Türkiye’nin yükselişini önlemek için birçok bölgede Türkiye’yi köşeye sıkıştırma gayreti içine girildiğini belirten Kurtulmuş, bu çabaları beyhude olarak değerlendirdi ve “yükselişimizi önleyemezler, biz kimsenin bu ülkeyi bir şekilde köşeye sıkıştırmasına, göz koymasına müsaade etmeyeceğiz” dedi
Doğu Akdeniz, Dağlık Karabağ, Ermenistan, Suriye, Kıbrıs...
Fransa ve Yunanistan başta olmak üzere bazı AB üyesi ülkeler bu gibi konularda sürekli Türkiye’nin aleyhine çalışıyor, köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.
Doğu Akdeniz tartışmaları sürerken Ermenistan konusu ile Türkiye’nin dikkatini dağıtmaya çalışma gayreti de var.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş ile Türkiye’ye yönelik bu oyunları ve projeleri konuştuk.
Türkiye’nin yükselişini önlemek için birçok bölgede Türkiye’yi köşeye sıkıştırma gayreti içine girildiğini belirten Kurtulmuş, bu çabaları beyhude olarak değerlendirdi ve “yükselişimizi önleyemezler” dedi. Kurtulmuş, “biz kimsenin bu ülkeyi bir şekilde köşeye sıkıştırmasına, göz koymasına müsaade etmeyeceğiz. Tarihi bir dönemden geçiyoruz, bu dönemin adı Türkiye’nin önlenemeyen yükselişidir. Beyhude çaba içindeler” vurgusu yaptı.
Kurtulmuş Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
ERMENİSTAN İNSANLIK SUÇU İŞLEDİ
Ermenistan ne yapmak istedi, gelinen son durum nedir?
Karabağ meselesi aslında bugünün meselesi değil, Ermenistan tarafından yaklaşık 30 yıldır devam eden açık bir işgal söz konusu ve bu BM kararlarıyla da işgal olarak tanınmış ve kınanmıştır. Açıkça bir fiili durumla karşı karşıyayız. Ne yazık ki bu işgale rağmen son dönemde Ermenistan tekrar Azerbaycan’a karşı bir saldırı başlattı. Azerbaycan da haklı olarak, uluslararası hukuktan gelen meşru haklarını kullanarak hem kendilerini savunmak hem de işgal altındaki topraklarını kurtarmak için karşı harekât başlattı ve bu harekâtı başarıyla yürütüyor.
Ne yazık ki Ermenistan bu savaşta da insanlık suçları işlemeye devam ediyor. Cephede Azerbaycan Ordusu karşısında bırakıp kaçan Ermenistan askerlerinin Gence başta olmak üzere yerleşim yerlerini bombaladıklarını görüyoruz maalesef.
İNSANLIK SINAVLA KARŞI KARŞIYA
Dünya neden sessiz kalıyor?
Maalesef bu çatışmayla birlikte aslında insanlık yeniden bir sınavla karşı karşıya kalıyor. Azerbaycan Ermenistan’a saldırsaydı ve Azerbaycan 30 yıldır Ermenistan topraklarını işgal etmiş olsaydı, hiç şüphesiz bütün dünya bu işgal ve saldırganlık karşısında Azerbaycan’ın başına yıkılırdı. Ama ne yazık ki dünyadan, Batıdan, Doğudan bu Ermeni saldırganlığına karşı hiçbir şekilde dur diyecek bir söz duyamıyoruz. Burada biz Türkiye olarak ilk andan itibaren her platformda, Azerbaycan’ın haklı davasının yanındayız, sonuna kadar da bu mücadelesinde onlara destek olmaya kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Ayrıca bir başka üzüntümüz de dost ve kardeş ülkelerden de yeterince ses çıkmamasıdır.
İSLAM VE TÜRK DÜNYASINA SİTEM
Dünyaya çağrınız ne olur?
Batı dünyasında, mesela başta Amerika, AB ülkelerinin bir kısmı, Fransa olmak üzere Azerbaycan’ın uğradığı bu saldırganlığa sessiz kalınmasının temel sebeplerinden birisi, bu ülkelerde var olan kuvvetli Ermeni lobileridir. Bu Ermeni lobileri aslıda Batı dünyasındaki siyaseti de bu anlamda zehirliyor ve onların Ermenistan’ın yanında saf tutmasına neden oluyor. Hâlbuki hem Rusya’nın hem Amerika’nın, Fransa’nın, diğer ülkelerin bilmesi gereken şey şudur: Eğer Azerbaycan’ın işgal edilen toprakları kurtarılmaz, Dağlık Karabağ’daki işgal sonlandırılmazsa, bundan sonraki süreçte dünyanın önemli denge noktalarından birisi olan Güney Kafkaslar’da barış ve huzur olmaz.
BİRÇOK ALANDA MÜCADELE EDİYORUZ
Türkiye’nin dikkatini dağıtmak, köşeye sıkıştırmak için farklı yerlerde farklı oyunlar mı oynanıyor?
