Karadeniz’de keşfedilen doğal gaz hem enerji arz güvenliği açısından hem de yeni anlaşmalar yapılırken Türkiye’nin elini güçlendirebilecek bir argüman oldu. Ayrıca yeni sahaların bulunabileceği umudu doğdu
Cumhurbaşkanı Erdoğan cuma günü müjdeyi açıkladı. Karadeniz’de 320 milyar metreküplük Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfedildiğini söyledi. Cari fiyatlarla 65 milyar dolarlık bir gaz hacminden söz ediyoruz. Tartışmasız iyi haber. Üstelik en fazla gaz tüketilen Marmara Bölgesi’ne yakın olması ve de 2021’de bitecek bazı ‘al ya da öde’ anlaşmalarına denk gelmesi de ayrıca sevindirici bir haber. Hem enerji arz güvenliği hem de yeni anlaşmalar yapılırken Türkiye’nin elini güçlendirebilecek bir argüman oldu. Yeni sahaların bulunabileceği umudu da cabası...
Verimlilik önemli
Cumhurbaşkanı’nın 2023’e yetişmesi talimatı vermesine rağmen uzmanlar 4-5 yıldan önce bunun kolay olmayacağını söylüyorlar. 4-6 milyar dolarlık yatırım yapılması lazım ki bu gaz çıkarılabilsin ve ulusal gaz dağıtım ağına verilebilsin. Ayrıca açıklanan rezervin diğer sondajlarla desteklenmesi ve rakamın netleştirilmesi lazım. ABD’nin kayaç gazının en büyük alıcılarından biri haline gelmeye aday olan Türkiye için rekabetçi fiyatlarla üretilebiliyor olması gerekecek. Bu arada üretim için ABD-Batı teknolojilerinin mi yoksa Rusya-Çin teknolojilerinin kullanılacağı da önümüzdeki dönemde netleşecek.
Açıklanan rakam yılda 45-50 milyar metreküp doğal gaz tüketen Türkiye’nin 6-7 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek bir büyüklük. Bu gazın tamamının çıkarılabilmesi durumunda geçerli. Kuyuların verimliliği, gazın basıncı henüz net değil. Yılda 5-10 milyar metreküp çıkarılacak olsa bile yine de iyi bir haber.
İsrail’in 50 kilometre açığında bulunan Leviathan Gaz sahası 2010 Aralık ayında bulundu. Üretim ancak 2019 Aralık ayında başlayabildi. Kaldı ki bu gaz geçtiğimiz aylarda imzalanan EastMed boru hattı ile ancak 2025 yılında Avrupa’ya ulaştırılabilecek. (Yapılmasının halen daha zor olduğunu düşünüyorum! Bu apayrı bir yazı konusu.) O yüzden gazın keşfi bir iş, üretimi ve ekonomiye kazandırılması ise apayrı bir iş ve süreç.
Enerji hisseleri hareketlendi
Açıklama öncesinde gevşeyen kurlar, yükselen borsa, yeniden çarşamba gününün öncesine döndüler. Bu arada çarşamba günü Cumhurbaşkanı’nın cuma günü vereceği müjde ile borsadaki enerji şirketleri ard arda tavan yaparak yükseldiler. Anlamadığım bir durum oldu bu. Zira yükselen şirketler daha çok petrol ile uğraşan ve aslında doğal gazı işle(ye)meyen, daha çok üretimde kullanan, üretim maliyetinin görece küçük bir yüzdesini oluşturan şirketlerdi. Neden yükseldikleri pek anlaşılamamıştı, açıklama sonrasında bu sefer de taban yaparak aldıklarını geri vermeye başladılar.
Merkez Bankası ‘tıp’ dedi
Merakla bekleniyordu geçtiğimiz hafta yapılan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı. PPK faizlerde hiçbir değişikliğe gitmedi, “likidite önlemleri” ile yetineceğini açıkladı. Politika faizi yüzde 8,25’te kalırken, İş gören faiz tarafında ağırlıklı ortalama fonlama (AOF) faizi geçtiğimiz cuma günü itibariyle 9.52’ye yükseldi. Geleneksel aylık ihaleler ve günlük üst bant olan yüzde 9,75’ten yapılacak fonlamalar ile AOF’nin bu hafta içinde yüzde 9,75’e yakınsaması, hatta bir miktar da üzerine çıkması söz konusu.
Eğer kur cephesinde kısa vadede yukarı yönlü bir hareket yaşanacak olur ise politika faizini yükselmeyen ya da piyasalara politik sıkılaştırma yapmaktan kaçınmayacağı (Fiili olarak sıkıştırıyor, ancak bunun resmî açıklamaya yansıması önemlidir!) yönünde bir açıklama yapmadığı ortamda; faiz oranlarını yüzde 11,25 olan Geç Likidite Penceresi (GLP) seviyesine yükseltmesi olasılığı var.