Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas GÜÇLÜ

ECEVİT, duygusal yönü ağır basan siyasi bir lider. Fethullah Hoca ise bazen ağlayarak, bazen de "intihar ederim, dağa çıkarım, mağarada yaşarım, okullarımızın hepsini devrederim, ben neyim ki, naçizane bir kulum" sözleriyle duygulara yönelen bir cemaat lideri. Bu yüzden Ecevit'i etkilemesi zor olmamış...
Ecevit, MGK'da ve yazarlarla yaptığı söyleşilerde, Fethullah Gülen'i öylesine savunur hale geldi ki, CHP lideri Baykal "Bir ayağı siyasette, diğer ayağı tarikatta" olmakla suçladı. Genel Sekreter Adnan Keskin ise daha da ileri gidererek Ecevit'i "Fethullah'ın iyi bir tarikat üyesi olma işlevine soyunduğunu" söyledi.
Toplumun her kesiminde benzer düşüncede olanların sayısı da hızla artıyor. Şimdi bu aşamadan sonra Ecevit istediği kadar, "Beni yanlış anlıyorsunuz" dese de, inandırıcılığı olmaz.
Ecevit, Fetullah Hoca'yla bugüne kadar üç kez görüştüğünü, kendisi takmasa da çevresindekilerinin kravatlı olduğunu, laiklik açısından tehdit oluşturmadığını, 1970'lerdeki verilerle eleştirilmesinin yanlış olduğunu, oysa insanlara değişme hakkı tanınması gerektiğini söylüyor.
Anlayacağınız Ecevit, tıpkı 1970'lerde Erbakan'ın konuşmalarından etkilenip, Türkiye'yi irticanın kucağına attığı gibi, şimdi yeni bir maceraya sürüklüyor.
Her ne kadar 70'li yılları hatırlamak istemese, insanların değişebileceğini ima etse de Ecevit, aynı Ecevit. O günler de Erbakan Hoca'yla Türkiye'yi bir yerlere götürdü, şimdi de Fethullah Hoca'yla yine aynı istikamette başka bir noktaya götürüyor. Ecevit, Türkiye'ye sosyal demokrasiyi, sosyal demokrat anlayışı getiremese de, "İslami yaşam tarzı için az gayret göstermedi" diye mutlaka tarihe geçecektir.
12 Mart'tan sonra imam hatiplerin orta bölümleri kapatılmış, mezunlarının ilahiyat fakülteleri dışında başka fakültelere girmelerine kısıtlama getirilmişti. Ne zaman ki CHP/MSP kolasiyonu kuruldu. Hem ortaokullar açıldı, hem de imam hatip liselerinin önündeki tüm engeller kalktı. Mezun sayıları arttıkça da RP'nin iktidar tırmanışı sürdü.
Ecevit'in 70'li yıllardaki bu tavizi, Türkiye'yi bugün irticanın "en büyük tehlike" olarak gösterildiği noktaya getirdi. Şimdi yine masumane olduğuna inandığımız duygusallıkla Fethullah Hoca'ya gösterdiği ilgi, Türkiye'yi bir 20 yıl sonra, çok daha uç noktalara götürebilir.
Fethullah Hoca'yı çok iyi tanımadığını, 70'li yıllardan öncesine kefil olmadığını kendisi söylüyor. Ayrıca, çevresinin başta şovmenlik olmak üzere, pek çok hareketini Hoca'nın kendisinin de onaylamadığını biliyoruz. Bu arada, güvenirliğinden şüphe duymayacağımız kurumların tespitleri de var...
Din istismarcılarının eğitime yönelişlerini 15 yıldır anlatmaya çalışıyoruz. Ama siyasetçiler ısrarla dikkate almıyor. İşte onların bu ciddiyetsizliği, Türkiye'yi bugün bu noktaya getirdi. Allah beterinden korusun.


Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr