Bilinçsizlik ya da bozuk egosal davranış, asla saldırıyla yok edilemez. Rakibinizi yenseniz bile, bilinçsizlik sizin içinize geçer veya rakibiniz yeni bir görünüme bürünür. Savaştığınız şey güçlenir, direndiğiniz şey direnir. Savaş bir zihin programıdır ve bu zihinden kaynaklanan tüm eylemler, ya düşmanı güçlendirecek ya da yeni bir kötülük yaratacaktır. Savaşı barışla yok edebilirsiniz, karanlığı ışıkla, korkuyu sevgiyle…
Bugün gerekirse tüm gün düşünün ama bilinçli olarak Anda olarak düşünün ….direndiğiniz ya da savaştığınız ne var? Evet ne var ve onun panzehiri ne olabilir?
ICF PCC Profesyonel Koç & NLP Eğitmeni
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu
+90-543-655-50-51
1) Kendi dahil herkesi affedebilen, bağışlayan
2) Ölçülü düşünce ve davranışlar sergileyen
3) Hayatta bir ideolojisini olan
4) Gülümseyen
5) Ahlaki cesaret gösterebilen
6) Başkalarının yapmasını istediği davranışı önce kendi yapan, örnek olan
7) Başkalarını ya da kendini suçlamaktan uzak duran
8) Yargılamaktan uzak duran
Sorduğumuz her soru bizim zihnimizin ve karşı tarafın zihninin bakış açısını yönlendirir. İşte bu yüzden koçlukta soru sormak çok önemlidir.
Sorduğumuz soru bizi sorunun dibine mi götürüyor çözüme mi? Enerjimizi düşürüyor mu, yükseltiyor mu? Biz koçlukta kişinin zihnini açan, yükselten, farkındalığı arttıran, çözüme ve yaratıcılığa götüren, netleştiren sorulara güçlü sorular diyoruz. Örneğin bir sorunla karşılaştığınızda ‘’nerden çıktı bu, neden başıma geldi‘’ diye sorarsanız soruna doğru bir bakış açısıyla yönlendir zihniniz.
Ama ‘’nasıl çözebilirim, nasıl yapabilirim‘’ diye sorarsanız zihniniz çözün bulmak üzere harekete geçer. Ya da birisine ‘’neden harekete geçmiyorsun‘’ yerine ‘’Ne olsa harekete geçerdin, ne olsa yapardın‘’ diye sorsanız o kişiyi çözümüne pozitif yönde yönlendirmiş olursunuz. Şimdi soruyorum sana güzel insan ‘’Bugün ne yapsan günün sonunda iyiki de yapmışım‘’ dersin?
Evet yorumlarda bekliyorum seni
Önce bir hedefin olsun yanında da MOTİVASYONUN
Motivasyon; Kişinin bir hedefi gerçekleştirmeye yönelik çabasındaki yoğunluğu (gereksinin şiddeti), yönelimini (odağını) ve ısrarını (olumlu beklenti) içine alan bir süreci ifade eden genel bir kavramdır.
Hedefin vurulması senin çabanın sürekliliğine bağlıdır. Çabanın sürekliliği ise senin motivasyonuna bağlıdır. Her insanın motivasyonu farklı çalışır, kendine özgüdür. Eğer dış kaynaklara bağlı bir motivasyon arıyorsan hiç arama, çünkü seni yarı yolda bırakır. Motivasyonunun fitilini içeriden kendin ateşle...
Eğer ulaşmak istediğin bir hedefin varsa, bu bırakmak istediğin ya da kazanmak istediğin yeni bir alışkanlık da olabilir. Her zaman söylediğim gibi bunun için emek ve zaman harcamalı, istikrarlı olmalısın. Veeee bunun içinde motivasyona ihtiyacın var... Peki seni motivasyonun ne sağlar, nedir motivasyon kaynağın? Hadi paylaş bizimle...
Konuşurken, düşünürken olumlu bir şey anlatmak istese bile insan genelde olumsuz kelimeleri seçer. Değişiklik söz konusu olduğunda ya da yeni bir durumla karşılaştığında yine çoğunlukla olumsuz bakış açısı gelir ilk akla... Çünküüüüüüü .
-Ebeveynlerimizden ve çevremizden öğrendik
-İnsan öleceğini bilen bir canlı olarak bilinçaltında hep bir tedbir alma modundadır
-Yanlış odaklama, istemediğine, kurtulmak istediğine odaklanmak
-iyilik için kötü olanı eleştirmek hatası, aslında odak istenen sonuçta olmalı, o dile getirilmeli
-korku temelli anlayış
-yetersiz kelime haznesi (az okuyan bir milletiniz maalesef)
Veeeeee kullanadığımız her olumsuz kelime, her olumsuz bakış açısı bizi oraya doğru götüren bir köprünün yapı taşlarıdır. Olumlu kelimeler kullanmak, olumlu bakış açısına sahip olmak bir lüks değildir, ihtiyaçtır. Veeeee mümkündür. Bunun kendimize öğretebiliriz. İnsan öğrenme şampiyonudur. Öğrenilmiş çaresizliklerinin yerine öğrenilmiş çareler koyabilir... Belki sen de bir gün bizimle bereber ''Dil İlüzyonları'' eğitimine katılırsın veeeee kendi ilüzyonistin olursun :)
Şu An Bir Sorunun Var - Ve Sen Ne Hissediyorsun?
