The Othersİmralı'da yargılanacak

İmralı'da yargılanacak

18.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Öcalan hakkında "vatana ihanet" suçundan idam istenecek, Sakık tanık olarak dinlenecek

İmralıda yargılanacak




PKK lideri Abdullah Öcalan, tutukluluk süresini geçireceği İmralı Adası'nda, Ankara DGM'ce yargılanacak. Öcalan, hazırlık soruşturmasının tamamlanmasından sonra büyük bir ihtimalle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinden, hakkında idam cezası istemiyle mahkeme önüne çıkartılacak. Duruşmada halen Diyarbakır DGM'de yargılanan PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık da önce "tanık" olarak dinlenecek, daha sonra iki davanın birleştirilmesi ve bir "PKK Ana Davası"na dönüştürülmesi bekleniyor.
TCK'nın 125. maddesi şöyle:
"Devlet topraklarının tamamını yabancı bir devletin hakimiyeti altına koymaya ve devletin istikbalini tenkise veya birliğini bozmaya veya devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmağa matuf bir fiil işleyen kimse ölüm cezasıyla cezalandırılır."
Kenya'nın başkenti Nairobi'de nefes kesen bir operasyonla yakalanıp Türkiye'ye getirilen Abdullah Öcalan için hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak "adil" bir yargılama uygulanması için hazırlıklara hemen başlandı.
Öcalan'ın işlediği suçların tüm Türkiye'yi kapsaması nedeniyle sekiz DGM'nin görev alanına birden girdiği belirtiliyor. İlk gıyabi tutuklama kararı Diyarbakır Sıkıyönetim 2 numaralı Askeri Mahkemesi tarafından 24 Eylül 1981 tarih, 1981 / 2024 evrak ve 1981 / 1532 sayılı kararla verildi. Bu nedenle ilk suç yeri olarak Diyarbakır DGM gösteriliyor.
Öcalan'ın suç dosyasında bugüne dek bizzat katıldığı cinayet eylemleri 14 Nisan 1974'te Elazığ'da Celal Aydın'ın öldürülmesi, Ankara Tuzluçayır'da Mehmet Uzun'un öldürülmesi, 23 Şubat 1980'de Diyarbakır'da polis memuru Mehmet Mazgit'in şehit edilmesi, 24 Nisan 1980'de Diyarbakır'da polis memuru Hamdi Özüpek ve kızı Hatice Özüpek'in öldürülmesi olarak belirtiliyor.
Bu veriler ışığındaki ilk incelemede, Abdullah Öcalan'ın Ceza Yargılama Usul Yasası'ndaki "güvenlikle ilgili bir sorun varsa suçun işlendiği yerde yargılama bir güvenlik sorunu yaratacak ise başka bir yerde yargılanmasına karar verilebilir" maddesi uyarınca İmralı'da yargılanmasına karar verildi.
Tutukluluk süresini de İmralı Adası'nda geçirecek olan Abdullah Öcalan, Ankara DGM'ce yargılanacak. Mahkemenin İmralı'da görülmesi DGM'nin kuruluş yasasının 19 ve 20. maddelerinde de yasal karşılığını buluyor.
Hazırlık soruşturması DGM savcılığınca Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve DGM Kanunu'nun Usul Dairesi çerçevesinde son derece titizlikle yapılacak. Bu amaçla Öcalan hakkındaki Türkiye'deki tüm DGM'lerdeki savcılık soruşturma evrakıyla mahkemelerde açılan davalarda "görevsizlik" kararı verilerek dosyalar Ankara DGM Başsavcılığı'na gönderilecek. Öcalan hakkındaki bütün deliller toplanacak, tanıkların tümü dava dosyasına dahil edilecek. Hazırlık soruşturmasının tamamlanma süresi geniş tutulacak ve altı aya kadar uzatılabilecek. Ancak duruşma aşaması kısa sürecek ve "jet" hızıyla tamamlanacak. Bu çerçevede Diyarbakır DGM'de yargılanan PKK'nın ikinci adamı Şemdin Sakık da "tanık" sıfatıyla mahkemede ifade verebilecek. Yargılama aşamasında DGM Cumhuriyet Savcısı'nın iki davanın da aynı örgütün üst düzey yöneticisini içermesi nedeniyle birleştirilip "PKK Ana Davası'na" dönüştürebileceği belirtiliyor.
DGM tartışması
Abdullah Öcalan, işlediği suçlar nedeniyle DGM'de yargılanacak. Ancak Avrupa İnsan Hakları Komisyonu 6. maddeye dayanarak askeri yargıç üye bulunması nedeniyle DGM'lerin adil yargılama ilkesine uygun olmadığını ilan etti, Türkiye'ye gerekli düzenlemelerin yapılması için 8 Kasım 1998'e kadar süre verdi. Bu süre içinde herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, DGM'deki yargılamaları "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne aykırı ilan etti. Bu kararın yalnızca Türkiye'nin Avrupa Konseyi'yle ilişkileri düzeyinde tartışılabileceği belirtiliyor.

