24.11.2021 - 06:55 | Son Güncellenme:
Gonca Kocabaş - Milliyet.com.tr İngilizce öğretmeni Ebru ve grafiker Mehmet Güner çiftinin, tanıştıkları günden bu yana en büyük tutkuları seyahat etmek. Amerika vizeleri reddedilince, karavanlarını Türkiye’de yapıp Asya’ya uzanan bir yolculuk planlamış olsalar da, bu kez pandeminin azizliğine uğradılar ve rotalarını daha önce birçok kez gezdikleri birbirinden güzel şehirlerimize çevirdiler. Çift, “Gezmek bir tutkuydu bizde. Karavanda yaşamak bu tutkunun meyvesi oldu” diyor.
EV SAHİBİ ÇIKARINCA 9 AYDA KENDİLERİNE KARAVAN YAPTILAR
Araçlarını geçtiğimiz sene 70 bin TL’ye alıp, içini izledikleri karavan videolarıyla 50 bin TL harcayarak kendileri yapan çift, her bir köşesinde emekleri olduğunu vurguladı. Güner çifti, hem karavan yapımındaki zorlukları, hem de ev sahipleriyle yaşadıkları sıkıntıyı şöyle anlattı:
“Yapım aşamasında birçok aksilik yaşadık. Köpeğimiz olduğu ve karavanla uğraştığımız için evden çıkmamız istendi. Evimizin elektriğini kullanmamıza izin verilmediği için her şeyi testere ile kesmek zorunda kaldık ama en zoru hep su oldu. Su sistemimiz biz daha yola çıkmadan fire verdi. Sonra özel depo yaptırdık. Onda da kazıklandık. 1 yılı geçmemize rağmen canı sıkıldıkça patlayan bir depoyla yaşıyoruz hâlâ.”
'800 TL İLE YOLA ÇIKTIK'
9 ay içinde karavanlarını bitirerek yola çıkan çift, karavanda az eşya ve para ile yaşayabildiklerini ve eşyalardan kurtuldukça özgürleştiklerini dile getiriyor. Otelde çalıştıkları işlerini bırakıp 800 TL ile yola çıktıklarında, akıllarında gittikleri ülkelerde ya da şehirlerde günlük işlerde çalışmak olduğunu söyleyen aile, gezilerinin 4'üncü ayında aldıkları bebek haberiyle düzenli bir gelir etmek zorunda kaldıklarını şu sözlerle anlattı:
“İlk başlarda geçici işler yaparak geçindik. Bir çocuğumuzun olacağını öğrendiğimizde ise sabit iş kaçınılmaz oldu. Mehmet şu an barista olarak çalışıyor ve internet üzerinden grafik tasarım yapma konusunda kendisini geliştiriyor. Ben ise freelance içerik editörlüğü ve metin yazarlığı yapıyorum.”
KİRA VE ELEKTRİK BEDAVA!
Evlerini kapatıp, tam zamanlı karavan hayatına geçtiklerinde masraflarının değişimini kıyaslayan çift, “Karavanda yaşamak eve göre daha az masraflı ama karmaşık yanları da var” diyor. Kira ödemediklerini, elektriklerini de güneş panelleri ile karşıladıklarını dile getiren Güner ailesi, işin sanıldığı kadar da masrafsız olmadığının altını çiziyor. Bu konudaki gözlemlerini aktaran Mehmet Güner, “Kira ve elektriğe para ödemiyoruz ama benzin, araç vergisi, sigortası, bakımları maliyetli oluyor. Bir de aktif araç kullanımından kaynaklı tamirat işleri olabiliyor. Son zamanlarda elektrik sistemimizde değişiklikler yapmak zorunda kaldık ve tüm birikimimizi ona harcadık. Çıkacak olan her bir arızanın masrafını düşününce kârda mıyız değil miyiz tartışılır” dedi.
'EBEVEYN OLACAĞIMIZI ÖĞRENDİĞİMİZDE SABİT BİR MAAŞIMIZ YOKTU'
Bütün zorluklarına rağmen, karavan hayatını çok sevdiklerini söyleyen Güner ailesinin salonları dünyaya açılıyor. Gezdikleri sürece de manzaraları hep değişiyor. Ancak aile, seyahat etmeden sabit kalmayı oldukça zorlayıcı bulduklarını ve karavanda en zorlandıkları anların da bunlar olduğunu dile getiriyor. Çift, İzmir’de geçirdikleri hamilelik dönemini de şöyle anlattı:
“Ebeveyn olacağımızı öğrendiğimizde düzenli bir maaş kazanmamız gerektiği için sabit bir yerde karavanda yaşamaya başladık. Sadece izin günlerinde gezebildik. En zoru gezememek oldu. Tekrar yollara düşeceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyoruz.”
'AİLEMİZİN SON ÜYESİ HAYATIMIZA IŞIK GİBİ DOĞAN ARVEN OLDU'
"Önceleri sadece Ebru ve Mehmet idik, sonra Ebru ile Mehmet olduk" diyen çift, şimdi de bebekleri Arven ve köpekleri Mebi ile kocaman bir aile olduklarını söylüyorlar. Karavan turlarının 4'üncü ayında hamilelik haberini alan çift, çok sevdikleri İzmir’den ayrılmayarak hamilelik dönemini burada geçirdi. Son anda yaşamış oldukları aksiliğe kadar her şeyin yolunda gittiğini söyleyen Ebru Güner, “Sadece sıcaklar zorlayıcıydı ama ona da bir şekilde katlandık. Karavanda hamilelik sürecini geçirmenin artıları eksileri elbette ki var ama bunun tamamen kişisel bir durum olduğuna inanıyoruz. Bol oksijenli geçen karavan hamileliğini, evde geçen hamilelik sürecine tercih ederiz. Karavanda hamilelik geçer mi diye şüphe edenlere diyoruz ki, geçiyor hem de çok güzel geçiyor” dedi.
Hamilelik döneminde değişen planlarını sorduğumuz çift, bu soruya John Lennon’ın bir sözüyle cevap verdi:
“Mehmet o dönemde inşaat işinde çalışıyordu. Biz ne zaman plan yapsak hayat bizi hep farklı sürprizlerle karşıladı. John Lennon’ın bir sözü var bizi anlatan, “Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir” diye. Hayat bizim için ne planlıyorsa ona uyuyoruz. O yüzden elimizden geldiğince plansız yaşıyoruz. Genel hatlarıyla planlarımız borçlarımızı ödeyip gezmek yönündeydi ama bebek haberiyle İzmir bir süreliğine sabit kalacağımız yer haline geldi.”
Güner ailesi, 3 kişiden 4’e çıkan nüfusuyla karavana sığmakta zorlanınca, şimdilerde mevcut karavanlarını satıp, kendilerine daha büyük bir karavan yapmayı sonra da diledikleri gibi seyahat etmeyi planlıyor.