Devlet koronavirüs konusunda fikri olanlara destek yağdıracakmış! Ne güzel.
Benzer açıklamalar daha önce farklı konularda da defalarca yapıldı. Peki, arkası geliyor mu?
Evet demek o kadar zor ki...
Dijital ortamda çoklu görüşme sağlayan Zoom’un takipçi sayısı son birkaç ay içerisinde 10 milyondan 300 milyona çıkmış.
Aynı uygulama 10 yıl önce Bizim Mucitler’de finale kalmıştı, destek çıkan olmadı. Çok daha büyük bir pazar olan dijital oyun yazılımı da sahipsiz kaldı.
Benzeri yüzlerce örnek var!..
“Türk gibi başla, Alman gibi bitir” diye bir deyim var.
Proje üretme ve başlama konusunda gerçekten de çok yetenekliyiz ama iş takibe ve bitirmeye gelince, yerlerde sürünüyoruz.
Bu hemen her alanda böyle.
Projeyi açıklayınca, o iş oldu, bitti gözüyle bakıyor, yeni projeler peşinde koşuyoruz. Yaratıcılığa, girişimciliğe, heyecana elbette set çekilmez ama “Önce başladığın işi bitir” ya da “yarıla” gibi kuralların getirilmesi, sanki daha iyi olacak...
Bizim Mucitler
Genç Bakış programının içinde, yıllarca, Bizim Mucitler diye bir bölüm açıp, gençlerimizin yeteneklerini göstermelerine ortam hazırladık.
Müthiş projeler geldi.
Çoğunluğu da kodlama, yazılım ve uygulamaydı.
Dijital ortamda daha bire bir görüntülü görüşmenin bile çok zor yapıldığı o günlerde, şimdi göklere çıkartılan Zoom’un aynısı yarışmaya katılmış ve finale kalmıştı.
Bugün için bile çok yeni olan uygulamalardan birçoğu yine gençlerimiz tarafından başarıyla hayata geçirilmişti.
Peki, ilgilenen çıktı mı?
Evet demek mümkün değil.
Ne devlet, ne yatırımcılar, ne de ilgili kurum ve kuruluşlar gençlerimize destek çıktı. Çünkü hemen hepsi, geleceği değil günü kurtarmanın peşindeydi!..
Zoom?
9 yıl önce kurulan Zoom’un piyasa değeri 42 milyar dolara yükselmiş!
Çinli Eric Yuan gibi bizim gençler de Amerika’ya mı gitselerdi?
Onu yaptıklarında kızmıyor muyuz?
Sonra da hadi geri dönün diye yine havada kalan tersine beyin göçü projeleri üretmiyor muyuz? Ne olur artık, treni kaçırmaktan, nal toplamaktan vazgeçip, değerlerimize sahip çıkalım... Önceki yıl, dünya için çok yeni ve önemli dijital oyun yarışması formatında yeni bir program yaptık. Çünkü “oynayan, değil, oyun yazan bir gençliğimiz olsun” istiyorduk, ona da zerre kadar destek çıkan olmadığı gibi, fazlasıyla köstekleyen vardı.
Oysa dönemin ABD Başkanı, ulusa sesleniş programında, adeta bizim programın reklamını yapıyordu.
“Elinizdeki akıllı telefonlarla, oyun oynayın ama ABD’nin gücünü korumasını istiyorsanız, arada oyun da yazın” diyor ve büyük destek sağlıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bilimin ve girişimciliğin önemine yönelik o kadar çok sözü ve desteği var ki arkası gelmiyor, takibi yapılmıyor!
Türkiye’nin dört bir yanı üniversitelerle donatıldı ama kontenjanlar dolmuyor, insan gücü planlaması yapılmıyor, bilim üretilmiyor, mezunlar iş bulamıyor!..
Cumhurbaşkanlığı sistemi daha etkin takip ve yönlendirme getirir diye umutlanmıştık ama anaokulundan üniversitelere, Ar-Ge’den katma değeri yüksek ürün üretimine değişen hiçbir şey olmadı!..
Kolaycılık!
70’li yaşları çoktan geride bırakan ve zamanın çok ünlü doktorlarından bir dostumuzla sohbet ederken, bir ara, uzmanlık alanı olan virüsler konusunda söylenenlere ve yapılan şovlara gülüp geçtiğini söyledi.
Görünen o ki biz hiç değişmeyeceğiz.
İki demeç patlatıp, sosyal medyada iki de mesaj atınca, üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyor ve yeni projeler peşine düşüyoruz...
Aynı yaklaşım tarzı eğitimde de var. Her gelen Bakan sürekli yeni projeler ortaya atıyor ve neredeyse hiçbirinin devamı gelmiyor ve MEB adeta proje çöplüğüne dönüştü!
Bu yıl Liselere Giriş Sınavı’na (LGS) 1.2 milyon yerine 1.8 milyon öğrenci giriyor!
Niye mi?
Son 10 yılda, okula başlama yaşına bir türlü karar veremediğimiz için!
Bir Bakan geldi 60 ay dedi, diğeri 66, bir diğeri de 72 ayda ısrar etti!
Koronavirüsle ilgili teşvikler umarız hayata geçer, umarız çok ciddi sonuçlar alınır da, başlayıp da yarıda bırakma huyundan vazgeçeriz!..
Bu konuda en büyük kabahatlilerden biri de maalesef biziz.
Mesleğimizin temel kurallarından biri de “fikri takip” olmasına karşın, balon haberler yapıp, devamını hiç sorgulamadık. Başarıyla tamamlayanları alkışlamadık, yarım bırakanları, unutanları hiç hatırlatmadık!..
Özetin özeti: Korona ile birlikte çok şeyler değişti, değişmeye de devam edecek. Bakalım, biz ne kadar ders alacağız?..