Türkiye son zamanlarda birçok alanda büyük mücadeleler veriyor. Örneğin Doğu Akdeniz’de hak ve hukukumuzu korumak bakımından cansiperane bir mücadele veriyoruz. İşte orada Fransa birazda Macron’un dili ve siyaset tarzı dolayısıyla çok açık bir şekilde Türkiye düşmanlığı ve bununla eş zamanlı olarak da İslam düşmanlığını gündeme getiriyor. Yunanistan gibi bazı ülkeler AB’yi arkasına alarak Doğu Akdeniz’de bir oldu bittiği hazırlamaya çalışıyorlar.
Libya’yla yaptığımız Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasıyla Doğu Akdeniz’de sözde Sevilla haritasıyla Türkiye’nin köşeye sıkıştırılmasının önüne geçtik. Suriye’de terör örgütlerine teslim olmayan, bölgede terör örgütleri ve arkasındaki güçlere karşı mücadele eden, kararlı, güçlü bir Türkiye var.
BEYHUDE ÇABA İÇİNDELER
Türkiye’nin yükselişini önlemeye mi çalışıyorlar?
Türkiye’nin önlemeyen yükselişinden rahatsızlık duyanlar Türkiye’yi yeniden eski tavrına, tarzına döndürmek, yeniden köşeye sıkıştırmak, tek ayaküstünde terbiye salonunun önünde bekletmek istiyorlar. Artık böyle bir Türkiye yok. Çünkü dünya yeniden yapılanıyor, artık tek kutuplu bir dünya sistemi, 1990’lardan sonra oluşturulan dünya sistemi yok. Dünyada yeniden denklemler kuruluyor ve bu kurulacak olan yenidünyada Türkiye bir bölgesel güç olarak ve küresel bir aktör olarak bu denklemin içerisinde var olacaktır. Mücadelenin özü, özeti budur
HAKKIMIZI YEDİRMEYİZ
Türkiye’yi köşeye sıkıştıramazlar diyorsunuz yani...
Sıkıştıramazlar, çünkü ne diyoruz? Mesela; Akdeniz söz konusu olduğunda bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok, kimsenin bir damla petrolünde gözümüz yok, kimsenin madenlerinde, elmaslarında, altınlarında gözümüz yok. Kimsenin de bizim hakkımızı yemesine asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’yi de kimsenin bir şekilde köşeye sıkıştırmasına, haklarımıza göz koymasına müsaade etmeyeceğiz, olan budur. Türkiye, güçlü, egemen, tam bağımsız bir ülke olarak yoluna devam ediyor.
KIBRIS’TA YENİ DÖNEM BAŞLIYOR
KKTC seçimleriyle yeni bir dönem mi başladı?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı milli şuurla hareket ederek hakkını, onurunu ve geleceğini koruyacak önemli bir karara imza atmıştır. Kıbrıs halkı Türkiye’yle birlikte bir çözümden yana olduğunu, Rum tezlerine boyun eğmeyeceğini ve AB dayatmalarına asla prim vermeyeceğini bu seçim sonuçlarıyla ortaya koymuştur. Bundan dolayı da tabi ki bazıları üzüldü. Rum Kesimi, Yunanistan, Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’ye ve Kıbrıs’a dayatma hayali içerisinde olanların hevesleri kursaklarında kalmış olabilir. Bu, Kıbrıs halkının başarısıdır.
ANAYASA MAHKEMESİ ÜYESİ YANLIŞ YAPTI
Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım’ın ‘ışıklar yanıyor’ mesajını nasıl değerlendirdiniz?
Anayasa Mahkemesi üyesinin bu sosyal medya paylaşımı, hukuk tabiriyle söyleyeyim hem esas bakımından hem usul bakımından yanlıştı. Sonradan her ne kadar özür dilese de ‘meramımı aşan anlama çekildi’ diye söylese de gerçeği değiştirmez. Anayasa Mahkemesi üyesi olan birisi herhangi bir şekilde sosyal medya üzerinden görüşlerini paylaşmaz, yani Anayasa Mahkemesi üyeliği trollükle yan yana olacak bir şey değildir.
DARBE İHTİMALİ BİLE KALMADI
Hala darbe bekleyenler mi var sizce?
Türkiye’de artık 15 Temmuz’u 16 Temmuz’u bağlayan gece o şanlı direniş sonrası Türkiye’de artık hiçbir darbenin imkân ve ihtimali kalmamıştır. Kim olursa olsun arkasında hangi uluslararası güçlerin hangi büyük güçleri olursa olsun artık bu millet her hal ve şart altında kendi iradesinin karşısında olan darbe teşebbüslerine sonuna kadar karşı çıkacak, canı pahasına demokrasiyi savunacak, vatanı, birliğimizi, bağımsızlığımızı savunacaktır. Milletimizin kahir ekseriyetinin görüşü ve ortak noktası budur.