SİİRT, Diyarbakır, Mardin, Bitlis dörtgeninin içinde kalan Batman, çiçeği burnunda illerimizden biri. 1990'da Özal il yapmış...
Batman da, Şırnak gibi daha önce Siir'te bağlıydı. Şimdi ikisi de parlak bir gelecek arayan iki güzide kentimiz.
Batman, 1954 yılında Türkiye'de ilk kez petrol bulununcaya kadar kendi halinde bir köymüş. Ne zaman ki yerden petrol fışkırmaya başlamış, eski adıyla İluh, yeni adıyla Batman'ın kaderi değişmiş.
Her ne kadar üretilen petrol Araplarınki kadar kaliteli olmasa da, Türkiye'nin asfalt ihtiyacının yüzde 30'unu, bölgenin de benzin ve tüpgaz ihtiyacını önemli ölçüde karşılar durumda...
Batman'a petrolle birlikte medeniyet, terörle bilikte de sefalet gelmiş. Şehrin yarısını TÜPRAŞ, BOTAŞ ve Türkiye Petrolleri'ne ait tesisler oluşturuyor. Modern bir kent havasında. Yeşilden spora, kültürel mekanlardan sosyal aktivitelere kadar her şey düşünülmüş. Ama, kapısından dışarı çıktığınızda bir başka dünya ile yüz yüze geliyorsunuz. Terörün neden olduğu göç dolayısıyla plansız, programsız, altyapısız büyüyen kent tam anlamıyla sefaletin kucağına itilmiş. Belediye yok gibi...
2 bin 500 aileye her gün FakFukFon'dan yemek yardımı yapılıyor. Öğle saatlerinde bu kuyruklardan birindeydik. 5 - 6 yaşındaki çocuklardan 70'lik ninelere kadar ellerinde sefertası, verilecek sıcak yemeğin dağıtılmasını bekliyorlardı. Bir saatlik bir beklemeden sonra aldıkları ekmek, nohut ve bulgur pilavı yüzlerini öylesine aydınlattı ki...
Siirt'te olduğu gibi Batman'da da binlerce çocuk okul çağında olmasına rağmen okula gidemiyor. Okullaşma oranı yüzde 29. Köy okullarından 180'i kapalı. 2 bin derslik ve 500 öğretmen açığı var...
İşizlik burada da Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Sokaktaki insanından, işadamına kadar herkes, devletin verdiği sözleri yerine getirmemesinden şikayetçi...
Batman'da diğer illerde görmediğimiz oranda şikayet dinledik. Hep devletten bir şeyler beklemişler. Olmamış. "Artık bizim de gözümüz açıldı, kendimiz üreteceğiz" diyorlar.
Batman merkezinde 51 ilköğretim okulu, 3 yatılı bölge okulu, 13 liseye karşın, 200 cami, 300 de kahvehane var...
Şehrin iki farklı yüzü gibi eğitim kurumlarında da müthiş çelişkiler var. İki okul ziyaret ettik. Yunus Emre İlköğretim Okulu'nda 85 kişilik sınıflarda öğrenciler tıkış tıkış eğitim yaparken, birkaç yüz metre ilerideki 2 bin öğrenci kapasiteli Yavuz Selim Ticaret Lisesi yüzde 30 kapasite ile çalışıyordu. Üstelik iki katı da bomboş duruyordu...
Batman'a 45 km. mesafedeki antik kent Hasankeyf, bugüne kadar yurtiçi ve yurdışında gördüğüm en büyük ve en görkemli kentlerden biriydi. Kayaların içine oyulmuş. Binlerce yıllık tarihe ve eşsiz güzelliğe sahip. Ama çevrede yapılacak baraj nedeniyle kaderine terkedilmiş. Binlerce yıllık tarihe ancak bu kadar ihanet edilebir. Devleti yönetenler içinde hiç mi tarihe saygı duyan yok ?..
Yazara E-Posta: A.Guclu@milliyet.com.tr
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025