Maarif Vakfı, Türkiye’nin yurt dışındaki eğitim gururu oldu. 6 kıtada 40 bin öğrencisiyle küresel eğitim markası olan Maarif Vakfı’nın okullarına talep günden güne artıyor. Maarif Vakfı Başkanı Akgün ile bölgedeki okullarını ve amaçlarını konuştuk. Akgün özellikle çatışma bölgelerindeki ailelerin umutlarını yeşerttiklerini söyledi.
FETÖ’nün Türkiye’nin adını kullanarak oluşturduğu yurt dışı yapılanmasının eğitim ayağıyla mücadele için kurulan Maarif Vakfı, küresel eğitim markası oldu.
43 ülkede eğitim vermeye başlayan Maarif Vakfı, eğitimde Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı. Maarif’in 323 okulunda 40 bine yakın öğrencisi var. Özellikle yakın coğrafyada da Maarif’in okullarına talep günden güne artıyor. 6 kıtada eğitim veren Maarif’e çatışma bölgelerinde barış okulları olarak dikkati çekiyor.
Maarif Vakfı Başkanı Birol Akgün ile Maarif Vakfı’nın küresel eğitim markası olmasını ve özellikle çatışma bölgelerindeki okullarını konuştuk.
Dünyada Maarif okullarına ilginin arttığını belirten Akgün, küresel anlamda bir eğitim markası olma yolunda hızla ilerlediklerini vurguladı. Irak, Somali, Afganistan gibi çatışma olan ülkelerde barış okulları olduklarını belirten Akgün, “O bölgedeki insanların ümidi o okulların geleceğine bağlı. Türkiye’nin orada bir okulunun olmasına kendileri açısından bir düzenin, güvenin, asayişin ve geleceğin bir ümidi olarak görüyorlar. Biz okulları aynı zamanda barışın timsali olarak görüyoruz. Çünkü eğitim demek sosyal düzenin devam ettiğinin göstergesidir. Geleceğe ilişkin insanların barış ümidi bu okullar vasıtasıyla yaşatılıyor. Biz de ailelerin bu ümitlerini yeşertmeye çalışıyoruz” dedi.
Akgün Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
HAYATA TUTUNMALARINI SAĞLIYORUZ
- Maarif Vakfı bölgede ne gibi faaliyetlerde bulunuyor?
Maarif Vakfı olarak Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki ülkelerde okul açmaya özel önem veriyoruz. Bu çerçevede bütün Balkan ülkelerinde okul açtık. Sadece Sırbistan kaldı. Bu sene inşallah onu da biçimlendiriyoruz. Gelecek döneme yetiştirmeye çalışıyoruz. Onun ötesinde yakın komşumuz olan Irak’ta, merkezi hükümetin bulunduğu Bağdat’ta bu sene 2 yeni okul açtık. Geçen yılda Erbil’de ilkokulumuzu açmıştık. Aynı şekilde çatışma bölgeleri olan Afganistan, Somali’de okullarımız var. Gerçekten de Bağdat’ta, Afganistan’da, Somali’deki okullara insanlar çocuklarını bilinçli olarak gönderiyorlar. Çünkü insanların hayata tutunması için tek yol çocuklarının iyi eğitim alması. Ve başarıdan vazgeçmemeleri. Onun için bu sene ilk açmamıza rağmen Bağdat’taki iki farklı mahalledeki iki okulumuza inanılmaz derecede ciddi bir talep oldu. Bağdat’ta ilk yıl açmamıza rağmen toplam 1200 öğrenci müracaat etti. Biz onlarla başladık. Ülkedeki aylardır süren iç çatışmalara, istikrarsızlığa rağmen biz okullarımızı açık tutuyoruz. Ailelerde bu okulların açık tutulmasını özellikle istiyorlar. Aynı şekilde Somali’deki Afganistan’dakiler yani savaşan bütün taraflar okulların açık olmasına saygı gösteriyorlar. Biz de bütün kesimler arasında tarafsız bir şekilde kaliteli ve nitelikli eğitim vererek çocukların yarınlara hazırlanmasını istiyoruz. Çünkü bu ülkelerin geleceğinin iyi yetişmiş nitelikli insan gücüyle mümkün olacağına inanıyoruz. Amacımızda bu ülkelerin barış ve huzur içerisinde geleceklerine ümit içinde bakmalarına yardımcı olmak. Bu anlamda zor coğrafyalarda görev yapan arkadaşlarıma özellikle teşekkür etmek istiyorum. Onlar Türkiye’yi, Maarif Vakfı’nı temsil ediyor. Örneğin Somali’deki bizim aracımıza bomba konmasına rağmen, arkadaşlarımız yaralandı, ama asla vazgeçmediler. Fedakârca orada eğitim ordumuzun gönüllüsü olarak hizmet etmeye devam ediyorlar. Dolayısıyla Türkiye’nin dış politikasındaki insani yaklaşımı biz Maarif Vakfı olarak her coğrafyada, her alanda, her imkânda temsil etmeye devam ediyoruz.
