Zihinsel, ruhsal, bedensel olarak kendimizi dengelediğinizde, kendinizle diğerlerini bir tuttuğunuzda ve değerini bildiğinizde mucizevi anlar hayatınızda çoğalacaktır. İşte mucizevi bir gün yaşamanıza yardımcı olacak 10 adım.
1) Bugün bedeninize değer katacak bir şeyler yapın: Egzersiz, masaj, bedenle iletişim, detoks...gibi
2) Ruhunuz için bir şeyler yapın: Güzel bir müzik dinleyin, meditasyon, reiki ...gibi
3) Güzel bir olumlama yapın: '' Bugün kendimi ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak sağlıklı hissediyorum '' ...gibi
4) Yardıma ihtiyacı olan birisine yardım edin.
5) Bugün bir şey öğrenin: Uzun zamandır merak ettiğiniz bir şeyi, sağlıklı bir yemek yapmayı, ya da en güzeli bir hatanızdan ders almayı...
6) Ulaşmak istediğiniz bir şeyin hayalini kurun ve ona zihninizde ulaşarak heyecan duyun.
7) Uzun zamandır sevdiğinizi söylemediğiniz birine '' seni seviyorum'' deyip yüzündeki mutluluğu ve şaşkınlığı görün.
Spor yapamam, spor zor, spor yorucu, spor alışkanlığım yok, spor yapmaya vaktim yok gibi mazeretlerle kendinizi kandırmaktan vaz geçin. Nasıl mı? Beyninize spor yaptırarak tabiiki.
Bütün bu, ve buna benzer bahaneler sizin zamanla öğrendiğiniz şeylerdir. İsterseniz bunu tersine çevirebilirsin. Öncelikle yapmanız gereken zihninizde spora başlamaktır. Zihinde gerçekleşmeyen, kabul görmeyen hiç bir şey gerçek hayatta canlanmayacaktır. Spor yapamamanızın ya da yapmamanızın sebebi zihninizde kendinizi eğlenceli bir şekilde spor yaparken canlandıramamanızdır. Tam tersine spor denince zihninizde bahaneleriniz, acılı ve yorgun görüntüleriniz canlanmakta, ve sonuç olarak da kendinizi spordan daha da uzaklaştırmaktasınız. Şimdi size beyninizle spor yapacağınız bir egzersiz vereceğim. Bu egzersizi 21 gün boyunca tekrarlayın.
Gözleriniz kapatıp rahatlayın, gevşeyin. Kendinizi güzel bir spor kıyafeti giymş olarak görün. Tüm ayrıntıları görün ( ayakkabılarınızın rengi, eşofmanınızın dikiş yerleri, cebi, saçlarınız vs.)
Yapma olasılığınız en yüksek olan, zevk alabileceğiniz bir egzersizi yapmaya başlayın( dans, tempolu yürüyüş, bisiklet...) Bu egzersizi yapmaya devam edin, hafif hafif
Yıpranmadan, yaşlanmadan tek başına yıllar sorumlu değildir. Zihninizin içindekiler yaşlanma kalitenizi ve yaşlanma hızınızı belirler. Eğer sağlıklı yaşalanmak ve bilgeliğinizin tadını çıkarmak istiyorsanız düşünce ve inançlarınıza dikkat edin.
1) Hayat değil hayata bakış açınızın sizi yaşlandırdığının farkına varın. Nice 80 yaşında gençler, nice 30 yaşında ihtiyarlar var. Odağınız yaşı fazla, ruhu genç insanlarda olursa, motive olursunuz. Karanlığa mı aydınlığa mı bakmak istiyorsunuz? Bu sizin seçiminiz.
2)'' Hiç kimse beni sevmiyor, kimsenin bana ihtiyacı yok, bir işe yaramıyorum'' gibi düşünceler, sizi hasta eder ve hızlı yaşlandırır. Önce kendinizi sevin ve kendinize yardım edin.
3) Yaşlanmaktan korkmak, hızlı yaşlanmanızı sağlar. Yılların uçup gitmesine değil, zihninizin ve ruhunuzun olgunluğuna bakın.
