'Erdoğan vatandaşlıkta sonsuza kadar beklemez'

Milliyet Kıbrıs yazarımız Hasan Erçakıca'nın yazısı...

Türk tarafı, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ağzından, 22 Mayıs’taki Kıbrıs Rum parlamento seçimlerinden sonra, Haziran veya Temmuz ayında farklı bir toplantı düzenine geçmeyi önerdi. NTV’ye verdiği mülakatta Akıncı buna, “sürekli toplantı düzeni” dedi. Üstelik bu sürekli toplantı düzeninin toprak konusu ile başlamasını, garantiler ile devam etmesini de kabul ettiğini açıkladı.

Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın
“Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dercesine gündeme getirilen bu yaklaşımdaki etkileyici özellikler şunlardır:
Türk tarafı, sorunun toplumlararası görüşmeler marifeti ile uzayıp gitmesini istemiyor. Bunu sadece söylemekle kalmıyor; somut bir öneri ile bu konudaki ciddiyetini de göstermiş oluyor.
Bu öneri ile Türk tarafı, Rum tarafının toprak ile garantilerin görüşülmesi istemine olumlu yanıt vermiş oluyor. Yani, yeni bir açılımla, sonuç alıcı görüşmeden kaçınmayacağını açıkça ilan ediyor.
Bu öneriden sonra, Akıncı’nın 2016 yılında çözüm arayışı daha bir anlamlı oldu. Zaten, bu konudaki ısrarını, son TV mülakatında da gösterdi. 2016’da çözüm bulunamaması halinde, “federal çözüm” arayışının ciddi bir şekilde zarar göreceğini tekrar ama gerekçeli olarak açıkladı.

Doğal gaz ne olacak?
Oysa, Kıbrıs Rum tarafının, müzakerelerin sürmesine aldırmadan, yeni bir ihale açmış olduğunu hepimiz biliyoruz.
Uzmanlar bu ihale gereği yapılacak araştırma sondajlarının en erken 2016 sonunda başlayabileceğini belirtiyorlar. Kıbrıs Rum tarafının bu saldırgan çabası; Rumların toplumlararası görüşmelere ancak ve ancak 8 aylık ömür biçtiğinin ve bu süre sonunda Türkiye ile yaşanacak gerginlik ile müzakere masasını terk etmeye hazırlandıklarının göstergesi olarak yorumlanıyordu.
Anlaşılan odur ki, Cumhurbaşkanı Akıncı Kıbrıs Rum tarafına bu fırsatı vermek niyetinde de değildir. Şimdi Kıbrıs Rum tarafının önünde iki seçenek kalmıştır:
Akıncı’nın önerisine olumlu yanıt vererek Kıbrıs sorununu 8-10 ay gibi bir süre içinde çözmek;
Bu öneriyi reddederek Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ciddi olmadıklarını bütün dünyaya ilan etmek.

Oyalamak zor
Öyle veya böyle, Cumhurbaşkanı Akıncı bu önerisi ile Türk tarafının Kıbrıs sorunundaki statükonun bugünkü şekliyle devam etmesini kabul etmeyeceğini bir kez daha göstermiş oluyor.
Akıncı’nın bu çıkışı, bir süre önce, KKTC vatandaşlığı konusunda Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile vardığı mutabakatı da hatırlatıyor. KKTC’den vatandaşlık bekleyen Türkiye yurttaşlarının oyalanmasına içerleyen Erdoğan’ın, kendisi ile temas eden Kıbrıslı Türklere bu konudaki sitemini açıkça ilettiği ancak geçtiğimiz ay İstanbul’da Akıncı ile gerçekleştirdiği bir görüşmeden sonra, Akıncı’nın açıklamaları üzerine beklemeye karar verdiği biliniyor. Bu görüşme sonrasında Akıncı, 25 bin kişiye vatandaşlık verilmesi gibi bir gündemin olmadığını kamuoyuna büyük bir rahatlıkla ifade etmiş ve Rum tarafının bu konudaki spekülasyonlarına dur diyebilmişti.

Ama nereye kadar?
Erdoğan’ın, KKTC’den vatandaşlık bekleyen Türkiye kökenlilerin sonsuza kadar bekletilmesine razı olacağını elbette kimse düşünemez. Galiba o tarih ile Akıncı’nın takvimi uyuşuyor. 2016 sonuna; hadi bilemedik diyelim 2017 başına kadar...
Anlaşılan odur ki, Türk tarafı ve Akıncı, bu yazın klimalar altında veya Trodos’un serinliğinde geçmesine fırsat vermeyecek!