Bayram tatilinde bizim piyasalarımız için Ramazan bayramının yanı sıra bir başka bayram daha yaşandı. Dolar/TL kuru 5 Haziran Çarşamba günü 5.6623’e kadar geriledi. 5.6440’dan geçen 200 günlük Basit Hareketli Ortalamaya (BHO) oldukça yakın seviyeden yeniden yükselen dolar/TL kuru geçtiğimiz Cuma günü bizim piyasalarımız açıldıktan sonra, haftayı 5.8270 seviyesinden kapattı.
Bayram tatili sırasında derinliğin az, likiditenin sığ olduğu, yerel katılımcıların neredeyse hiç olmadığı bir ortamda yaşanan bu düşüş, piyasaların normal akışına dönmesi ile birlikte 31 Mayıs kapanışına geri dönerek “boşluğunu kapattı”!
Düşüşte ne etkili oldu derseniz, artık Fed’in bu yıl içinde bir faiz artışını geçip, bir faiz indirişine gideceği beklentisinin ağırlık kazanması en önemli faktör gibi görünüyor.
Fed’in yanı sıra geçtiğimiz hafta Draghi’nin de faizleri 2020 yılının ilk yarısına kadar düşük tutabilecekleri (Her ne kadar o tarihte yeni bir ECB Başkanı olacaksa da!) söylemi piyasaların yeniden “bedava para dönemine” dönülüyor hülyalarına kapılmalarına neden oldu.
Cuma günü ABD’de açıklanan Tarım Dışı İstihdam verisi de bu hayalleri güçlendirdi. 175 bin kişilik artış beklenen TDİ verisi 75 bin kişilik artış olarak açıklanırken; yüzde 3.6 olarak korunan işsizlik oranına karşın, yüzde 0.3 artması beklenen ortalama saatlik ücretlerdeki artışın yüzde 0.2’de kalması faiz indirimi beklentisini kuvvetlendirdi.
Beklentilerin etkisi
Düşecek dolar faizi beklentisi; doğal olarak doların değerini düşürürken, altın başta olmak üzere (altına ayrıca aşağıda değineceğim!) dolar karşısındaki emtia ve para birimlerinin değer kazanmasına neden oldu.
Gelişmiş ülkelerdeki düşen faiz oranları yeni bir parasal genişleme anlamına geliyor. Böylesi bir parasal genişlemenin gelişen ülkelere de yeniden “nur yağmasına” sebep olacağı beklentisi Türk lirasını da değerlendirirken, geçtiğimiz Cuma günü Borsa İstanbul BIST 100 endeksi günü yüzde 3.83’lük yükselişle 98.809 puandan kapanmasına neden oldu.
Bu bayram havası devam eder mi derseniz İstanbul seçimlerine kadar; politika yapıcıları küresel piyasalardaki olumlu havayı da kullanarak; piyasalardaki olumlu havayı devam ettirmeye çalışacaklar görünüyor.
Faiz indirimi gelir mi?
Arife günü açıklanan enflasyon verilerine göre Mayıs 2019’da Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 0.95 artarken yıllık artış yüzde 18.71 olarak gerçekleşmiş. Beklentilerin oldukça altında gelen TÜFE’ye karşın Yurt İçi Üretici Fiyat endeksi yüzde 2.67 artarak yıllık bazda yüzde 28.71 gerçekleşmiş.
TÜFE-Yi-ÜFE arasındaki fark tam 10 puan olurken bu farkın halen daha açık olması, önümüzdeki dönemde bunun bir kısmının; talep koşulları oluşmaya başladığında; tüketiciye yansıması kaçınılmaz olacaktır.
Pas geçer mi?
Eğer talep koşulları oluşmaz ise bu durumda bazı üreticiler piyasadan çekileceğinden, ayakta kalanlar bu fiyatları zamana yayarak yansıtabilecektir.
Beklentilerin altında kalan enflasyon verileri bu hafta 12 Haziran’da yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından bir faiz indirimi gelir mi sorusunu sorduracaktır. Hazır Fed de faiz indirimine hazırlanırken...
Benim tahminim PPK’nın bu toplantıda da “pas geçeceği” yönünde. Zira enflasyonda henüz daha kararlı bir geri dönüş görülmüş değil. Ancak yaz aylarında özellikle işlenmemiş gıda fiyatlarında geri çekilmeler olacağı varsayımıyla “önden beslemeli” bir faiz indirimi kararı gelebilir.
Bunun çok da anlamlı olacağını düşünmeyen taraftayım. 25-50 baz puanlık bir indirimin hangi derde deva olacağını söylemek zor.
“Herhangi bir faiz indirimi” gelecek olur ise dolar/TL cephesinde ilk aşamada 5.8915 (50 günlük BHO) ve ardından da yeniden 6.00 seviyesine doğru bir hareketlenme olacaktır. İkinci seviye geçilecek olur ise 9 Mayıs’taki 6.2461 seviyesinin hızla test edilmesi olasılığı artacaktır.
Faiz indirimi gelmediği durumda; euro/dolar paritesinin 1.1370’lere gittiği durumu da göz önüne alarak ve de piyasa dostu haberlerin gelmesi durumunda 5.6250 - 5.6450 bandının test edilmesi ihtimali göz önüne alınmalı!
Fed, altına yaradı!
Fed’in faiz indirebilme “hayali” 31 Mayıs’ta 1.304 ons/dolar seviyesinden kapanan altını geçtiğimiz cuma günü 1.348,30 seviyesine kadar yükseltti. Kapanış 1.343 seviyesinden gerçekleşti.
Faizlerin düşüşü ihtimali doğal olarak uzun zamandan bu yana yatay seyreden altın spekülatörlerini harekete geçirdi. Altın için kısa vadeli 1.359 ons/dolar seviyesi önemli bir direnç. Bu seviye aşılamaz ise kısa süreli bir düzeltme ile 1.315-25 bandına doğru bir düzeltme görülebilir. (Sağlıklı bir yükseliş için iyi de olabilir!)
Gümüşün de bu sefer desteklediği bu altın yükselişi 1.359 seviyesini aşarsa bir sonraki karşılaşacağı ilk direnç 6 Temmuz 2016’da görülen 1.375 ons/dolar seviyesi olacaktır. Bu seviyenin yakın zamanda aşılmasını beklemem!