Her yıl 10 milyona yakın aday sınava giriyor.
LGS, YKS, KPSS, TUS…
Hepsi de çok çok önemli.
İyi bir lise olmadan iyi bir üniversite, iyi bir üniversite olmadan da iyi meslek ve iyi bir gelecek çok zor.
Sınavlar için onca emek ve onca para harcanmasının nedeni de bu.
Peki, doğru olan bu mu?
70’li yıllardan bugüne gelen merkezi sınavlar bu konuda tek seçenek mi?
Evet demek mümkün değil!
Örneğin ilgili tüm kurum ve kişiler üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları fazlasıyla yerine getirseydi, örneğin MEB mükemmel bir eğitim verseydi, örneğin ÖSYM yine mükemmel bir sınav sistemi gerçekleştirseydi ve örneğin öğrencilerin en az yarısı soruların tümünü yapsaydı ne olacaktı?
İsteyen istediği üniversite ya da fakülteye girebilecek miydi, mezun olduklarında alanlarıyla ilgili bir iş bulup günümüz koşullarında emeklerinin karşılığını alabilecekler miydi?
Keşke olaya biraz da bu pencereden bakabilsek.
İşte o zaman kabahatli aramak yerine çözüme yöneliriz ki doğru olan da bu olur.
Doğru bir insan gücü planlaması yapmanın, meslek yelpazesini günümüz koşullarına göre olabildiğince genişletmenin, bireylere ilgi, yetenek ve hayalleri doğrultusunda istihdam ve üretim odaklı bir yol haritası çizmenin zamanı hâlâ gelmedi mi?
Bunu şimdi değil de ne zaman yapacağız?
Doğan her çocuğu üniversite kapısına yığmak ne kadar doğru?
Başvurduğu halde sınava girmeyen aday sayısı 226 bin.
Büyük bir rakam!
Barajlar kaldırılınca büyük bir heyecanla üniversite hayali kurmaya başladılar ama sonra uzun uzadıya düşünüp taşındıktan sonra bırakın üniversitede okumayı, sınava girmeye bile gerek duymadılar.
Diğer pek çok ayrıntı gibi sınav verileri de her yönüyle analiz edilmeli ve geleceğe yönelik kararlar alınırken bu yönde hareket edilmelidir.
Üniversite sınav sonuçlarına göz atıldığında MEB’i yerden yere vuranların sayısı çok fazla. Peki, gerçekten kabahatli olan MEB mi yoksa ÖSYM ya da sınav sistemi mi?
Yanlış sistem
Eğitimde sorunlarımız olduğu kesin ama ÖSYM’nin çizdiği kadar kara bir tablo söz konusu değil.
100 bine yakın adayın sıfır çekmesi, ortalamaların bu kadar düşük olması öğrencilerin başarısızlığından mı yoksa okulda verilen eğitim ile ÖSYM sınav sisteminin birbiriyle örtüşmemesinden mi?
TYT Temel Matematik’te Türkiye ortalaması 40 soruda 6.9
AYT Matematik’te 40 soruda 7.2
TYT Türkçe 40 soruda ortalama 17.7
AYT Türk Dili ve Edebiyatı ortalaması 24 soruda 6.6
TYT Fen Bilimleri’nde 20 soruda 3.2
AYT Fizik’te ise 14 soruda ortalama sadece ve sadece 2.3
Diğer testlerde de durum farklı değil.
YKS bir sıralama sınavı değil de başarı sınavı olsaydı, ülke olarak sınıfta kalmış olurduk.
Peki, bu gerçek bir değerlendirme olur muydu?
Kesinlikle hayır.
Lise ve dengi okullarda 300’e yakın ders okutuluyor ve sınavlarda sadece 10 dersten soru soruluyor.
Fen liseleri ile meslek lisesi mezunları aynı sınava giriyor ve tüm sorular fen liselerine göre düzenleniyor ve başarı sıralamasının en tepesinde hep onlar yer alıyor. Peki, ya sorular meslek lisesi müfredatına göre hazırlansaydı, tam tersi bir tablo ortaya çıkmaz mıydı?
Sınavlar yüzünden çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamıyor, aileler de kazançlarının ve zamanlarının önemli bir kısmını yine sınavlar için harcıyor ve gelinen nokta ortada. Sevinen ve mutlu olanların oranı yüzde 10 bile değil! Gerisi tam anlamıyla kırgın, küskün ve enkaza dönüşmüş durumda.
Özetin özeti: Kabahatli yerine doğru olanı arasak hem ülkemiz hem de çocuklarımız için en hayırlı olanı yapmış oluruz ve şimdi tam da o zaman.