Kulüp havasındaki balıkçı

Tarabya’daki balıkçı Kıyı yıllardır değişmeyen servis elemanları ve müşterileriyle bir kulüp gibidir, içeride tam bir aile ortamı vardır

Kıyı’ya gittik. Salon ışıl ışıl.
Yılbaşı için süslenmiş. Yorgi Sabuncu yılbaşı geceleri Kıyı’yı kapatır ama yılbaşı öncesi ve sonrası Kıyı pek neşeli olur.
Kıyı Tarabya’daki balıkçı lokantalarının en eskilerindendir. 1966 yılından bu yana müşteri ağırlar. Kurucusu Todori Rizo dostum idi. Todori’yi Ankara’dan İstanbul’a göç etmeden önceleri Yeşilköy’de gittiğimiz balıkçı lokantası Bulgar’ın Yeri’nde tanımıştım.
Yeşilköy’de Rum, Ermeni ve İtalyan Katolik kiliselerinin bulunduğu sokakta, yüz yıl önce Bulgar göçmeni Yorgo Rizo’nun açtığı lokantayı oğulları Stefo ile Todori işletiyordu.
Todori daha sonra 1966 yılında Tarabya’da küçük kardeşi ile Nicola ile Kıyı’yı açtı.
Bulgar’ın Yeri 2000’de kapandıktan sonra, Todori’ye arada sırada Kıyı’da rastlar olmuştum. Elinde bir kadeh rakı, güler yüzü ile sohbet ederdi.
Kıyı’yı süslü püslü görünce Todori’yi hatırladım. “Uzun zamandır göremiyorum. Kıyı’ya gelmiyor mu?” diye soracak oldum. “Öldü. Haberiniz yok mu?” dediler. Üzüldüm. Toprağı bol olsun.
Kıyı’yı açılışından beri işin başında olan Yorgi Sabuncu yönetiyor. Belli bir ortaklık payı olan Hüseyin Gündoğan ile Zafer Sözen ona destek veriyor.
Kıyı mutfağı, tabağı, çanağı, dekoru, servisi ile doğru dürüst bir balıkçı lokantasıdır. Yorgi Sabuncu’nun sanat merakı nedeniyle Kıyı’nın duvarlarını tanınmış sanatçıların tabloları süsler.
Mutfağında yıllardır Salih Gören, Kazım Özçelik, İsmail Özçelik var. Mutfak personeli servis personeli kadar kalabalık. Ali Asker Çakır, Şahin Karaman, Kemal Sağı da mutfakta çalışıyor. Mönüsü klasiktir. Giriş olarak lakerda, tarama, zeytinyağlı fasulye, taze lahana turşusu, ahtapot salatası gibi klasik meze tabakları vardır. Ara sıcak olarak midye, kalamar gibi kızartma yaparlar. Sonra da günün balıkları yenir. Üzerine de tatlı çeşitleri...

Uzun yemekler yenir
Kıyı bir kulüp havasındadır. Yıllardır belli müşterileri vardır. Bazı müşterileri haftada birkaç defa gitse de yemek çeşidinin azlığından şikayet eden olmaz. Çünkü meyhane değildir. Balık lokantasıdır. Gelenler temiz ve güzel bir ortamda balık yemek ve dostlarıyla bir masa etrafında birlikte olmak, sohbet etmek için gelir.
Kıyının uzun yıllardır değişmeyen servis elemanları İlyas Coşkun, Olgun Gören, Turgay Alan, Macit Selim Terzi, Gökay Atasever, Yalçın Erdem müşterileri tanır. Müşteriler onları tanır. Bir aile ortamı vardır.
Hafta sonları öğle ve öğle sonu yemekleri pek zevkli olur. Aileler gelir. Uzun yemek denilen tür yemek yenilir.
Kıyı’nın bir özelliği de yıllardır kapısının önünde duran, müşterilerin araçlarıyla ilgilenen Bahattin Özcan’ıdır. Şimdilerde oğlu Ufuk Özcan babasının işini devralmak üzere.
Kişi başı ödeme günlük balık fiyatına göre değişir. Giriş yemekleri, ara sıcak ve mevsim balığı ile bir kişi, az miktarda da rakı içer ise 100 TL. dolayında ödeme ile masadan kalkar. Kıyı’da şimdilerde zengin şarap mönüsü var. Şarap içilince tabii ki fatura kabarıyor.