- Yani çatışmaların olduğu yerlerde barış okulları mı oldunuz?
Aynen öyle. Biz okulları aynı zamanda barışın timsali olarak görüyoruz. Çünkü eğitim demek sosyal düzenin devam ettiğinin göstergesidir. Geleceğe ilişkin insanların barış ümidi bu okullar vasıtasıyla yaşatılıyor. Biz de ailelerin bu ümitlerini yeşertmeye çalışıyoruz.
KÜRESEL BİR EĞİTİM MARKASI
- Bu okullardan Türkiye’ye gelmek isteyenler nasıl, çok mu?
Tabii. Çok isteyen var. Özellikle Afganistan’dan Somali’den, Sudan’dan, Irak’tan Türkiye’ye gelip okumak isteyen çok öğrencimiz var. Doğrusu velilerde bizim okullara gönderirken kendi çocuklarının özetle üniversite eğitimi alması konusunda Türkiye’yi bir tercih olarak gördükleri için de gönderiyorlar. Çünkü Maarif Vakfı’nın okuluna giden ve oradan mezun olan, kendi bileğinin hakkıyla YÖS sınavına girerek Türkiye’de bir devlet üniversitesini kazanan bir öğrencimiz herhangi bir harç ödemeden Türkiye’deki bir devlet üniversitesinde okuma hakkını ve şansını elde ediyor. Bu pek çok aile açısından bir ümit demek. Bir teşvik demek. Bunun da farkındalar. Bağdat’tan, Somali’den, Sudan’dan, Afganistan’dan inanılmaz bir talep var. Geçen yıl Yurtdışı Türkler Başkanlığı’nın açmış olduğu burs ilanına 26 bin öğrenci başvurdu sadece Afganistan’dan. Biz bunları aynen Türkiye’deki üniversite ÖSYM sistemi yapar gibi bizim okullarımızın bulunduğu 6 ayrı şehirde YTB ile işbirliği halinde sınav yaptık. Oradan seçilenler ancak burs komisyonlarına başvurma hakkı elde ettiler. Dolayısıyla neredeyse bir ülkedeki üniversitede yaşına gelmiş olan herkes bir şekilde yönünü Türkiye’ye dönmüş durumda. Yani Maarif Vakfı olarak biz genel anlamda Türkiye’nin tanıtımı ama daha özelde eğitim sisteminin özellikle yükseköğretim sisteminin uluslararasılaşması sürecine önemli katkılar sağlıyoruz. Küresel bir eğitim markası olduk.
TALİBAN KONTROLÜNDEKİ YERİ HELİKOPTERLE AŞIYORUZ
- Somali’deki bombalama olayından sonra ailelerden nasıl destek aldınız?
