Suriye’de tam anlamıyla satranç oynandı. Birçok devlet belli grupları kullanarak ileriye yönelik hamle üstüne hamle yaptı. Oyun içinde tehlikeli oyunlar oynandı. Ama Türkiye hem sahada hem de masada bu oyunları iyi hamlelerle bozdu. Türkiye’nin bu oyunları nasıl bozduğunu Cevdet Yılmaz ile konuştuk...
Suriye’de yeni bir dönem başlıyor. Türkiye 5 gün içinde Hem ABD hem de Rusya gibi iki dünya deviyle 1 hafta içinde anlaşma üstüne anlaşma yaptı.
Ama bölgede oyunlar bitmiş değil. Özellikle batı samimiyet testinde. Yeni yol haritasında güvenli bölge oluşturulması ve Suriyelilerin geri dönüşleri var. AK Parti’nin Dış İlişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile gelinen noktayı ve bunda sonra neler olacağını konuştum.
AK Parti Genel Merkezi’nde satranç oynadığımız Yılmaz sorularımı şöyle yanıtladı:
- Bölgede satranç gibi hamleler yapılıyordu. Türkiye büyük oyunu nasıl bozdu?
Uluslararası ilişkiler tam bir satranç. Her ülke bir kaç hamle sonrasını düşünerek şimdiden pozisyon alıyor, hareket ediyor. Ne kadar daha fazla ötesini düşünürseniz o kadar da önemli hamleler yapma imkânınız oluyor tıpkı satrançtaki gibi. Burada da ustalık ve tecrübe kritik faktörler. Gerçekten o anlamda Türkiye şanslı konumda. Sayın Cumhurbaşkanımız dünyanın en tecrübeli liderlerinden biri şuanda. Uzun yıllardır ülke yönetiminde ve uluslararası ilişkileri yürütüyor. Ve gerçekten şahsi olarak da birçok lideri tanıyor, ülkeleri biliyor. Kimin hangi amaçla hangi hareketi yaptfarkında. Dolayısıyla ülke olarak şanslı bir dönemdeyiz. Uluslararası konjonktür çok zorlu. Bölgemizde büyük riskler var. Ama Türkiye güçlü liderle ve güçlü halkla, millet desteği ile bu oyunları bozdu. 3 ciddi operasyon gerçekleştirdi Türkiye Suriye’de. En son olarak da Barış Pınarı Harekâtıyla da bugünlere getirmiş oldu durumu. 2 tane de çok ciddi mutabakat sağlandı. Masada bir anlamda başarılar elde edilmiş oldu, diplomatik başarı sağlandı. Bir taraftan askerimizle güvenlik güçlerimizle istihbaratımızla tüm gücümüzle sahada aktör olarak yer aldık. Diğer taraftan da masada çok önemli başarılara imza atmış olduk. Bütün bunların sonucunda da Türkiye için uzun vadede çok sıkıntılı olabilecek bir süreci tersine çevirmiş olduk. Uzun dönemdir başka bir takım güçlerin hazırlık yaptığı kurguladığı oyunları Türkiye olarak bozmuş olduk.
‘Biz daha iyi oynadık’
- Oyunlar bitti mi, devam eder mi?
Birçok gücün burada hesapları var. Önceden yaptıkları yatırımlar var. Kurguladıkları bir oyun vardı. Türkiye bu oyunları bozdu. Bu kadar gösterilen tepkinin temelinde ben bunu görüyorum. Satrancı biz onlardan daha iyi oynadık Türkiye olarak. Karşımızdaki yapıyı, aktörleri, güçlerini dikkate aldığımız zaman son derece başarılı bir netice aldığımız söyleyebiliriz. Bu kadar denge içinde bu sonuçları elde etmek kolay değildi. Ama akıllıca ve zamanında yapılan hamlelerle bütün unsurları düşünülmüş hamlelerle ve kararlı bir duruşla bu neticeleri elde etmiş olduk. Satrancı iyi oynadık. Bugün Ortadoğu’da oynanan oyunlara baktığınız zaman şah mat yaptık diyebiliriz ama oyun daha bitmedi. Oyun devam ediyor, bunu görmemiz lazım.
‘Projelendirme yapıldı’
- Güvenli bölgede neler olacak bundan sonra, neler yapılacak?
Bu hareketle sınırımızdaki terör örgütlerini temizlemiş oluyoruz. Ülke içi güvenlik açısından büyük bir kazanç. Sınır güvenliğimiz daha büyük bir şekilde sağlanmış olacak. İkincisi uzun bir zamandır söylediğimiz güvenli bölge fikrini hayata geçirme noktasında iyi bir imkâna kavuşmuş olacağız. Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı sonrasında 365 bin Suriyeli mülteci kardeşimiz gönüllü olarak geri döndüler. Oluşturacağımız güvenli bölge ile birlikte daha fazla Suriyeli mültecinin ülkelerine geri dönmesini bekliyoruz. Gönüllü olması önemli dönüşlerin. İnsan onuruna yakışır bir şekilde bu sürecin yaşanması önemli. Türkiye’de bu anlayış içinde hazırlıklarını yapmış durumda. Projelendirmeye varıncaya kadar, orada nasıl bir konut alanları olacak, nerede ne yapılacak?
Batı elini taşın altına koysun
- Batının maddi anlamda Türkiye’ye verdiği sözler vardı...
