DOĞUBEYAZIT
Mehmetçik gece gündüz, soğuk sıcak demeden sınırlarımızı koruyor, teröristlerle mücadele ediyor.
HUDUT NAMUSTUR... Bu cümleyi sınır hattında birçok askeri karakolda görebilirsiniz.
Sınır karakollarının ayrı bir havası vardır. Koklamayan bilmez. Vatan sınırlarını korumanın değeri hiç bir şeyle ölçülmez.
Milliyet olarak Milli Savunma Bakanlığı’ndan özel izin alarak doğu sınırında Mehmetçikle 1 gün geçirdim. Ana mesajım: MEHMETÇİK 24 SAAT NÖBETTE.
Askerlerimizin nasıl sınırlarımızı koruduğunu yerinde gördüm.
Iğdır’daki 5. Sınır Komutanlığı’na bağlı Gökay Doğubayazıt sınır taburuna gittim.
Burası Ermenistan, Nahçıvan ve İran ile sınırı olan önemli bir bölge. Yani Mehmetçik 3 ülke sınırında görev yapıyor aynı anda.
Küçük Ağrı Dağı’nın eteklerinde olan Gökay Taburu’nun olduğu yerden 3 ülkedeki Türkiye’ye yönelik hareketlilik izlenebiliyor.
Bu bölgede hem yasadışı düzensiz göçmenin sınırdan geçişi engelleniyor hem de terörle mücadele ediliyor. Taburda konuşlanmış komandolarda gece gündüz sürekli arazide hareket halinde.
3 ülkeye bakış
Sınır ziyaretimde ilk olarak taburdaki komutanlarla ve askerlerle tanıştıktan sonra çelik yeleğimizi giyerek tabur için önemli mevzilerden biri olan hâkim tepedeki Bayraktepe Mevzisi’ne gittik.
Sisli Küçük Ağrı Dağı manzarası eşliğinde tırmandığımız tepeden 3 ülkenin sınırlarımız çevresindeki hareketlerini önce çıplak gözle sonra son teknolojik aletlerle izledik.
Özellikle İran tarafında volkanik arazinin fazlalığı dikkatimi çekti.
Bu bölgenin yasadışı düzensiz göçmenler tarafından da çok sık kullanıldığını ve Türkiye’ye geçmek isterlerken birçok göçmenin yakalandığını öğrendim. Günlük yakalanan geçiş teşebbüsü sayısı da bir hayli yüksekmiş.
Sınır hattına hem duvar yapılmış hem de tel örülmüş üstüne. Sınır hattına aydınlatma ve kameralar da konulmuş ayrıca.
Bayraktepe mevzi kule nöbetçisi Çavuş Mahmut Yalçınkaya ile hudutta görev yapmanın zorluklarını ve neler yaptıklarını konuştum.
Yalçınkaya, “Karakolumuzun rakamı yüksek olduğu ve Küçük Ağrı Dağı’nın eteklerinde bulunduğumuz için görev yaptığımız bölgede kış mevsimi çok sert geçiyor. Ancak devletimizin bize sağladığı imkânlar sayesinde en zor iklim şartlarında daha görevimizi layıkıyla yerine getirebiliyoruz” diyor.
Askerlerle de sohbet ediyoruz hâkim tepedeki. Hem termal gözetleme sistemi ile hem de büyük dürbünlerle sınır hattının 24 saat gözetlendiğini dile getiriyorlar.
Burada askerlerimizle sınır hattındaki çalışmalarını konuşurken bir taraftan da Ağrı Dağı manzarası izliyoruz.
Son teknoloji gözetleme
Bu tepeden sonra başka bir gözetlemenin yapıldığı Harita Tepe Mevzisi’ne gidiyoruz.
Burada yerli üretim olan Kobra 2 TTZGA görüyoruz. Bu zırhlı araçta hem termal gözetleme hem de radar var. Gece gündüz 24 saat bu araçla sınırlarımız yakından kontrol ediliyor.
Bu gözetlemelerden gelen tehlikeler hemen müdahale timlerine ve komandolara haber veriliyor, tehlikeye yönelik önlem alınıyor.
Araca oturup Mehmetçikle sınır hattını birlikte gözetliyoruz.
Araçtaki Çavuş Eyüp Yıldız’a görevini soruyorum:
“Kobra 2 gözetleyicisiyim. Aracın üzerinde termal gözetleme sistemi ve radar mevcut. Termal gözetleme sistemi ile uzun mesafede gece ve gündüz ısı yayan her şeyi tespit edebiliyoruz. Aynı zamanda araç üzerindeki radar ile sis veya yağıştan etkilenmeden her türlü hava şartlarında uzun mesafede hareket eden her şeyi tespit edebilme imkânına sahibiz. Radar sistemi termal kameradan bağımsız olarak çepe çevre tarama yapmaktadır. Biz termal gözetleme sistemi ile gözetlememize devam ederken radar herhangi bir bölgede bir hareketlilik tespit ettiğinde termal gözetleme sistemini o bölgeye yönlendiriyoruz. Kobra 2 araçları hudut emniyetine büyük katkı sağlıyor” yanıtı alıyorum.
