Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aynı bölüme burslu 528 puanla giren de var, 276 puanla paralı giren de! Devlet üniversiteleri ile vakıf üniversiteleri arasındaki puan farkı da korkunç boyutlarda. Tıpkı devlet üniversiteleri arasındaki puan farklılıkları gibi. Mezun öğrencilerin hepsi aynı diplomayı alacak, torpili olan kolayca işe girecek, olmayan o bölüme girdiğine de bitirdiğine de bin pişman olacak!

Üniversite kapısında bekleyen 3 milyon aday varken 34 bin kontenjan boş kalması çok enteresan.

160 soruda yarım (1/2) neti olanın bile üniversiteye girebildiği sistemde on binlerce kontenjan boş kalması, başvuruda bulunan adaylardan yüz binlercesinin sınava hiç girmemesi, 1 milyonu aşkın adayın tercih hakkı varken bu hakkı hiç kullanmaması, sınav ve üniversite odaklı eğitim sistemimizi sil baştan yeniden düşünmemiz için yeter de artar.

Haberin Devamı

Ek yerleştirme!

25 bini lisans bölümlerinde olmak üzere toplam 34 bini aşan kontenjan açığı, kazanıp da kayıt yaptırmayanlarla birlikte 100 binin üzerine çıkarsa hiç şaşırtıcı olmaz.

Bu yüzden ilk yerleştirmede hiçbir yere giremeyen adaylar hemen pes etmemeli. Kesin kayıtlardan sonra yapılacak ek yerleştirmede hiç ummadıkları bir şans yakalayabilirler.

Neden mi? Tıptan diş hekimliğine, eczacılıktan eğitim fakültelerine, hukuktan mühendisliklere kadar her puan aralığında binlerce kontenjan açığı var da o yüzden.

Asıl önemli olan dün üniversiteli olma sevinci yaşayan gençlerimizden kaçı gelecek yıllarda tekrar sınav girecek, kaçı girdiği bölümden mezun olacak, kaçı mezuniyetten sonra öğrenim gördüğü alanda bir iş bulacak, ne kadar maaş alacak ve geleceğe yönelik ümitleri ne kadar artacak?..

Sınav sonuçları, kimilerine göre tam bir başarı tablosu, kimilerine göre ise tam bir hezimet. Kontenjanların yüzde 98 oranında dolmasından mutlu olanlar yüksek öğretimde çağ atladık derken, birkaç netle üniversiteli olmanın, eğitimin dibe vurduğunun bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyorlar.

Sayılarla YKS

İşte 2024 YKS ve yerleştirme sonuçları ile ilgili bazı satır başları:

- Başta fen liseleri ve milyonluk kolejler olmak üzere tüm okullar çok fire verdi! Liseyi bu yıl bitiren adaylardan yarısı hiç tercih yapmadı, yeni mezunlardan lisans bölümlerine giren aday oranı sadece 5’te 1!

Haberin Devamı

- Önceki yıllarda üniversiteye girip de kazandığı yeri beğenmeyip bu yıl yeniden sınava giren ise 650 bin!

- Puanı hesaplanan 2 milyon 755 bin adaydan, 1 milyondan fazlası hiç tercihte bulunmadı. Tercih yapsalardı pek çoğu üniversiteli olabilecekti!

- Puanı hesaplanan 2 milyon 755 bin adaydan 1 milyon 670 bini aday tercihte bulundu ve toplam 987 bin 388 aday yerleştirildi.

- Dijitalleşme, yapay zekâ ve büyük veri gibi stratejik alanlarda yeni devlet üniversitelerinde yeni açılan 73 yeni programın, 2.225 kontenjanın tamamı doldu.

- Enteresan bir şekilde, bu yıl devlet üniversitelerinin örgün ön lisans programlarının 278 bin 261 olan genel kontenjanının tamamı da doldu.

- Üniversitelere yerleşen kadın öğrencilerin oranı toplam yerleşenlerin yüzde 55’ini oluştururken, erkek adaylar yüzde 45’lik bir paya sahip oldu.

Haberin Devamı

Boş kontenjanlar?

Birinci yerleştirme sonrasında boş kalan kontenjanlara bakıldığında tıptan diş hekimliğine, mühendisliklerden hukuka, eğitimden mimarlığa kadar hemen alanda açık var. Peki bu açık neden oluştu?

Örneğin bazı puan türlerinde, barajı geçen yeterince aday olmadığı için böyle bir boşluk kaldı, kimileri ücretler çok yüksek diye ilgi görmedi, genetik ve moleküler biyoloji gibi dünün bazı popüler mesleklerinden mezun olanların işsiz kalması adayların o bölümleri seçmemelerine neden oldu, kimi yüksek puanlı adayların mezuna kalması ve sınava reklam için giren öğretmenlerin tercih yapmamaları göz önünde bulundurulmağı için böylesi bir tablo yaşandı…

Ek yerleştirme sonrasında da o bölümlere girmek için can atan ve binde 1’lik puanlarla o bölümlere girme hakkını kaybeden adaylar için yeni bir düzenleme gelir mi? Çok zor!

Çok önceden düşünülmesi gerekirdi. Açıkta kalanlara bu hak tanınır da yerleşenlere tanınmazsa böylesi bir süreç birçok hukuki sorunu beraberinde getirir! Bu da ne YÖK’ün ne de ÖSYM’nin hoşuna gider. Çünkü öngörüsüzlükleri ortaya çıkmış olur!..

Özetin özeti: Sınavlar eğitim aynasıdır ve görüntü de maalesef çok da iç açıcı değil.