Aileler ciddi bir şekilde okullarımıza sahip çıktılar. Okullarımıza gelip bizlere cesaret verdiler. Somali Milli Eğitim Bakanı da bizzat gelip arkadaşlara teşekkür etti ve bu okulların açık kalmasını talep ettiler. Biz de zaten öyle düşünüyoruz. İlgili büyükelçiliklerimizle beraber bunu yapıyoruz. Mesela Afganistan’da zor şartlarda, kara ulaşımı olmamasına rağmen Şibirgan’daki okullarımızı hep açık tutuyoruz. Orası Afganistan’ın kuzeyinde Türkmenlerin daha yoğun olarak yaşadığı bir şehir. Orada 120 kilometrelik yol Taliban’ın kontrolünde ve savaş ortamı var. Ama biz arkadaşlarımızın ulaşımını, intikalini hep helikopterlerle yaptırıyoruz. Ama o okulu da Türk okulu olarak açık tutuyoruz. Çünkü o bölgedeki insanların ümidi o okulların geleceğine bağlı. Türkiye’nin orada bir okulunun olmasına kendileri açısından bir düzenin, güvenin, asayişin ve geleceğin bir ümidi olarak görüyorlar. Biz de onlara her türlü destek veriyoruz. Geçen hafta açılış vardı. Sayın Büyükelçimiz, Başkonsolosumuz ve bizim ülke direktörümüz yine helikopterlerle giderek okulun açılış törenini yaptılar. Her türlü ihtiyaçlarını da bu şekilde karşılamaya devam ediyoruz.
6 KITADA 40 BİN ÖĞRENCİ
- Kaç ülkede varsınız?
Artık 43 ülkede eğitim veriyoruz. 40 bine yakın öğrencimiz var. 323 okulumuz bulunuyor. Bu tabloya baktığımız zaman dünyada bizden önce Türkiye’den önce uluslararası eğitime başlamış, devlet destekli diğer pek çok Avrupa ülkesi içinde artık biz ilk beşteyiz. Bu anlamda küresel bir eğitim networkündeyiz. Ve dünyanın 6 kıtasında farklı seviyelerde eğitim veriyoruz. Bu bizim açımızdan da Türkiye açısından da bir kazanım ve tecrübe demek. Pek çok ülkenin eğitim sistemlerini, eğitim modellerini ve uygulamalarını öğrenmiş oluyoruz. Bu konularla ilgili pek çok raporumuz da var. Önümüzdeki dönemde 2020 yılı içerisinde bu modelleri ve küresel eğitim sürecindeki, eğitim alanındaki küresel trendleri de tartışmaya açmak üzere bir uluslararası eğitim zirvesi de düzenlemek istiyoruz Türkiye’de. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Mümkünse İstanbul’da uluslararası bir eğitim zirvesi düzenlemek istiyoruz. Hem kendi okulumuzun bulunduğu ülkelerdeki arkadaşlarımızı çağırıp, bu konudaki uzman akademisyenleri çağırıp. Biz Maarif Vakfı olarak dünyadaki birikimi derleyip toparlamak ve tartışmak, buradan kendi okullarımız için dersler çıkarmak, metotlar geliştirmek ve aynı zamanda bu birikimi Türkiye’ye de taşımak istiyoruz. Dolayısıyla Maarif Vakfının insanlara ulaşmaktan uluslararası alandaki eğitimle ilgili yeni yaklaşımları, metotları, trendleri ülkemize taşımaya kadar çok yönlü hizmetleri olan bir kurum olarak kendimizi görüyoruz. Gerçekten küresel anlamda bir eğitim markası olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bundan sonraki hedefimiz 2020-2023 yeni stratejik planımız çerçevesinde kalite odaklı bir eğitim kurumu haline gelmek istiyoruz. Geçtiğimiz 3 yılda artık kurumsallaşma sürecini tamamladık. Bundan sonra kalite, rekabet ve kurumsal anlamda iyi yönetişim standartlarına uygun bir yönetim sistemini kurmaya çalışıyoruz.
BAĞDAT’TA 2 KAMPÜS 6 OKUL
Bağdat’ta 2 kampüs’te 6 okulumuz var. 2019-20 döneminde başladık derse. Anaokulunda 162, ilkokulda 789, ortaokulda 179 olmak üzere toplam 1130 öğrencimiz var. Erbil’de ise 1 kampüs 4 okul var. 2018-2019 döneminde başladık. Anaokulunda 136, ilkokulda 322, ortaokulda 244, lisede 39 olmak üzere toplam 741 öğrencimiz var.