İSTANBUL hemen herkese, istediği her şeyi veriyor. Peki ya İstanbul'un sırtından bir yerlere gelenler, İstanbul'a ne veriyor? Koskocaman bir hiç. Öyle olmasa güzelim İstanbul bugün bu hale gelir miydi?..
İstanbul'a kıyısından köşesinden yönetici olan biri, hiçbir şey yapmasa da eninde sonunda bir yerlere geliyor. Emniyet müdürlerini, valilerini, belediye başkanlarını göz önüne getirin. Necdet Menzir emniyet müdürüydü bakanlık koltuğuna kadar uzandı. Kemal Yazıcıoğlu önce vali oldu şimdi de Emniyet Genel Müdürü yapılmak isteniyor. Oysa yeni emniyet müdürü 300'den fazla polis ve yöneticiyi, geçmişe yönelik olarak görevden aldı.
Hayri Kozakçoğlu İstanbul Valiliği'nden DYP Genel Başkan Yardımcılığı'na kadar terfi etti. Son olarak da daha kendisine alışamadığımız Vali Kutlu Aktaş, İçişleri Bakanı oldu. Tantan'ın yolunu açan da yine İstanbul'daki polislik günleri değil mi?..
Şimdi Tayyip Erdoğan da İstanbul'u basamak olarak kullanıp FP liderliğine oynuyor. Tıpkı daha öncekiler gibi, onun da İstanbul umurunda değil. Önemli olan kendi geleceği...
İstanbul'un 60'tan fazla milletvekili var. Bırakın hepsini, 5 tanesinin ismini yazın desek, sayabilir misiniz? Evet demek gerçekten çok zor.
Son aylarda, özellikle Erbakan'ın yasaklı hale gelmesinden sonra Tayyip Erdoğan'ı, İstanbul dışında her yerde görür olduk. İstanbul'un sorunlarını unutup, nasıl lider olurumun hesaplarını yapmaya başladı. Aynı hatayı Dalan da yaptı ve harcandı gitti. Eğer liderliği unutup İstanbul'a dört elle sarılmazsa, üç - beş yıl sonra Tayyip Erdoğan ismi biraz zor hatırlanır...Dalan geçen yıl bir sohbet sırasında, geçmişe yönelik özeleştiri yaparken, "İyi ki ikinci kez seçimi kazanmamışım. Bu hem benim için, hem Türkiye için hayırlı oldu. O dönemde, çevrenin de gazıyla öyle bir hava içerisindeydim ki, benden büyük yok sanıyordum. Şimdi çok şükür her şeyi çok daha net görüyorum" demişti. Dalan o dönemde bir efsaneydi. Erdoğan'ın bugünkü konumundan çok daha güçlü görünüyordu. Ama seçimi kaybetti.
Zaten geriye dönüp bakıldığında İstanbul'da iki kez seçim kazanan bir tek isim görmek mümkün değil. Erdoğan'ın İstanbul'u bırakıp, Ankara'ya kaçmak istemesinin altında yatan neden de sakın bu olmasın?..
Daha önce İstanbul'u basamak olarak kullanıp bir yerlere gelenlerin aksine Sadettin Tantan'daki daha yükseklere çıkma hırsının, kendinden çok İstanbul için olduğunu hissettik.
Örneğin yılların polisi Tantan'ın kafasında milletvekilliği ya da İçişleri Bakanlığı'ndan çok, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı var. "Ancak o zaman İstanbul'a çok daha fazla hizmet ederim" diyor...
İstanbul gibi diğer kentlerin başkanlığına ve milletvekilliğine aday olanların da şimdiden ortaya çıkmalarında sonsuz yarar var. Hatta gölge bakanlar da ortaya çıkıp neler yapacaklarını anlatsınlar ki, gözü kapalı oy kullanmaktan kurtulup, hizmet için oy verelim.
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025