Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Depremzedelerin barınma ihtiyacını karşılamak için ülke genelinde üniversitelerin kapatıldığı ve devlet yurtlarının bir süreliğine AFAD’ın emrine verildiği açıklandı.

Dışarıdan bakıldığında ulvi bir davranış gibi gözükse de artılarına, eksilerine bakıp ona göre karar vermek en doğru olanı.

İlk günlerin çaresizliği nedeniyle böylesi bir seçenek doğru olabilir ama ortalık sakinleşip de daha soğukkanlı bakıldığında yeniden bir durum değerlendirmesi yapmakta yarar var.

Örneğin İstanbul’u ele alalım.

İstanbul’da 60 civarında üniversite ve bir milyonu aşkını üniversite öğrencisi var.

Haberin Devamı

Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) ait yurtlarda kalan öğrenci sayısı ise yüzde 5 civarında bile değil.

Yani yurtlara ihtiyaç var, yüz yüze eğitime ara verilsin mantığı doğru değil.

Daha da önemlisi, devlet yurtlarında kalan öğrencilerin büyük bir kısmı zaten o illerimizden gelenler.

Memleketlerine döndüklerinde nerede kalacaklar?

Çadırda mı, olmayan evlerinde mi?

Yine aynı şekilde ev kiralayıp kalanlar için de durum farklı değil.

Okullar kapalıyken kira ödemenin bir anlamı yok diye memlekete gitseler nerede kalacaklar, okullar açıldığında geri geldiklerinde kiralar ikiye katlanırsa ya da ev bulamayıp ortada kalırlarsa ne olacak?

Üniversiteler açık olup düzenleri aynen devam etseydi belki de bir kısmının aileleri yanlarına gelecek, ortada kalmaktan kurtulacaklardı.

Eğer alınan bu karar depremzede ailelerin acılarını hafifletmek içinse tam tersi bir yan etki de yaratabilir.

Nasıl mı?

O kentlerden gelen on binlerce öğrenciyi, viraneye dönmüş o kentlerde yaşamaya zorlayarak.

Yurtta kapı önüne konan bir öğrencinin ailesinin yanına gitmekten başka ne çaresi olabilir?

Tabii eğer evleri sağlam, aile fertleri de hâlâ hayattaysa.

“Böylesi bir zamanda ailelerinin yanında olmayacaklar da ne zaman olacaklar” diyenler mutlaka çıkacaktır.

İşte bu noktada tercih hakkını keşke kendilerine bıraksaydık.

İsteyen kaydını dondursaydı, isteyen o kentlerdeki üniversitelere yatay geçiş yapsaydı, isteyen de kayıtlı olduğu üniversitede eğitimine devam etseydi.

Haberin Devamı

Depremzede ailelerden gelen geri bildirimlerden pek çoğu, çocuklarının çok daha güvenli ortamlarda olmaları yönünde.

Ne olur bırakalım son kararı kendileri versinler.

Kira yardımı?

Devlet zaten kira yardımı yapıyor, bu yüzden depremzedeleri yurtlar yerine kiralık evlere yönlendirmek sanki çok daha iyi bir seçenek olacaktır.

Dahası, yaz ortasına kadar onlar için yapılan evler tamamlanmazsa ne olacak?

Devlet yurtları gelecek öğretim yılı için de öğrenci kabul etmeyecek mi?

Ne zaman başlatılacak, ne zaman yeni öğretim yılına hazırlanacaklar?

Bir de bazı kentlerdeki yurtlar için hiç başvuru olmadı ya da hiç kimse o kadar uzağa gitmek istemedi. Peki, o zaman ne olacak?

Üniversite kapandığıyla mı kalacak?..

Nakiller?

Depremzede öğrencilerin gittikleri kentlerdeki okullara müracaat edip eğitime kaldıkları yerden devam edebilecekleri açıklandı. Pek çok özel okul da burs vereceğini duyurdu.

Görünen o ki bu konuda da sıkıntılar yaşanıyor.

Devlet okullarında aynı statü ve aynı başarı derecesine sahip okullar, kontenjan yok gerekçesiyle, örneğin yüzde 5’lik dilimdeki öğrenciyi almıyor, yüzde 25’lik dilimdeki liselere yönlendiriyor.

Haberin Devamı

Özel okullar ise bursların yıl sonuna kadar geçerli olduğunu söylüyor, devamı için güvence vermiyor. Ders kitapları, kıyafet, ulaşım konusunda her türlü desteği sağlamıyor.

İleride farklı acılar yaşanmaması için bu konuda sürdürülebilir güvenli bir yol haritası çizilmesi yeni mağduriyetleri önleyecektir.

Özetin özeti: Hızlı alınması gereken kararlar bazen hatalı olabiliyor. Böylesi durumlarda hatadan dönmek bir erdemdir. Hatada ısrar ise yeni mağduriyetler yaratır.