Mahkeme uzamayacak

Öcalan'ın yargılamasında savunma hakkına da sonuna kadar uyularak en küçük bir tartışmaya bile yer verilmeyecek. Öcalan'ın özel durumu nedeniyle hızlı bir yargılama uygulanacak ve duruşma araları savunma hakkına da saygı gösterilerek kısa tutulacak. Böylece Öcalan davasının kamuoyunda tepki yaratmadan yasaların tüm gerekleri yerine getirilerek kısa sürede tamamlanması sağlanacak.
Öcalan hakkında işlediği suçlar, TCK'nın "adam öldürme", "kasten orman yakma" ve Terörle Mücadele Yasası'nın ilgili maddelerini de kapsıyor. Ancak tüm bu suçlar TCK'nın 125. maddesi bünyesinde de yer alıyor. Bu nedenle Öcalan'ın hakkında hazırlık soruşturması sonrasında TCK'nın 125. maddesi uyarınca idam istemiyle yargılanmasının istenmesi bekleniyor.
İstanbul'a önceki akşam gelen ve geri gönderilen üç Hollandalı avukat benzeri suni şovlara izin verilmeyecek. Öcalan'ın Hollandalı avukatları Britta Boehler, Ties Prakken ve Victor Kappe, Avukatlık Yasası nedeniyle Türkiye'de avukatlık yapma hakkına sahip bulunmuyor. Yasaya göre Türkiye'de yalnızca barolara kayıtlı Türk vatandaşları savunma yapabiliyor.

Apo'yu karma ekip sorguluyor

MİT ve Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı özel tim tarafından yakalanıp Türkiye'ye getirilen Abdullah Öcalan'ın soruşturmasının esasları önceki gece Başbakanlık'ta yapılan "güvenlik kurulu" toplantısında belirlendi.
Öcalan'ı sorgulamaya başlayan Genelkurmay, MİT ve Jandarma Genel Komutanlığı elemanlarından oluşan ekibe, Emniyet'ten de "gözlemci - yardımcı" bir grubun katılacağı bildirildi.
Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar başkanlığında Başbakanlık'ta toplanan özel güvenlik kurulunda, hukuki durumu Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) çerçevesinde ele alınan Öcalan için özel yargılama yapılamayacağının altı çizildi. İçişleri, Adalet ve Dışişleri bakanlıkları müsteşarları, Genelkurmay ve MİT Müsteşarlığı yetkilileriyle Emniyet Genel Müdürlüğü uzmanlarının katıldığı güvenlik kurulunda, PKK liderinin sorgusunda uygulanacak yöntem de belirlendi. Toplantıda yapılan belirlemelere göre, PKK liderinin gözaltı süresi, Türkiye'ye getirildiği andan itibaren başladı.
Öncelikle, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'na (CMUK) göre, kolluk kuvvetlerine ilk gözetim sırasında verilen iki günlük sürenin kullanılmasının ardından, kurulun vereceği karar sonrasında göreve başlayacak olan savcılık, Öcalan için iki gün daha süre verecek. Bu sürenin yeterli olmaması durumunda savcılık görevli mahkemeye başvurarak, sorgu ekibine üç gün daha verilmesini önerebilecek. Savcının başvuracağı hakimlik, istenen süreyi verirse Öcalan'ın sorgu süresi toplam yedi güne çıkabiliyor.
Toplantıda, Öcalan'ın sorgusunda uygulanacak yöntem de belirlendi. Buna göre PKK lideri gözaltındayken MİT, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nca oluşturulan özel bir sorgu ekibi tarafından sorgulanacak. Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı'nda oluşturulan uzman grubu da, elindeki bilgi ve belgelerle "gözlemci" olarak sorguya katılacak ve asıl ekibe sorgunun seyrinde yardımcı olacak.
İmralı Adası'na götürülen Öcalan'ın sorgusunun, bu çerçevede hemen başlatıldığı bildirildi. İlk adımda, Öcalan'ın kaçak olarak dolaştığı yaklaşık dört aylık süreyle ilgili bilgiler üzerinde durulduğu öğrenildi. Gözaltı süresinde Öcalan'dan PKK'nın kuruluşundan bugüne kadar geçen sürede örgüt içindeki gelişmeler, örgütün uyuştucu ve silah kaçakçılığı, örgüte lojistik ve siyasi destek veren ülkelerle finans kaynaklarına ilişkin sorulara yanıt vermesinin de isteneceğine işaret edildi.
Sorgu çalışmaları öncesinde Emniyet Genel Müdürlüğü'nde özel bir PKK dosyası oluşturuldu. MİT ve askeri istihbarat birimlerindeki arşiv bilgilerinin yanısıra, Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturmaya esas olacak bilgileri içeren üç ayrı klasör hazırladı. Operasyonlarda yakalanan örgüt militanlarının ifadeleriyle elde edilen belge ve dokümanlardan hazırlanan dosyada, özellikle PKK'ya destek veren dış ülkelere ait ayrıntılı bilgiler bulunduğu öğrenildi.
Toplantıyla ilgili Milliyet'e bilgi veren bir kaynak, yargılama için özel güvenlik önlemlerinin alınabileceği "güvenli" bir bölgenin seçileceğini açıkladı. Yargılamanın yapılacağı yerin isminin şimdiden açıklamanın sakıncalı olduğunu belirten aynı kaynak, "İki günlük ön süre, bu yerin belirlenmesi için yeterli olacak. Kurulun yapacağı çalışmalarda yargılama yeri en geç yarın günü belli olacak" dedi.