Bütün detaylara varıncaya kadar Türkiye hazırlık yapmış durumda. Mültecilerle ilgili ve insani koşullarla ilgili bu kadar söz edenlerin artık ellerini taşın altına koymaları lazım. Bir taraftan mültecileri istemeyiz diyorlar ama bir taraftan bunu kaynağında çözen bir proje koydu ortaya Türkiye. Bu projeye destek olmaları gerekiyor. Madem insanları düşünüyorsunuz, mülteciler konusunda hassasiyetiniz var gelin işte somut bir proje var. Teorik bir projede değil, daha önce Fırat kalkanı ve Zeytin Dalı ile uygulanmış. Ve sonuç almış bir projeden bahsediyoruz. Bu modeli şimdi bu yeni alanlarda da inşallah hayata geçireceğiz. Ama burada mutlaka uluslararası desteğin artırılması gerekiyor.
‘ABD hata yaptığını fark etti’
- Batının operasyonlara karşı tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uzun zamandır maalesef çok yanlış bir takım kararlar aldı batılı müttefiklerimiz özellikle ABD başta olmak üzere. Bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünü kullandılar. PYD’nın PKK’nın bir kolu olduğunu bir öteden beri söylüyoruz. PKK’yı da hem ABD hem Avrupa terör örgütü olarak tarif ediyor. Bir terör örgütüne silahlı destek sundular. Siyasi destek sundular ve büyük yatırımlar yaptılar. Orada farklı bir proje bir anlamda oluşturmaya çalıştılar. Ama bunun stratejik bir hata olduğunu yeni yeni fark ediyorlar. Bu kadar yatırım yaptılar ama yaptıkları şey bir defa bölgenin istikrarını bozan Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almayan bir yaklaşımdı. Sonuçta bu yaklaşım çökmüş oldu son yaptığımız operasyonlarla ve mutabakatlarla birlikte. Burada tabi Sayın Trump ve yönetimi farklı bir yapı içerisine girdi. Diğer bürokrasi ve siyasi çevrelerin itirazları oldu. Türkiye sınırında terör yapılanmalarına müsaade edemez. Yine bizim Suriye’nin geçmişteki yönetimlerle yaptığımız Adana mutabakatı var. Bu mutabakat bize teröre karşı sınır ötesi operasyonlar yapma hakkı tanıyor. Diğer tarafta nda orada yaşayan halkın bizzat Türkiye’den talebi var. Gelin bizi bu terör yapılanmalarından kurtarın dediler. Bütün bunları düşününce Türkiye son derece haklı bir pozisyonda. Ama maalesef batıda ve uluslararası medyada Türkiye’yi bir işgalci olarak göstermeye çalıştılar.
‘Güven zayıfladı’
- Verilen sözler var. ABD nasıl sözlerini tutacak? Binlerce tır silah yardımı yapan bir ülke...
Biz diplomasiyi sonuna kadar kullanıyoruz. Ve mutabık kaldığımız ülkelerin verdikleri sözlere bağlı kalmalarını bekliyoruz. Temennimiz bu mutabakatların gereği yapılsın. Geçmişte zaten bu anlamda güven zayıflaması da yaşandı. Gereği yapılmadığı için güvenimiz zayıflamış oldu. Gereği yapılmazsa da biz sahada gereğini yaparız diyoruz.
Türkiye ne zaman Suriye’den çekilecek?
- Türkiye’nin amacı ve hedefleri neydi?
Bizim amacımız istikrarı korumak ve güçlendirmek. Bizim hiç bir ülkenin toprağında gözümüz yok. Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamaya çalışıyoruz. Siyasi istikrarını ve birliğini korumaya çalışıyoruz. Başka bazı güçler ise Suriye’yi bölmeye, parçalamaya çalışıyorlar. Temel çelişki bu. Birileri istikrarsızlaştırmaya geliyor. Bu istikrarsızlıktan rant devşirmeye geliyor. Türkiye ise orada istikrarı sağlamaya çalışıyor. Terörden kurtulmuş ve istikrara kavuşmuş bir Suriye’yi istiyor. Bu ortam oluştuğu anda da Türkiye oralardan çekilecektir.
Sivilleri öldürenler başka ülkeler
- Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarına neler söyleyeceksiniz?
Türkiye doğru ve insani bir yerde duruyor. Ama oyunları bozulanlar bu gelişmeler karşısında tepki gösteriyorlar. Asıl sivil ölümlerine yol açanlar şehirleri tahrip edenler, yerle bir edenler bakıyorsunuz başka ülkeler. Ama onlarla ilgili en küçük bir ses çıkmıyor. Türkiye ise adeta bir kuyumcu hassasiyeti ile sivillere zarar vermeden teröre dönük bir operasyon gerçekleştiriyor. Ama başka algılar oluşturulmaya çalışıyor. Kim ne yapmaya çalışırsa çalışsın Türkiye hem sahada hem diplomaside oyunları bozmuş oldu.
Şu anki yönetim ile temasımız yok
- Esad ile görüşme olacak mı?
Mevcut rejim büyük ölümlere yıkımlara yol açmış bir rejim. Biz şuanda bu rejimle doğrudan herhangi bir temas içinde değiliz. İstihbarat teşkilatları herkes ile her zaman temas içinde olurlar sahada. Ama ülkeler arası siyasi bir temastan söz edemeyiz. Burada bizim asıl muhatabımız Rusya ve İran. Bu iki ülke aslında sahada temel aktör konumunda. Burada da gerçekçi bir şekilde bu iki ülke ile meseleleri ele alıyoruz, konuşuyoruz. Ve atılması gereken adımları birlikte atıyoruz. Şu anki yönetimle doğrudan bir temasımız söz konusu değil.