Bugün sizlere duygusal ilişkilerde fark yaratabilmenin öneminden bahsetmek istiyorum.
Darwin'in çalışmaları sonucu ortaya çıkan düşünce, en uzun hayatta kalacak canlı türlerinin, en zeki ya da en güçlü olanlar değil, değişime en çok uyum sağlayan türlerdir.
Kuşkusuz, aynı kalmamak, değişmek, fark yaratabilmek o konudaki başarıyı ve devamlılığı sağlar.
Eğer herhangi bir konuda, bu konu her ne olursa olsun, iş, başarı, eğitim, para, duygusal ilişki, evlilik, aile ilişkileriniz v.s. eğer değişmez ve fark yaratamazsanız, diğerlerinden farkınız kalmaz ve yaşadığınız durum hem sizi, hem de karşı tarafı mutsuz etmeye başlar.
Peki nasıl fark yaratacağız diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Sizden şöyle bir çevrenizdeki duygusal ilişkileri, evlilikleri gözlemlemenizi istiyorum.
Ne görüyorsunuz?
Çoğunlukla herkesin aynı şeyleri yaşadığını görebildiniz mi?
Eşleri, sevgilileri ile sorun yaşayan bazı danışanlarımı dinlerken, ne kadar "tehlikeli" beklentiler içinde olduklarını fark ediyor ve içinde bulundukları durumu onlara uzun uzun anlatıyorum.
Bugün sizlere bu konudan bahsetmek istiyorum.
Eğer kendi içinizde doyuramadığınız bir duygunuz varsa, bunun daima karşı tarafça giderilmesini beklersiniz.
Bu yüzden lütfen önce kendiniz üzerinde çalışarak karşı tarafa bu kadar da büyük ve ağır bir sorumluluk vermeyiniz. Zira hiç kimse bu kadar ağır bir yükle sizin yanınızda kallmak istemez! Bir süre kalsa dahi, sonrasında mutlaka gitmeyi tercih edecektir.
Siz kendi kendinizi mutlu etmeyi reddediyorsanız, karşınızdaki insandan bunu beklemeniz doğru olamaz. Bu bir süre gerçekleşse bile, ağrı kesici etkisi yaratacaktır. Yapay mutluluğunuzun etkisi bir süre sonra etkisi geçecek, siz tekrar mutlu edilme beklentisine gireceksiniz,
Bunu karşı taraftan alamadığınız zaman ise, onu suçlu hissettirecek, ona öfkelenecek, göz dağı verecek, ya da tehdit edeceksiniz. Sonunda karşınızdaki insan da durumdan bıkacak ve yavaş yavaş sizden uzaklaşarak nihayetinde hayatınızdan uzaklaşmaya karar verecektir.
Bu yüzden özellikle de hayatına yeni
Yeni yılda daha farklı ve mutlu bir sen yaratmak ister misin?
1. Yeni yılda önce sağlığına odaklanmalısın. Sağlık olmazsa, ne paranın, ne başarının, ne de ilişkinin ve evliliğinin bir kıymeti kalır. Bu yüzden yeni yılda mutlaka sağlık kontrollerini yaptır ve sağlığını asla ihmal etme. Hiç sağlık kontrolü yaptırmadıysan bu sene mutlaka sağlık kontrolleri yaptırmaya başla.
2. Daha fazla su iç. Okuduğum bir araştırmada, her gün 2 kg. su içmek yerine yarım kilo süt içmenin çok daha yararlı olacağını öğrendim. Sütteki proteinin suyu tutma kapasitesini yükselttiği söyleniyordu. Süt sevip, su sevmeyenler için önemli bir tüyo.
3. Hayallerin var mı? Ve hayallerini ne kadar besliyorsun? Eğer geleceğe dair hayallerin yoksa seni huzurlu hissettirecek hayaller kur. Ama unutma bu hayaller ruhsal olarak seni iyi hissettirmeli. Hayali kısa süreli kurup, hayalin duygusunu yaşadıktan sonra, hayalini tamamen unut. Bu hayalinin olmasını hızlandıracaktır. Yani hayaline bağımlı olmaman önemli. Hayal kurmak geleceğini yaratmak için ideal bir tekniktir.
4. Kendine gün içinde mutlaka bir saat bile olsa, sana ait sessiz zamanlar yarat. Bu zaman diliminde kendine ruhsal ve
Sevgili okuyucularım,
Her hafta, bir gün sizlerden gelen soruları yanıtlayacağım.
Alttaki mail adresine sorularınızı gönderebilirsiniz.
Bu haftanın soru ve cevaplarıyla başlayalım.
