Sınavlar yüzünden çocuklar çocukluklarını, gençler de gençliklerini yaşayamıyor. Veli ve öğretmenler için de hayat hiç kolay değil.
Peki, onca uğraşa, onca dayatmaya ve onca harcamaya karşın geldiğimiz son nokta ne?
Verilen mücadeleye, harcanan paraya değiyor mu? Keşke, evet diyebilseydik. PISA’ya göre, eğitimde Avrupa’da sonuncuyuz. YGS’de 40 fen sorusunda Türkiye ortalaması 2.5.
YÖK, kaliteyi yükseltmek adına, barajı 160 soruda 16’dan 20’ye çıkardı!..
Hadi akademik olarak çok başarılı değiliz. Sanatta, sporda, ticarette, girişimcilikte, özgüvende, her şeyden önemlisi de iyi bir yurttaş yetiştirmede çıtayı yükseltebildik mi?
Hayır, hayır, hayır!..
Hemen her alanda yerlerde sürünüyoruz. Yıldız takımlarımız sporcu bulamıyor çünkü o yaş grupları test peşinde koşuyor. Yüzde 10’umuz bile herhangi bir enstrüman çalamıyor, yabancı dil bilmiyor, aile desteği olmadan ayakta duramıyor.
Sadece ve sadece diploma veriyoruz. Gerçi şimdi onun da sahtesi çıkmış. Okula gitmeye bile gerek duymadan, bastırıp parayı alıyorlarmış!
İşsizlik sıralamasında ise ilk sırada üniversite mezunları var. Mühendisler teknisyen olarak bile iş bulamıyor...
Ne olur artık birileri şu soruyu sormalı:
Koyduğumuz hedeflerden hiçbirine ulaşamıyorsak, çocuklarımıza çektirdiğimiz bu eziyet niye?
Kabahatli kim?
Onlar mı, biz mi? Yoksa hepimiz mi?..
Sınav intiharı!
Sınavların yarattığı üzüntü bazen çok üzücü noktalara varabiliyor.
Hafta sonu gazetelerinde TEOG’dan istediği puanı alamayan bir öğrencinin intihar haberi vardı!
İşte bu yüzden hem MEB ve ÖSYM hem de aileler, öğrenciler üzerinde baskı yaratacak her türlü etkileşimden uzak durmalıdır...
Sınavlarla yaşamaya alışmalıyız. Çünkü artık hayatımızın her aşamasında sınavlar var.
Biri bitiyor, diğeri başlıyor.
Hayatımızın en önemli sınavı diye gördüğümüz sınavların bir süre sonra hiçbir anlam ifade etmediğini anladığımızda iş işten geçmemeli.
Eğer giriş sınavları bu kadar önemli olsaydı, bu sınavlarda çok başarılı olanlar, hayatın her aşamasında da başarılı olurlardı.
Olamıyorlarsa da kabahat onlarda değil sistemde. Çünkü onları öylesine yoruyorlar ve dar kalıplar içerisine sokuyorlar ki normale dönmeleri çok zaman alıyor...
Siz siz olun, deli saçması sınavların esiri olmayın!..
Çünkü kazandık derken, kaybediyoruz.
Hem kişisel olarak hem de ülke olarak...
Yeni hedefler?..
2023 vizyonu çerçevesinde, eğitimde yeni hedefler belirlemek zorundayız.
Eğer bunu yapmayıp, yola böyle devam edersek, çocuklarımıza ve ülkemizin geleceğine en büyük kötülüğü biz yetişkinler yapmış oluruz.
Ne olur artık eğitimi, bilimi ve geleceği ciddiye alalım. Neredeyse son 50 yıldır eğitimde patinaj yapıyoruz.
Niyet iyi ama sonuç hep sorunlu oluyor...
Özetin özeti: Hiçbir şey çocuklarımızın mutluluğu ve ülkemizin huzurundan daha önemli değil. Bunu herkes diyor ama sonuç da ortada!..
Özay Şendir
New York Times’tan Erdoğan’a baskı çağrısı
28 Nisan 2025
Tunca Bengin
Varlığı da tehdit yokluğu da...
28 Nisan 2025
Cem Kılıç
‘Belirli süreli’ sözleşmeler hakkında her şey
28 Nisan 2025
Abdullah Karakuş
Depremin etkilerini nasıl azaltabiliriz?
28 Nisan 2025
Hakkı Öcal
Faşizm imkânsız diyorsanız, etrafınıza bakın ey ABD’liler
28 Nisan 2025