Hüngür hüngür ağladılar

Kanada'nın Quebec eyaletinin başkenti Montreal'de önceki gün 50 kadar PKK'lı, Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini protesto etmek için Yunanistan Ulusal Bankası'nın kentteki şubesini bir süre işgal etti. Burada, Öcalan'ın yakalanmasını içine sindiremeyen bazı işgalcilerin ağladıkları görüldü.

Hala Türk vatandaşı

Reşat UZUN - ŞANLIURFA
TÜRKİYE, 1979'dan beri yurtdışında yaşayan "asker kaçağı" ve "katliam" sanığı Abdullah Öcalan'ı bir gün sanık sandalyesine oturtabilmek için 20 yıldır Türk vatandaşlığından çıkarmadı.
Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi Nüfus Müdürlüğü'ne kayıtlı olan Öcalan, yargılama sürecinde her Türk vatandaşı gibi yasaların kendine tanıdığı hakları kullanabilecek.
Öcalan ailesinin Halfeti Nüfus Müdürlüğü'ndeki kaydı üzerinde yıllardır hiçbir işlem yapılmadı. Ömerli Köyü cilt 29, sayfa 37'de yer alan aile kayıtlarına göre Öcalan 24 Mayıs 1978'de Kesire Öcalan'la imam nikahıyla evlenip şahitlerle nüfusa kaydettirdi. Öcalan halen evli görünüyor. Asıl doğum yılı 1947 olan Öcalan, 18 yaşına geldiğinde yaşını iki yaş küçülterek nüfusa 1949 olarak kaydettirdi. Öcalan, 4'ü kız 7 kardeşten biri olarak nüfusta kayıtlı.

"Pişmanlık" seçimden sonra

MUHALEFETİN destek vermemesi nedeniyle 55. Hükümet döneminde yasalaştırılamayan pişmanlık düzenlemeleri, seçim sonrasına kaldı.
Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin ardından dağdaki PKK'lıların da teslim olmasını sağlamaya yönelik olarak gündeme gelen, TBMM'nin olağanüstü toplanarak Pişmanlık Yasası'nı çıkarma planı hükümetin gündeminden çıktı.
Başbakan Bülent Ecevit'in, Öcalan'ın yakalandığını açıkladığı basın toplantısında dağdaki militanlara "teslim olun çağrısı" yapması ve "Pişmanlık Yasası'ndan yararlanacaklarını" açıklaması Ankara'da Meclis'in olağanüstü toplanmasını gündeme getiren görüşme trafiğine yol açtı.
Basın toplantısının ardından Ecevit, TBMM Başkanı Hikmet Çetin'i aradı. Ardından Çetin yazılı bir açıklama yaparak yasanın çıkarılabilmesi için Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırabileceğini bildirdi.
Ancak Başbakanlığa giderek Ecevit'i kutlayan ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın "Pişmanlık Yasası ancak seçimlerden sonra çıkabilir" sözleriyle Ankara'daki hava değişti.
Ecevit, daha sonra konuk olduğu televizyon programlarında, Meclis'in olağanüstü toplanabileceğini zannetmediğini, toplanamaması durumunda TBMM'nin yıpranacağını belirterek, pişmanlık düzenlemesinin ancak seçim sonrasında gündeme gelebileceğini söyledi.
Ecevit, 55. Hükümet döneminde gündeme getirdikleri affı gerçekleştirmelerinin de zamanlama açısından uygun olmadığını söyledi. Bu konudaki soruya Ecevit şu yanıtı verdi:
"Keşke gündemimizdeki herşeyi gerçekleştirme gücümüz olsa, ama bugün duygusal bir ortamdayız. Bazı gereksinmeleri anlatmakta güçlük çekiyoruz. Bizim dağlardaki kandırılmış gençlere yaptığımız çağrıya karşı olumlu gelişmeler ortaya çıkarsa, şehitlerin acılarını taşıyanların da olumlu değerlendireceklerini düşünüyoruz. Bugün duygusal ortamdayız."