Tank ateş desteğine hazır
Aynı tepe üzerinde hâkim noktada tankı da görüyoruz. Tank hem gözetleme yapıyor hem de ani saldırılara karşı ateş desteği veriyor.
Tank personeline görevlerini sorunca şu yanıtı alıyorum:
“Sorumluluğumuzdaki hudut hattında görevli hudut birliklerinin özellikle olumsuz hava şartlarında görüş imkân kabiliyetlerini artırmak ve olası bir saldırı durumunda ani ateş desteği sağlamak amacıyla 24 saat esasına göre bölgemizde gözetleme yapmaktayız.”
Ayrıca tankçıların özel dinlenme mevzisi de var. Burada sınır hattına yeni gelen tankçılar eğitimden de geçiriliyor.
Biz de bu mevziye girerek tankçılarımızla birlikte çay da içtik dinlenme sırasında. Hepsinin gözlerinde vatan sevgisi.
Yemekler beğeniliyor
Sınır taburunda 24 saat hareket var. Herkes görev saatlerine göre uyuyor ve kalkıyor. Ama sabah 5’te herkes ayakta güne hazırlanılıyor.
Mevzileri ve hâkim tepeleri dolaştıktan sonra taburda ne yapılır ona bakıyorum.
Mehmetçikle beraber er ve erbaş yemekhanesinde öğle yemeği yiyoruz. Yemekte et, makarna, salata, tatlı ve taburda yapılan sıcak pide var.
Tabur ve karakollarda yemekler ile ekmekler hep yerinde yapılıyormuş.
Yemek lezzetli. ‘Ben geldiğim için mi böyle yoksa hep böyle mi?’ diye soruyorum askerlere.
‘Yemeklerimiz lezzetli, uzman aşçılar var’ diyorlar.
Aşçı da memnun yemeklerin beğenilmesinden. Uzun süredir aynı yerde görev yapıyormuş. Bu da yemeklerin güzel olmasını sağlıyor.
Akşam yemeğini soruyorum uzman aşçıya: şehriye çorbası, kıymalı türlü, peynirli tepsi böreği, soğuk çay ve muz.
Yemekler doyurucu ve çeşitlilik var.
Hudut namustur
Yemekte askerlerle sohbet ediyorum uzun uzun. Rıdvan Akça 7 aydır karakolda olduğunu söylüyor. “Askerliğimi hudut karakolunda yaptığım için mutlu ve gururluyum. Bizim kültürümüzde hudut namustur. İçerde huzurun sağlanmasında hudut güvenliğinin önemi büyüktür. Bizler bu bilinçle burada görev yapıyoruz” diyor.
Muhammet ise 8 aydır karakolda olduğunu belirterek şunları paylaşıyor:
“Vatan borcumuzu ödediğimiz bu bölgede her türlü iklim ve arazi şartlarında görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Burada her türlü risk hesap edilerek faaliyetler gerçekleştiriliyor. Ailelerimiz bizi merak etmesin. İnşallah vatan borcumuzu ödeyerek kavuşacağız.
Görevim bittikten sonra da buraya duyacağım hasreti şimdiden hissedebiliyorum.”
Bizi merak etmesinler
Askerlerimizle ‘vatan size minnettar’ diye ayrılıyorum.
‘Ailelerinize mesajınız var mı, götüreyim’ diyorum.
‘Bizi merak etmesinler. Bizim keyfimiz yerinde’ diyorlar.
Duygulanarak ayrılıyorum sınır hattından.
Benim bir günlük sınır izlenimim: MEHMETÇİK 24 SAAT NÖBETTE...
Boş vakitlerinde neler yapıyorlar?
Arazi, mevzi ve gözetleme nöbetleri dışında Mehmetçik sınır taburlarında ne yapar?
Bunu soruyorum yemek sırasında sohbet ettiğim askerlerimize.
Onlarda beni boş vakitlerini değerlendirdikleri salona götürüyorlar.
Askerlerimizle orada playstation, pinpon oynuyoruz.
Kitap okuma alanı da var.
Akşamları da asker arkadaşları dediğimiz devreler arasında koyu sohbetler oluyormuş.
Komutanlar da boş vakitlerde askerlerin motivasyonunu ve moralini artırıcı çalışmalar yapıyormuş taburda.