuydu. Givenchy’nin kreatif direktörü Clare Waight’in tasarımı olan, hem gösterişli hem de yalın gelinliğe gösterilen tepki, bu meraklı bekleyişin tam da hayal edildiği gibi sonuçlandığını gösteriyordu. Ben, Stella McCartney tasarımı ikinci gelinliği daha çok beğendim.

Bu görkemli düğünle aynı gün yayınlanan, her detayını bizzat hazırladığım Style*ist programında da, konumuz modern gelinlikler, saç aksesuarları ve ikonik gelinlerdi. Moda tarihine damga vuran, gelinlik seçimleriyle kendi stillerini yansıtan ve bugün bile hatırlanacak tasarımlar tercih eden isimleri inceledik:

İkonik gelinler

- Grace Kelly, 1956’da Prince Rainier’le evlenirken, ipek tafta, dantel ve inci işlemeli bir gelinlikle gerçek bir prenses olduğunu ispatladı.

- 1954 yılında Mel Ferrer’le evlenen Audrey Hepburn, Pierre Balmain imzalı bir elbise giydi ve saçında duvak yerine gülleri tercih ederek, tarihe ikonik bir imza attı.

- Ava Gardner,

Derin Mermerci ve NetWork, yeni bir iş birliğiyle sezona “Merhaba” dedi. ‘DM x NetWork Koleksiyonu’nda feminen ve maskülen çizgilerin birlikteliği, fuşya, sarı gibi yazın enerjisini ortaya çıkaran renkler, tüvitin yazlık yorumu göze çarpan başlıca detaylardan. Stiliyle öne çıkan bir isim ve çizgisi çok net olan bir markanın ortaya çıkardığı farklı ve yeni parçaların, ne denli başarılı sonuçlar verebileceğine en önemli örneklerden biri... Uzun soluklu olması dileğiyle!

MODANIN EN ANLAMLI HALİ

Her zaman desteklediğim ve tüm platformlarda yer verdiğim, sürdürülebilirlik ve yavaş moda akımına yönelik bir yeni girişim de modakariyeri.com aracılığıyla öğrendiğim giyim kütüphanesi LENA... Amacı, tüketim çılgınlığının önüne geçmek. Marka, Amsterdam merkezli bir giyim kütüphanesi. Üye olmak, arşivleri inceleyerek seçtiğinizi ödünç almak ve ardından iade edip değiştirmek mümkün! Bu harika girişime sonsuz destek.

SOSYAL SORUMLULUK VE CANNES FESTİVALİ

Geçtiğimiz günlerde 71’incisi gerçekleşen Cannes Film Festivali, kırmızı halısıyla olduğu kadar ev sahipliği yaptığı etkinliklerle de ses getirdi. Kırmızı halıya şıklık değil, kadın gücü damga vurdu.

Cate Blanchett, 82 aktrisle Palais’nin

Geçtiğimiz hafta ilham verici ve gerçekten hayranlık uyandırıcı bir kadınla tanıştım. ‘Kokunun ressamı’ ve ‘Bayan burun’ gibi unvanlarıyla adını dünyada sadece altı tane olan parfümörlerin arasına, bir kadın olarak en değerli şekilde yazdırmış bir isim: Christine Nagel...

Onu bu noktaya taşıyan yolda bolca eğitim, mücadele ve fırsatları akıllıca değerlendirme yatıyor. İsviçre’nin Cenevre kentinde İtalyan bir annenin kızı olarak dünyaya gelen Christine Nagel, Grasse’dan ve parfümcülük dünyasından uzakta büyüyor. Fakat organik kimya eğitiminin sonucu olarak, kromatografi yoluyla, kokunun hammaddelerini moleküler düzeyde analiz etmeyi öğreniyor. “Parfümör olmanın, kişinin ilhamını paylaşması ve etrafına neşe vermesi” anlamına geldiğini fark ettiğinde, bu mesleğin ona uygun olduğu sonucuna varıyor. Hammaddeler, hisler ve durumlar... Tüm bu detaylardan ilham alan Nagel, kendisine sunulan kurallardan cesurca sapan ve büyük başarılara ulaşan bir isim. L’eau de Cartier, Narciso Rodriguez for Her, Miss Dior Chérie gibi çığır açan kreasyonlara imza atan ve büyük modacılarla yakın bağlar kuran Nagel, birçok ödülün de sahibi... Bu yolda kendisiyle; geçmişi, yüksek standartları, malzemelerine

İlhamını danstan, dansçıların özgür ruhlarından, güçlü ve zarif silüetlerinden, ismini ise balenin temel başlangıç pozisyonlarının sonuncusundan alan ve hayatımıza girdiği günden beri hem çizgisi hem de ürün kalitesiyle büyük beğeni toplayan mayo markası 5thPosition, bu sezon çok daha büyük beğeni toplayacak bir adım attı. Marka, doğa dostu bir koleksiyon ortaya çıkardı. Bu sezon tüm ürünlerinde geri dönüştürülmüş malzemeden yapılan yüksek kaliteli kumaş kullanıyor ve çok anlamlı bir motto benimsiyor: “Bu yaz, doğada bırakacağınız tek iz, kumsaldaki ayak izleriniz olacak!” Markanın bu sezon hayatımıza soktuğu doğa dostu kumaş, kusursuz bir silüete kavuşmanız için de iş başında...

Gezegeni koruyalım!

Son dönemde ‘girişim’ birçok farklı alanda hayatımızın her noktasında karşımıza çıkan bir dinamik... Yepyeni fikirlerle her konuda, her sektörde köklü değişimler yaratmak mümkün. İşte Global Change Award, hem gezegenin hem de yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini hedefleyen ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamak isteyen girişimleri desteklemek üzere kuruldu. Doğa dostu, sıra dışı fikirleri harekete geçirerek gezegeni korumak ve modada döngüyü tamamlamak amacıyla oluşturulan