Evliliğindeki sorunları çözmek üzere danışmanlık almaya başlamıştı.
Danışanlarımla uyum sağlamak en önemsediğim, olmazsa olmaz kurallardandır.
Bu danışanımla ilk seanslarda uyumu yakalamış gibi görünsek de, sonraki seanslarda aslında öyle olmadığını fark etmeye başlamıştım.
Tavsiyelerime ve yapması gereken uygulamalara sadık kalamıyor ve böyle olunca da çalışmalarımızdan istediğimiz geri bildirimleri alamıyorduk.
Sorunu açıktı; evliliğinde eşinin davranışları, düşünceleri ya da alışkanlıkları ile ilgili konularda tahammülsüzdü ve eşini olduğu haliyle kabul etmekte büyük sorunlar yaşıyordu.
Bu durum aslında bir çoğumuzun sorunu olmakla beraber, aşılamaz bir sorun değil.
Tabii ki çözüm, konuyla ilgili odağımızı değiştirmekten geçer.
Unutmayalım yaşam odaklarla büyür ya da küçülür.
Bugüne dek yaşadığımız tüm duygusal ilişkilerin referanlarını bilinçaltımız kodlar ve “inanç” haline getirir.
Bu aslında sadece duygusal ilişkilerle sınırlı değil elbette.
Parasal durumumuz, işle ilgili durumlar, sağlık sorunlarımız, ailevi veya kişisel her türlü sorun için geçerli.
Örneğin, bugüne dek bir kaç kez aldatılan erkek/kadın'ın bilinçaltı bu aldatılmayı kodlar "sen bir kaç kez aldatıldın ve bundan sonra hep aldatılacaksın, senin kaderin bu, başka türlüsü olamaz" der ve kişinin bu bilinçaltı kodlaması artık onun tüm ilişkilerinde "aldatılma"sına sebep olur.
Ya da bir şekilde kazandığı paraları kaybeden biri var diyelim. Muhtemelen bilinçaltı "Sen kazandığın paraları kaybettin, bundan sonra da bir şekilde kaybedeceksin!" noktasında kişiye bir inanç aşılar.
İşte karşımıza sürekli "kader" olarak çıkan bir çok hikâyenin sebebi aslında bilinçaltımızdaki inançlardır.
Bilinçaltımızdaki kodlamalarımız değiştirildiğinde, kaderimiz de değişir !
Peki bu kadar kolay mı nerdeyse kaderimiz haline gelen ve biz yöneten bu kodlamaları değiştirmemiz.
Bir süredir aşk ve ilişkiler üzerine çalışıyorduk.
Konumuz, danışanımın yaşadığı ilişkilerde aldatılma korkusuydu.
Bu korkusu o kadar büyümüştü ki, hemen hemen tüm ilişkilerinde aldatılıyor ve sonunda yalnızlığa mahkûm oluyordu. Canı çok yanıyordu ve artık bu kısır döngüyü sonlandırmak istiyordu.
Ağlayarak anlatıyordu yaşadıklarını. Belli ki çok acı çekiyordu.
İstisnasız tüm ilişkilerinde aldatılıyor olması elbette tesadüf olamazdı!
Çalışmalarımız sürerken bir tuhaflık olduğunu fark ettim, danışanım değişime direnmiyor gibi görünüyor ama yine de hayatında değişen hiçbir şey olmuyordu. Yine aldatılıyor, yine aynı acıları yaşıyordu…
İşin içinde bir terslik olduğunu fark ettim ve seans yaptığımız bir gün kendisine bazı sorular sordum.
Amacım danışanımın yaşadığı ve aslında bana söylemek istemediği durumları tespit edebilmekti. Ve istediğim bilgilere nihayet ulaştım. Danışanım duygusal bir ilişki yaşarken, adına “zararsız” dediği bazı flörtler yaşıyordu!
Hava alanında uçağa binmeyi beklerken, hemen karşımda oturan çiftin konuşmaları dikkatimi çekti.
Beyefendi, yanında oturan bayana şunu söylüyordu.
- Sen şimdi hemen tuvalete git aşkım, uçakta gidemezsin sıkıntı olur senin için.
Bayan tamam diyerek tuvalete gitti.
Uçağın gelmesiyle uçağa bindik.
Tesadüf bu ya, bu çift uçakta yanımda oturdu.
Tabi ki istemeden tüm konuşmalarına şahit oldum.
Beyefendinin, yanındaki bayana karşı aşırı hassas ve koruyucu yaklaşımı hemen hemen her konuşmasında dikkatimi çekti.