Ali Ağaoğlu

Ali Ağaoğlu

aliagaoglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2014 - 2015 yıllarında ‘yüksek enflasyonun sebebi yüksek faiz’ tezinin ısrarla savunulduğu dönemde “faizleri yüzde 3’e indirelim” önerisi getirmiştim.

Daha sonraları eski Merkez Bankası başkanlarından Durmuş Yılmaz “sıfıra” indirelim önerisi getirmişti... Hep birlikte görelim, düşük faiz ortamı yatırıma mı, yoksa tüketime mi gidiyor, döviz kurları ne oluyor deneyelim demiştim. Umarım yeni Merkez Bankası Başkanı ve ekibi bu önerileri yeniden hatırlamayacaklardır.

Piyasaların yeni başkandan merakla bekleyeceği bir konu da Merkez Bankası kaynaklarına başvurmanın en kestirme yol olduğunu düşüncesine karşı nasıl bir tutum içinde olacağı.

Haberin Devamı

Çetinkaya döneminde 2018 yılı kârının Hazine’ye aktarılması iki - üç öne çekilmiş, yakın zamanda da Merkez Bankası’nın bilançoda yer alan yedek akçelerinin de Hazine’ye aktarılması için kanun teklifi gündeme gelmişti. Bunların üzerine Hazine’nin doğrudan Merkez Bankası kaynaklarından fonlanması veya geçtiğimiz yıl tartışılan ve piyasaların hiç de sıcak bakmadığı kamu bankalarının ihraç ettikleri menkul kıymetlerin Merkez Bankası’nda repo işlemlerine konu edilerek bu bankalara likidite sağlanıp sağlanmayacağı dikkatle izlenecek.

Beklenti ne yönde?

Geçtiğimiz hafta açıklanan ve beklentilerden daha iyi gelen ve yüzde 0.03 artan haziran ayı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) rakamı sonrasında yıllık TÜFE artışı yüzde 18.71’den yüzde 15.72’ye geriledi.

Benzer şekilde aylık üretici fiyat endeksi (ÜFE) de yüzde 0.09 yükselirken yıllık ÜFE yüzde 28.71’den yüzde 25.04’e gerilemiş. Bu enflasyon verisi sonrasında Merkez Bankası’nın 25 Temmuz’da yapacağı PPK toplantısından bir faiz indirimi beklentisi artmıştı. (Yeni başkan ile bu indirimin daha yüksek olması beklenecektir!)

Faiz indiriminin (ve de düşen kurların) banka bilançolarına olumlu yansıyacak olması Borsa İstanbul (BİST) tarafında bankacılık sektörüne alım getirdi. Son birkaç haftadır BIST’in yükselişindeki önde giden sektör bankacılık idi.

ABD’de istihdam ve Fed’in temmuz ihtimali

Geçtiğimiz hafta Cuma günü ABD’de açıklanan Tarım Dışı İstihdam verisi 224 bin kişilik bir artış (beklenti 160 bin idi!) olduğunu söyledi. Fed’in faiz indiriminin temmuzda olması ihtimali düşüren bu “pozitif” gelişmenin kısa vadede bizim piyasalarımıza etkisi de olumsuz olabilir.

Haberin Devamı

Euro/dolar paritesinin yeniden 1.12’li seviyelere inmesi, geçtiğimi Cuma günü 1.1226 ile 1.1237’den geçen 50 günlük BHO’nın altında haftayı kapatmış olması, Dolar Endeksi’nin (DXY) 97.37’deki 50 günlük BHO’sını test etmiş olması, doların küresel olarak yeniden güçlenmesi ihtimalini de artırmakta. Bu cepheden de bakıldığında sadece TL üzerinde değil, gelişen ülke para birimleri üzerinde de olumsuz etkilerini görebiliriz.

Piyasaya etkisi

Merkez Bankası Başkanı’nın değişmesi sonrasında piyasalarda neler olabilir diye baktığımda;

- Borsanın açılışında ilk tepkinin “faiz düşüşü artık kesinleşti, bu da bankalara yarar” diyen olumlu bir bakış ile bankacılık sektöründe bir yükseliş (bile) olabilir. Ancak bunun 15 - 30 dakika sürmesi ihtimali yüksek!

Haberin Devamı

- Dolar/TL kuru Uzakdoğu’da çıkmadıysa, bizim piyasalarımız açıldığında yavaş da olsa bir yükseliş yaşanır. 5.75-5.85 bandına doğru bir yükseliş yaşanabilir.

- Bu sefer kur yükseliyor diye ama asıl kurumlarla ilgili endişeler nedeniyle borsaya satış gelmesi olasılığı yüksek.

- Kısa vadedeki kur yükselişini yine VİOP’taki vadeli kontrat satışları veya kamu bankalarının doğrudan döviz satışları ile kurdaki yükseliş baskılanmaya çalışılabilir.

- Bugünkü ve kısa vadedeki kur ve faiz hareketleri her ne olursa olsun (ister aktiflerde ve kurda sınırlı bir yükseliş, hatta müdahaleler sonrasında kurda bir düşüş (bile!) olması durumunda) orta uzun vadede işimiz bir parça daha zorlaşabilecek.