99 günde karavan yaptılar! Aylık masrafları 1500 TL'ye düştü
08.11.2021 - 09:35 | Son Güncellenme:
Koronavirüs pandemisi ile birlikte karavanlar, sadece tatil aracı olmaktan çıkıp, tam zamanlı bir yaşam alanı haline geldi. Türkiye’de de oldukça yaygınlaşan bu kültürle birlikte evlerini kapatıp, tam zamanlı karavan hayatına geçiş yapanların sayısı her geçen gün artış gösteriyor. Onlardan biri de tiyatrocu Buket Kes ve heykeltıraş Tuncay Kes çifti.
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Pandemi hayatlarımızın her alanına farklı dokunuşlar yaptı. İşlerimizi dünyanın her yerinden belli bir ofise ihtiyaç duymadan yapabileceğimizi en iyi şekilde gösterdi. Hal böyle olunca, sabit bir ev ve ofis ihtiyaç olmaktan da çıktı. Bu dönemde daha az maliyetle farklı bir yaşam tarzı isteyenlerin tercihi de karavanlardan yana oldu. Kimi kolları sıvadı ve yeteneğini konuşturdu, kimi izlediği videolardan destek aldı kimileri de bu işi profesyonellere bırakarak karavan hayallerine kavuştu. Herkesin ortak bir noktası vardı, doğaya yakın olmak ve stresten uzaklaşmak.
Buket ve Tuncay Kes çifti de evlerini kapatıp kendi yaptıkları karavanda yaşamaya başladılar. Dünyanın en güzel kararını verdiklerini söyleyen çift, artık tam zamanlı bir karavan deneyimi yaşıyor.
'KAZANCIMIZIN TAMAMI FATURALARA GİDİYORDU'
Karavan maceralarına çıkarken, akıllarında evi kapatmak olmadığını dile getiren Buket Kes, "Biz aslında karavan yapıp onu kiralayalım ve düzenli bir gelirimiz olsun diyorduk. Düzenli gelir de olsa kazandıklarımızın hemen hemen hepsinin faturalara, kiralara gittiğini fark ettik ve o noktada tam zamanlı karavan hayatı aklımıza düştü" dedi.
Bir aracı kimseden destek almadan karavana dönüştürmek büyük bir iş. Teknik bilginin yanında el becerinizin ve yeterli zamanınızın olması şart. Tam 99 günde kendi araçlarını yapan çift, “Emekle yapılan her şey kutsaldır bizim için” diyor. Araç yapımında hiç usta desteği almadıklarının altına çizen aile, “Her yerinde alın terimiz var. Onun için bize göre dünyanın en güzel karavanı sanki bizim karavanımız gibi. Ev sıcaklığında yaptık. Bazı günler karavandan dışarı hiç çıkmıyoruz ve hiç sıkılmıyoruz. İçerisinde aşk var, sevgi var, emek var” dedi.
Herkesin en merak ettiği soru olan maliyetlere geldiğimizde çiftimiz işin bu kısmını, ‘insanların en endişe duyduğu bölüm’ olarak adlandırıyor. Maliyetler aslında herkes için çok değişken olabiliyor. Nasıl bir yaşam alanı istediğinize göre, maliyetlerinizi azaltabilir ya da çoğaltabilirsiniz. Kimi için ‘olmazsa olmaz’lar sizin için zorunluluk teşkil etmeyebilir. Karavanın temel malzemeleri dışındaki fiyatlandırmanın tamamen kişisel olduğunu unutmamak gerekiyor. Çiftimiz kendi karavanlarını yapma konusunda biraz cesur olmanın ve risk almanın önemli olduğunu vurguluyor.
'HER ŞEYİ SATTIK, EVDE OTURACAK KOLTUĞUMUZ BİLE KALMAMIŞTI'
Genç çift, karavanı aldıktan sonra çok az paraları kaldığını söyledi ve o günleri şöyle anlattı: "İnsanlar, 'Yapamayacaksınız bu parayla' dedi. Ancak bizim hayalimizdi, yapacaktık. Karşımıza yeni işler çıktı. Kazandık, karavana yatırdık. Evdeki her şeyimizi satmaya başladık. Son zamanlarda evimizde oturacak koltuk bile kalmamıştı. Bilgisayarlarımızı ve beyaz eşyalarımızı da sattık. O sürede minik bir karavan siparişi aldık, onu bir haftada bitirdik."
‘AYLIK MASRAFIMIZ 8 BİN TL’DEN BİN 500 TL’YE DÜŞTÜ’
Kendi karavanlarını 99 günde ve yaklaşık 80 bin TL’ye yapan çift, evlerini kapatıp tam zamanlı karavan hayatına geçtiklerinde aylık masraflarında da ciddi bir azalma olduğunu söyledi. Evlerini kapatmadan önce 8 bin TL aylık giderleri varken şimdilerde bu rakamın bin 500 TL’ye kadar düştüğünü dile getiren çift, “Elektrik ihtiyacımızı güneş panellerinden alıyoruz, ısınma masrafımız da evde ödediğimiz gibi değil. En büyük masrafımız sadece mutfak alışverişimiz oluyor” dedi.