A) Umutsuzluk B) Çaresizlik C) Değersizlik
A ) Umutsuzluk; Çözümü elde etmenin mümkün olmadığına inanmaktır.
B) Çaresizlik; Çözümün mümkün olduğuna ancak bunu kendimizin yapamayacağına, başaramayacağına inanmaktır.
C) Değersizlik; Çözümü, başarmayı hak etmediğine inanmaktır. Ben buna değmem inancı.
Bilindiği gibi inançlarımız bizi kontrol ediyor. Ve inançlarımız kendi kendini gerçekleştiren kehanetler olarak hayatımızda can buluyor. Şimdi Sen hangi şıkkı seçtiysen bu olumsuz inancını değiştirmenin vakti gelmiş demektir. Bazılarınızın ‘’ Evet ama nasıl?’’ diye sorduğunu duyar gibiyim Cevap veriyorum; Fark et Uygula Değiş kitabımda birinci seviye inanç değiştirme uygulamasını yazdım Kitaptan çalışabilirsiniz. Eğer daha özel ve derin bir çalışmaya ihtiyacınız varsa benden veya güvendiğiniz bir uzmandan destek almanızı tavsiye ederim. Çünkü çok önemli bir konu. Olumsuz, bizi kısıtlayan, aşağı çeken inanç sistemlerimiz sürekli kader olarak karşımıza çıkar. Aslında kader değil bizim kehanetlerimizdir. Hatırlayın ki istediklerimiz değil inandıklarımız gerçek olur.
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
ICF PCC Profesyonel Koç & NLP Eğitmeni
Hiç bu açıdan bakmış mıydınız? Değişim yeni bir başlangıçtır ancak yeniye başlamak için bir şeyi terketmek, bırakmak, sonlandırmak gerekir. Değişime dirençgöstermek bırakacağınız şeyi kaybetmekten korkmaktır. Bırakacağınız şey işlevini tamamlamış artık işe yaramaz bir şey olsa bile bırakmaktan korkarsınız. Asıl korkan egomuzdur :) ''bırakılacak şey'' bir davranış, bir ilişki, bir nesne, bir bilgi ya da yaşam tarzı olabilir. Her ne olursa olsun onu bırakmadan değişemezsiniz.
Şimdi sizin için değişmesinin iyi olacağı ama değiştrimek için harekete geçemediğiniz dirençgösterdiğiniz bir konuyu düşünün..... Ve kendinize sorun ''bu değişimi yaparsam neyden vazgeçmem, neyi sonlandırmam gerekiyor?'' Cevabınız size, sizi engelleyen kaybetme korkunuzu gösterecektir. Eğer cevabınız ''hiçbir şeyi bırakmam, hiçbir şeyden vazgeçmem gerekmiyor ama yine de değişemiyorum" ise bırakmaktan korktuğunuz şey DURMAKTIR - EYLEMSİZLİKTİR! Değişime olan direncin Egonun bırakma korkusudur, senin değil...
Sen bilinçli yetişkin halinle hayatına güzellik katacak değişim için harekete geçebilirsin. Evet sen bunu yapabilirsin! Bu mesajı okuman tesadüf değil :) Hiçbir şey tesadüf değil, ya da tesadüf
ARZU KOÇ; Eşinle (sevgilinle) olan ilişkine 1 ila 10 arasında kaç puan verirsin, memnuniyet seviyen nedir?
DANIŞAN (Koçluk alan); 9 numara, bir sorunumuz yok bizim…
ARZU KOÇ; Peki ne yapıyorsunuz, neler yaşıyorsunuz ki bu 9 numaranın içini dolduruyorsunuz?
DANIŞAN; ? ?? !!! hımmm… dövmüyor, sövmüyor, eve bağlı…hımmm
ARZU KOÇ; Eşinin ne yapmadığını sormuyorum, eve bağlılığını da sormuyorum, sizin zihinsel, duygusal, bedensel, eylemsel paylaşımlarınızı soruyorum, eve bağlılığını değil birbirinize olan bağlarınızı soruyorum…Birbirinizi nasıl besliyor, nasıl güçlendiriyorsunuz? Nasıl gülüp, eğleniyor, nasıl birbirinizi destekliyorsunuz da bu 9 numaranın içini dolduruyorsunuz?
DANIŞAN; Hımmm… Şimdi fark ettimd e biz bunları uzun zamandır yapmıyoruz. İkimiz de işe gidip gelip, evin düzeni için gerekli şartları yerine geitiriyoruz… Pek kavga da etmiyoruz ama birbirimizle ilgili BİZ için bir şeyde yapmıyoruz… ? ! … Puanlamayı yanlış yapmışım bizim ilişki olsa olsa 5 puan alır Aslında bizim ilişkimiz parmaklarımızın arasından kayıp gidiyormuş, şu an bunu anladım… Teşekkür ederim çok iyi bir farkındalık oldu
ARZU KOÇ; Peki sence bu ilişki kalitesini 9 a çıkarmak için hayatınıza ne girmeli, ne