Lise ve üniversiteye girişte ödüller havalarda uçuşuyor!
Şampiyon öğrencilerin buluşma noktası Boğaziçi bile kesenin ağzını açtı.
Boğaziçi Üniversi-tesi’ne Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda SAY, EA, SÖZ ve DİL puan türlerinin birinde ilk üçte yer alarak yerleşen öğrencilere tek seferlik 100 bin TL nakdi destek sağlanacak.
Yerleştiği puan türünde ilk 10’a giren öğrencilere yılda 9 ay süreyle 15 bin TL burs desteği verilecek. Yine İlk 100’e giren öğrencilere de yılda 9 ay süreyle 10 bin TL destek sağlanacak… Burs ve ödül konusunda taviz vermeyen kolej ve üniversiteler ise “Biz sadece iyi eğitim veriyoruz, o da bize yeter” diyorlar.
Özel okullar ve vakıf üniversiteleri öylesine cazip tekliflerde bulunuyor ki, adayların kafası karmakarışık hale geldi.
Bir yanda hayalini kurdukları üniversite öte yanda hayalini kurdukları araba ya da bir daha bu kadarını göremeyeceği paralar.
Görünen o ki bu göz kamaştırıcı promosyonlar bir hayli etkili oldu.
Devlet üniversiteleri ile fen ve Anadolu liselerinin bu kervana katılmaları da bu yüzden.
Eskiden ikinci yedeğe bile sıranın çok zor geldiği Robert gibi liseler, ekstra armağanlar konusunda duruşunu hiç değiştirmeyince kayıtlarda çok alt sıralara kadar inmek zorunda kaldılar.
Bu konuda çok ilginç bir anekdotu da paylaşmanın tam zamanı.
Alanında en iyilerden biri olan bir üniversitemizin rektörü anlattı:
“Sınav birincilerden birisi geldi. Sohbetin tam ortasında, diğer üniversitelerin kendilerine vereceklerini sıraladıktan sonra ‘Hocam siz ne veriyorsunuz?’ dedi.
İyi bir eğitim dışında hiçbir şey cevabı aldıktan hemen sonra vedalaşıp gitti. Kaydını bir başka üniversiteye yaptırdı. Aradan birkaç ay geçtikten sonra bir kez daha geldi. ‘Hocam haklıymışsınız, önemli olan eğitimmiş, ben size gelmek istiyorum’ dedi. O an için mümkün olmadığını söyleyip, kuralları hatırlattık gitti ve daha sonra zamanı gelince de geçiş yaptı…”
Elbette her şampiyon bu noktalara gelmiyor ama cazip promosyonların kafa karıştırdığı ve çok etkili olduğu da kesin… Hatta bazı profesyonel ödül avcıları var ki sınavlara sırf bu ödüllerden yararlanmak için giriyorlar… Ödüllerin sadece birincilerle sınırlı kalmadığını, ilk 100’e, 1000’e hatta ilk on bine, yüz bine kadar çıktığını da hatırlatmak isteriz…
Neden gidiyorlar?
Her yıl on binlerce gencimiz yurtdışına gidiyor. Hem de en başarılı olanlar. Peki, bu ülkemiz için olağanüstü bir kayıp mı yoksa bir kazanç mı?
Eğer ön yargılarınız yoksa nereden baktığınıza bağlı olarak bunu bir kayıp olarak da görebilirsiniz, kazanç olarak da.
Çünkü her iki durum da söz konusu. Ama sonuçta kazanan hem birey hem de ülkemiz oluyor.
Çünkü gittikleri ülkelere yerleşseler de onlar hep bizim bir parçamız olarak kalmaya devam edecekler. Diasporanız ne kadar güçlüyse siz de o kadar güçlüsünüz.
Ermeni ve Musevi diasporasının gücü ortada. Ülkeleri her ne kadar küçük olsa da güçleri ve tanınırlıkları, parmak ısırtıyor.
Dünyayı gezerken ya da gazete haberlerinde hep görüyoruz.
Eskiden okumuş, zengin, güç sahibi vatandaşlarımızın sayısı yok denecek kadar azdı. Şimdi öyle mi?
Hemen her ülkede, hemen her alanda parmakla gösterilen, kendileriyle gurur duyduğumuz gençlerimiz de var, yetişkinlerimiz de.
Bu yüzden, okumaya, ticarete gidenleri, “Şuna bak ülkesini bırakıp nerelere gidiyor” diye ya da “Bu okullar bize değil emperyalist ülkelere hizmet ediyor, tüm mezunları yurtdışına gidiyor” şeklinde eleştirme yerine şansları bol olsun diye uğurlamalıyız.
Daha da önemlisi neden gittiklerini sorgulamalıyız! Sorgulamalıyız ki, yapılan hataları, görüp düzeltmeliyiz… Biz nasıl bugün başkalarının ürettiği teknolojiyi, bilgi birikimini ve sermayeyi kullanıyorsak, yarın başkaları da bizden birilerinin ürettiklerini kullanacak ve bu kez biz de onlarla gurur duyacağız!..
Önemli olan doğru insan, doğru yurttaş yetiştirmek ve doğru yol haritası çizmektir.
Peki bu MEB’in, YÖK’ün, ÖSYM’nin umurunda mı?..
Özetin özeti: Para her kapıyı açsa da, bazı güçler her şeye kadir gibi gözükse de, eğitimin, bilginin, bilimin yeri her daim onların üzerinde olacaktır.