Karavanı yaparken en çok insanların olumsuz eleştirilerinden rahatsızlık duyduklarını dile getiren aile, “Bizi zorlayan insanlara kulak asmadık. Bir hayalimiz vardı ve kimse bunu değiştiremezdi” açıklamalarıyla kendileri gibi karavan yapacaklara cesaret verdi.
KARAVANDA SÜREKLİ BİRARADA OLMAKTAN SIKILMIYOR MUSUNUZ?
Hem Instagram hem de YouTube kanallarından karavan maceralarını paylaşan çiftimize, takipçilerinin onların hayatları hakkında en merak ettikleri şeyin ne olduğunu sorduk. Çiftimiz ise, “Sürekli karavandasınız, birbirinizden sıkılmıyor musunuz ya da tartışmıyor musunuz gibi sorular çok oluyor. Hiç sıkılmıyoruz. Öncelikle yaşam alanlarımıza saygımız var. Genel olarak tartışan bir çift de değiliz. Birlikte aşırı eğleniyoruz. Çok güzel vakit geçiriyoruz. Evliliğimiz hiç monoton olmadı. Hala sevgiliyiz biz. O heyecan karavan hayatında da gitmedi. Tam tersi yeni bir manzaraya gitmek için sabırsızlanıyoruz” şeklinde cevap verdi.
Karavanda da yaşıyor olsanız, ev kadar olmasa da belli masraflarınız ve giderleriniz oluyor. Buket ve Tuncay çifti, karavanla sürekli seyahat etmek yerine, konakladıkları yerlerde kendilerine yeni işler bularak kazançlarını da elde etmeye çalışıyor.
Çift, “Instagram hesaplarından satış yapmaya çalışıyoruz. Teknelerin ahşap tasarımlarını dizayn ediyoruz. Deri çantalar, el örgüsü şeyler yapıp sayfalarımıza koyuyoruz. Mesela şimdi bir heykel işi aldık. Bizim için önemli bir iş. Onun için gezmeyi, eğlenmeyi bırakıp heykel işine gömüldük. 3 ay kadar onun yapımıyla uğraşacağız" dedi.
'KARAVAN HERKESE GÖRE OLMAYABİLİR'
Karavancılık artık bir emeklilik hayali olmanın ötesine geçti. Tam zamanlı bir beyaz yakalı da karavanla seyahatler yapabiliyor, bir üniversite öğrencisi de. Ülkemizde gittikçe yaygınlaşan karavan kültürüne ayak uydurabilen de var, ‘Bu iş bana göre değilmiş’ diyen de. Çiftimiz de bu işin herkese göre olmadığını belirterek, “Daha genç insanlar da artık karavan kullanıyor. Ancak yapamayan da çok. Yani güzel ama çok da kolay değil. Bazen park yeri bulamıyorsunuz mesela. Kirli su deponuzu her yere boşaltamazsınız. Sevince zorlukları bile zevkli oluyor. Çünkü kendi eviniz, yuvanız. Size ait bir ev. Bu gençler için bir nimet" diye konuştu.
'ÖNCE ÇALIŞMALI SONRA GEZMELİYİZ'
İlk seyahatlerindeki endişe ve heyecanları için ‘Sudan çıkmış balık gibiydik' diyen genç karavancılar, ilk rotalarının bir bağ evi olduğunu, sonrasında ise "Yaşamımız asıl orada başladı" dedikleri Marmaris Bozburun’a geçtiklerini heyecan içinde anlattılar. Buket Kes karavanın ilk zamanlarını şu sözlerle anlattı: “Aylarca gezmedik ve Bozburun’da çalıştık. Bir tersanede işçilerin arasında kaldık. Herkes hadi gezin diyordu ama önce çalışmak, sonra gezmek gibi bir felsefemiz var bizim. Sadece gezmek için yapmadık karavanı. Her şehre dokunmak, iş imkanları sağlamak, yeni şeyler ve işler öğrenmek, yeni insanlarla derin sohbetler etmek için yaptık. Karavan yapmamızın aslında derin ve evrensel sebepleri de var.”
'RİSK ALMADAN HİÇBİR HAYAL GERÇEKLEŞMEZ'
Karavanlarını aynı zamanda bir atölye gibi de kullanan çift, “Keşke dediğimiz çok şey yok ama biraz daha büyük bir karavan daha iyi olabilirdi” diyor. Karavanda kaynak makinelerinin bile olduğunu dile getiren aile, “Sadece atölye malzemelerimiz için ileride daha büyük bir karavana geçebiliriz” ifadelerini kullandı.
Önce Türkiye’yi sonra da dünyayı gezmek istediklerini dile getiren çift, son olarak karavan severleri cesaretlendirecek tavsiyelerde bulundu. Çift, “Korkmayın, cesur olun ve inanın. Hayaliniz ne ise önce ona inanın. Risk almadan hiçbir hayal gerçekleşmez. ‘Yapamazsın, olmaz, çok pahalı, yaşınız geçti’ gibi olumsuz bir sürü cümle kuracaklar. Hiçbir şey geçmedi. Her şey olması gereken zamanda olacak, bunu unutmayın” tavsiyesinde bulundu.