4) İleriye baktığınızda kendinizi hasata, bakıma muhtaç, mutsuz bir görüntü içinde görmektense; zerafet içinde sağlıkla yaşlanan ve faydalı olabilen bir aile büyüğü olarak görün. Unutmayın ki beyniniz sizin, istediğiniz hayali kurarak bilinçaltınıza isteğinizi bildirebilirsiniz. Gerisini bilinçaltına bırakın.
5) Yapmayacağınız ya da yapmak istemediğiniz işler için
Yeni yıl yaklaşmaya başladığında herkes yeni umutlar bekler. Yeni yıldan mutluluk, sağlık, para, terfi, koca, zayıflama, iş...vb şeyler istenir. Sanki yeni yıl bunları getirip dağıtacakmış gibi. '' Bak ben istiyorum, bana da ver, burdayım'' gibi söylenen pek çok havada uçuşan dilekler. Tabiiki bir şeyler dilemek, istemek güzeldir. Ancak bunların hiç birini yeni yılın da getirmeyeceğinin farkına varmak gerek. İsteklerimizi biz gerçekleştiririz ya da gerçekleştiemeyiz.
Epiktetos'un çok güzel bir sözü vardır. '' Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun, peki neden bugünden başlamıyorsun?'' evet yeni yıldan pek çok güzel şey diliyorsunuz, ya da yeni yılda başlamak üzere kararlar alıyorsunuz, peki neden bugünden bunları gerçekleştirmek üzere başlamıyorsunuz? Zaman mı kazanıyorsunuz, küçükte olsa bir erteleme fırsatı mı? Yeni yıla girdikten sonrada, nasıl olsa daha 364 gün daha var, aceleye gerek yok. Yeni yıl bugün bitmedi ya... gibi ikinci erteleme fırsatı, nasıl olsa yarın öbürgün illaki başlamayı bozacak bir aksiyon olacaktır...Bu çoğu insan için böyle uzayıııııp gider. Yıl sonunda nasıl olsa bir şans daha var '' yeni bir yıl daha yaklaşıyor''.
Evet bu yıl bir değişiklik
Çoğu insan ne yediğinin farkında bile değildir. Sİz, hem besin değeri olarak, hem de miktarı olarak ne kadar kötü beslendiğinizin, kendi ellerinizle kendinzi nasıl zehirlediğinizin farkında mısınız ? Çoğunuz bunu anladığında eminimki dehşete düşecektir.
Hiç yedikleriniz neyden yapılıyor, içinde neler var diye incelediniz mi? Yoksa sadece görüntüsüne ve tadına göre mi yemeklerinizi seçiyorsunuz? Yediğiniz her türlü paketlenmiş gıda öldürülmüş, besin değeri düşürülmüş ve uzun süre dayanması adına içine pek çok kimyasal sokulmuş ürünlerdir. Besin değerleri olmadığı gibi uzun dönemde vücutta toksin birikimi oluşturarak pek çok hastalığa çağrı yapmaktadır. İlk yediğiniz anda hasta olmuyor, zehirlenmiyorsunuz diye belki ikna olmuyorsunuz ama ikna olmak için hasta olmayı ya da ölmeyi beklemeyin. Çünkü çok geç olacaktır. Bugün internet her türlü bilgiyi ayağınıza kadar getiririyor. Katkı maddeleri ve koruyucu maddelerini araştırabilirsiniz. Yediklerinizi daha yakından tanıyın, içinize neler sokuyorsunuz bilin.
İkinci olarakda miktarlarınızı bilin. Farkında olmadan,sırf alışkanlık halinde yapılan atıştırmaların ne kadar da çok ve gereksiz olduğunu fark edin. Televizyon açtınız diye
Sevgili okurla zaman zaman sizlerle sağlıklı ve doğal yaşama dair bilgi ve deneyimlerimi paylaşacağımı belirtmiştim. Bugün sizlere, her canlı için nefes almak kadar önemli olan '' kutsal su'' dan bahsetmek istiyorum. Çoooook eskilerden dağlardan gelen doğal kaynak sularını içebiliyorduk, ancak günümüzde plastik damacanalardaki ölü ve değersiz sular içilmekte. Gerçek anlamda kaynak sularına '' alkali su'' denilmektedir. Biz ailecek alkali suyu içip, faydalarını da gördükten sonra adını '' kutsal su'' olarak değiştirdik. Nedir bu alkali su ( ya da bizim deyişimizle kutsal su) ;
Altı köşeli geometrik formda kristaller içeren,oksijeni bol negatif iyonu bol,vücut suyuna en yakın, PH derecesi 7.5 ve üstü olan doğal kaynak suyuna alkali su denir.
