20.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
aygoz1, Milliyet Blog Yazarı
Üzüntülerimizi, sevinçlerimizi, sitemlerimizi kısacası tüm duygularımızı anlatacak bir şeklimiz var nasıl olsa ... Yalnız da olsak karşımız da ki yanı başımızda sanki..Kilometrelerce uzakta bile olsa "tık tık" bir tuşla kendimizi ifade ediveriyoruz işte !.. Bir anda kalabalık bir ortam oluşuyor... Herkese cevap vermek de sanki bir kural... Cevap da hemen gelmeli. Kural iki.. Hatta bazen on kişi ile on ayrı konu konuştuğumuz da oluyordur muhakkak..Ve bunları birbirine karıştırmamak da büyük maharet olsa gerek !.. Pür dikkat kesilmek gerekiyor.. Yoksa sonuçları traji-komik olabilir. Aman aman birde bağlantı kesilirse vay halimize ... O dakikalar geçmiyor sanki... Bağlanana kadar pc ye takılıp kalır gözler. Dünya duruyor sanki ... Klavyenin her tuşuna basmak çözüme ulaştırsa keşke o anda... Haydi... haydi... Oh şükür bağlantı kuruldu. Hadi sohbete devam !!..
Sonra bir şekilde bu sohbet bitiyor... Ve biz yalnızlığımıza geri dönüyoruz. O demin "tık tık" yazan ellerimiz dinlenmeye çekiliyor. Klavyemiz işlevselliğini yitiriyor. Alıyor masanın üzerindeki yerini... Demin ki çalışkan canavar suskunlaşıyor... Mause bir kenara itiliyor.."oturumu kapat" yazısı !! (aklıma bir anda "tv kapatmayı unutmayın yazısı geldi. alakalı mı bilemiyorum )
İçimizi bir hüzün kaplıyor. Derin bir yalnızlıkla başbaşa... İşte tam o sırada "depresyon" dediğimiz çağımızın modern hastalığı "chat kapı" olarak gelebiliyor... Tabii bu bir gün içerisinde değil !!!İnternetin ve bilgisayarın faydaları saymakla bitmez. Ama alışkanlıklar sonucu bize verdiği zararları da unutmamamız gerekiyor. Sosyal yaşantıdan koparıveriyor bazen... Çok kez okudum gazetede; pc başından kalkamayan evli çiftlerin ilişkilerini nasıl etkilendiğini, öğrencilerin araştırma diye saatlerce alakasız sitelerde dolanıp sonra da ödevini bitiremeden kalktığını... Hata kimde bizde mi ? Bilemiyorum... Dipsomani mi acaba ?
Dozunda bırakamamak mı? Tüketmeye alışmış bir toplum olarak teknolojiyi de tüketmeyi çok iyi beceriyoruz. Sanal "aşk" ları, sanal gezintileri, sanal dostlukları çok seviyoruz..Ve sonra da korkunç son ! Konuşamayan toplum... Oysa güzel olan göz göze konuşmak değil midir. Hangi konu olursa olsun..Karşılıklı alınan, verilen enerji değilmidir..
Biz böyle olmaya devam edersek "chat kapı" depresyon da gelir başka şeyler de. Düşünüyorum da ben de bu hastalığa yatkınmıyım acaba? Peki ya siz ?...Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayın