Hava alanında uçağa binmeyi beklerken, hemen karşımda oturan çiftin konuşmaları dikkatimi çekti.
Beyefendi, yanında oturan bayana şunu söylüyordu.
- Sen şimdi hemen tuvalete git aşkım, uçakta gidemezsin sıkıntı olur senin için.
Bayan tamam diyerek tuvalete gitti.
Uçağın gelmesiyle uçağa bindik.
Tesadüf bu ya, bu çift uçakta yanımda oturdu.
Tabi ki istemeden tüm konuşmalarına şahit oldum.
Beyefendinin, yanındaki bayana karşı aşırı hassas ve koruyucu yaklaşımı hemen hemen her konuşmasında dikkatimi çekti.
Bayan ise oldukça edilgen ve her öneriye sıcak bakıyor "evet" diyordu. Hiç bir fikri yok gibiydi sanki.
Durumda bir dengesizlik olduğu aşikardı.
Bir erkeğin, elbette sevgilisine, eşine ilgi göstermesi, onu koruyup sahip çıkması çok güzeldir. Ancak bu sahip çıkma ve koruma iç güdüsü hastalıklı bir hal almışsa müdahale etmek gerekir.
Eğer bu durum şifalanıp dengeye getirilmezse, sonrasında yaşanacak durum malesef ayrılık olabilir.
<>>>
Kaldığım otelde, yurt dışında yaşayan ve tatil için ülkemize gelen bir çiftle tanıştım.
Bu ilişkideki dinamikte uçakta gözlemlediğim çiften farklı değildi. Beyefendi, bayana karşı aşırı ilgili, verici, koruyucu ve hassastı.
Daha sonra kendileriyle samimi oldum ve sohbet fırsatımız oldu. Beyefendi 12 yıl önce evlendiği eski eşinin kendiini terk etmesiyle birlikte, yanındaki bayanla tanışıp bir sene önce evlenmişti. Eski eşiyle ayrılma nedenlerini şöyle anlattı ;
- Ona karşı o kadar iyi ve fedekar davranıyordum ki. Sabah uyandığında kahvaltısını yatağa getiriyordum. Onun canının sıkkın olduğunu hissediyorsam onu dışarıya arkadaşlarıyla kahve içmeye gönderiyordum ve ben evi temizliyordum. Yemek yapıyordum. O geliyordu mutlaka bir kusur buluyordu. Camları neden silmedin. Lavaboları iyi ovmamışsın, yemek güzel olmamış, diyordu. Bu yıllarca devam etti ve sonuç olarak beni bir gün evden kovdu. Seni hiç sevmedim ve hep nefret ettim senden, Artık ayrılmak istiyorum!" dediğini ve kendisinin çok yalvardığını, buna rağmen ikna edemediğini ve ayrıldıklarını anlattı.
Beyefendiye bir soru sordum.
- Kendinizi ezerek, ezdirerek, insanları neden bu kadar mutlu etmek istiyorsunuz?
Düşündü ve cevap verdi.
- Çünkü onları seviyorum ve mutlu olmalarını istiyorum.
- Peki mutlu oluyorlar mı ?
Kafasını önüne eğdi, düşündü, biraz bekledi ve cevap verdi.
- Hayır malesef olmuyorlar...
Daha sonra sohbetimiz devam ederken, beyefendinin annesiz, babasız büyüdüğü. Belli bir yaşa kadar kendisini anneannesinin büyüttüğü ve sonra yatılı okullarda yaşama devam ettiğini anlattı.
Aslında bu tutumunun kaynağı belliydi.
Beyefendi henüz küçük bir çocukken. Sevgi ve ilgi görebilmek için çok verici olmayı öğrenmiş ve bu model ona hala eşlik ediyordu. Eğer karşımdakine çok ilgi, sevgi göstermez ve fedakarlık yapmazsam beni sevmez, terk eder kalıbı onu hala yönetiyordu.
Bu bulgumu kendisine izah ettim. Çok ciddiye aldı ve Fransa'ya gidince bir uzmandan mutlaka yardım alacağını söyleri.
<>>>
Diğer gözlemim ise yine bir çift ile ilgili.
Bu sefer aşırın verici olan taraf bayandı.
Beyefendiye olağan dışı bir ilgi gösteriyor. Beyefendi yatıp güneşlenirken, tüm vücuduna güneş kremi sürüyor, çayını kahvesini getiriyor. Beyefendi ise hiç oralı olmadan saatlerce elindeki cep telefonu ile konuşuyordu.
Belli ki bayan, eşinden ilgi görebilmek için verici olmayı seçmişti, ama senaryo yine değişmiyordu.
Dengesizliğin olduğu her alanda mutsuzluk kaçınılmazdır ve bu dengesizlik şifalanmadığı sürece ilişki içinde mutlu olmak zordur.
Dengede ve mutlu kalmanız dileklerimle.
Sevgilerimle,
A.Nilgün Aktaş
Profesyonel Yaşam ve İlişki Koçu
NLP Uzmanı ve Eğitmeni