İçtiğimiz suların pek çoğu, yer altı kaynaklarından alındıktan sonra arıtılarak evlerimize ulaşır. Bu arıtma ve depolama süresinde uygulanan ozonlama, klorlama gbi tüm yöntemler suyu biyolojik kirlilikten arıtırken suyun canlılığını, altı köşeli kristal yapısını bozar. Depolanan yerlerde suyun uzun süre bekletilmesi ve depolanış şekli suyu öldürür. Kaynak suyunun özelliklerinden biri de moleküllerinin hareketli olmasıdır. Bu yüzden suyun
Uzun süredir kiloluysanız, kilolu olmanın ve fazla yemenin size sağladığı bir takım faydalar vardır. Şimdi size '' fazla kilolu olmak ve fazla yemek sana ne sağlıyor? '' diye bir soru sorsam, daha önce sorduğum pek çok kişi gibi sizde '' ne sağlayacak canım, hiç bir şey sağlamıyor'' diye cevap verebilirsiniz. Bu sizin bilinç seviyesinde verdiğiniz bir cevaptır. Eğer bir alışkanlıktan kurtulmak isteyip de kurtulamıyorsanız, muhakkak bilinçaltınızda size bir fayda sağladığına, onun sizin için iyi olduğuna, doğru olduğuna inanıyorsunuzdur.İlk başta bunu reddetmeniz çok normal. Kendi üzerinizde biraz daha özfarkındalık kazanıp, bilinçaltınızla iletişim kurduğunuzda farklı cevaplar mutlaka bulursunuz.
Gerçekten kilo vermek ve kalıcı olmasını istiyorsanız, zihninizdeki düşünce ve inançları değiştirmelisiniz. Ancak bu şekilde alışkanlıklarınızı ve dolyısıyla da yaşam tarzınızı değiştirebilirsiniz. Siz kilo verip, ince ve formda olmak isterken, bilinçaltınız da kilolu olmak; sizi cinsellikten koruyor ya da daha fazla ilgi görmenizi sağlıyorsa vb... bir türlü kilo veremezsiniz.
Fazla kilonun veya fazla yemenin kişiye sağladığı yararlar çok çeşitlidir. Bu faydayı kişi kendisi bilir,
Ben spor yapamam, spor zordur, spor yorucudur, spor sıkıcıdır, spor zaman alır...gibi sporla ilgili pek çok olumsuz düşünce vardır. Ben spora egzersiz diyorum. Çünkü bizim ihtiyacımız olan ( eğer sporcu değilsek) egzersizdir. Yıllarca spora yüklenen bu olumsuz ifadeler hayatında hiç egzersiz yapmamış insanları bile egzersizden soğutmuştur. Oysa egzersiz düzenli hareket etmektir. Bedenlerimiz hareket etmemiz için yaratılmıştır. Hareket durduğu zaman ölüm gelir. Yaşamak istiyorsak( gerçekten yaşamaktan bahsediyorum yaşayan ölüler olmaktan değil) o zaman hareket halinde olmalıyız. Sağlıklı olmak için, sağlıklı zayıflamak için egzersiz yapmalıyız. Kilo probleminiz olmasa bile sağlıklı kalmak, mutlu olmak için, kendimize sahip çıkmak için, kendimize değer verdiğimiz için egzersiz yapmalıyız.
Değişen yaşam tarzı daha çok yemek yemeyi ve daha az hareket etmeyi getirdi. Bedenler sabitlenmeye başladı. Bedenin hareketsizliği, zihini de etkileyip zihinlerde de sabit düşünceler oluşmasını tetikliyor. Nasıl ki zihnimiz bedenimizi etkiliyorsa bedenimizin durumu da zihnimizi etkiliyor. Ve olumsuz kısır döngü devam ediyor. SAĞLIKSIZ VE MUTSUZ YAŞAMLAR.
Şimdi sizi egzersizle yeniden