25.08.2009 - 02:57 | Son Güncellenme:
ESRA ALUS İstanbul - ANKARA Milliyet
Ergenekon soruşturmasının ilk davası, 20 günlük aradan sonra dün tekrar görülmeye başlandı. Birleştirilen Danıştay davasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım “Kimse korkusundan bana avukatlık yapmıyor” dedi. Savunmasını yapan tutuksuz sanık İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı ve Talatpaşa Komitesi Genel Sekreteri Ferit İlsever de, dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in “Talat Paşa Komitesi’nin yurtdışındaki çalışmalarının aydınlatılması açısından” tanık olarak dinlenilmesini istedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılara ilişkin davanın tutuklu sanıkları Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, İsmail Sağır ve Tekin Irşi’nin de aralarında bulunduğu 27 tutuklu sanık katıldı.
Ergenekon davasının gizli tanığı olduğu öne sürülen, ancak dava birleştirilince sanık olan Osman Yıldırım, ilk kez Ergenekon davasında hâkim karşısına çıktı. Tutuklu sanık Alparslan Arslan ise, sadece kimlik tespiti sırasında mahkeme salonuna getirildi.
Özkök baş tanık
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Osman Yıldırım’a, baro tarafından atanan avukatı Bilgehen Erkabadayı’nın duruşmaya katılmadığını belirterek, dosyada ismi olan avukatlarının nerede olduğunu sordu. Yıldırım da, “Avukatım yok. Korkuyorlar, kimse benim avukatım olmak istemiyor” dedi. Bunun üzerine Başkan Şengün, “Avukat korkmaz, neden korksun” dedi. Yıldırım ise, “Avukatım yok, istemiyorum da” cevabını verdi. Başkan Şengün, “Sizin isteğinize bağlı değil, suçlandığınız konular zorunlu avukat gerektiriyor” dedi.
Şengün, bu diyaloğun üzerine davaya sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilen ve duruşmalara katılmayan sanık Ferit İlsever’in kimlik tespitini yaptı. İlsever, Ulusal Kanal Genel Yayın Müdürlüğü’nden emekli olduğunu ve 700 TL emekli maaşı aldığını belirtti.
Daha sonra savunma yapan İlsever, ABD’nin isteğiyle Talatpaşa Komitesi’ne operasyon yapıldığını savundu. İlsever, “ABD’nin ortadan kaldır dediği” Talatpaşa Komitesi’ni desteklediği için 9. (Süleyman Demirel) ve 10. (Ahmet Necdet Sezer) cumhurbaşkanlarının da bu dava kapsamında hedef alındığını öne sürdü.
İlsever, emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün bu davanın baş tanıklarından olduğunu savundu.
“Ergenekon operasyonlarıyla, darbe uydurmalarıyla TSK’nın teslim alınması ve milli devletin değiştirilmesinin amaçlandığını” ileri süren İlsever, terör örgütü PKK ile mücadele edenlerin cezalandırıldığını, intihara sürüklendiğini iddia etti.
İlsever, şöyle konuştu:
“İddianame, Doğu Perinçek ve beni, Abdullah Öcalan ile görüşmekle suçluyor. Kaderin cilvesine bakın... Ferit İlsever’i Öcalan ile görüşmekle suçlayan kafalar bugün, onun her sözcüğünde bir keramet bularak manşetlere taşıyorlar. Apo, bugün Türkiye’nin en makbul kişilerinden biridir.”
Çiçek tanık olsun
İlsever, Talat Paşa Komitesi’nin Cenevre’de yapacağı konferansla ilgili dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile 3 kez görüştüklerini, daha sonra Çiçek’in de dönemin İsviçre Adalet Bakanı ile irtibat kurduğunu ve ihtiyat önerilerinde bulunduğunu anlattı. İlsever, Çiçek’in tanık olarak dinlenilmesini istedi.
MİT’ten yanıt geldi
Ara kararlar neticesinde istenen cevabi yazıların bir kısmı mahkemeye ulaştı. Mahkemenin 13 Haziran 2009 tarihindeki duruşmasında MİT Müsteşarlığı’na 2002 yılında Ergenekon’la ilgili olarak gönderilen ihbar mektubunun kaynağı soruldu. Mahkemeye ulaşan cevabi yazıda, “Teşkilatımıza 3 Temmuz 2002 tarihinde gönderilen ve kaynağı tespit edilemeyen isimsiz ihbar mektubu ekinde yer verilmiş olup söz konusu CD’lerle teşkilatımızın bir ilgisi bulunmamaktadır” denildi.
Yalman’dan ‘Altın’ haberine tepki
Eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman, Ergenekon iddianamesine dayanılarak kaleme alınan “Veli Küçük ile Yalman 3 TIR altını Suriye’ye kaçırmış” başlığıyla bir gazetede yayımlanan habere tepki göstererek, yasal yollara başvuracağını açıkladı. Yalman, “Bütün hayatını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne vakfeden bir emekli komutan olarak bu haber şahsımı derinden üzmüştür. Bu tür haberlerin maksatlı olarak yapıldığı açık ve net bir biçimde ortadadır” dedi.
NOTLAR...
İlhan Selçuk’un raporu mahkemede
* Duruşma salonuna, 20 gün önceki duruşmanın ara kararında da yer aldığı üzere havaların çok sıcak olması nedeniyle 6 tane klima yerleştirildi.
* Duruşmayı, tutuklu Alparslan Arslan’ın babası İdris, annesi Hatice ve kız kardeşi Hilal Arslan izledi. Ancak aile, kimlik tespitinden sonra salondan çıkan Alparslan Arslan’ı görmedi.
* Ferit İlsever, savunmasının bir bölümünde, mahkemeye, ’Milli Kuvvetler ve Turuncu Kuvvetler Çarpışması- Ergenekon Tertibi’ başlıklı CD’yi izletti.
* Ergenekon davası sanıklarından Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk’un avukatları Şelçuk’a beyin embolisi teşhisi konulduğu ve hasteneden ne zaman çıkacağının belli olmadığına dair yazıyı mahkemeye sundu. Yaklaşık 10 gün önce rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan İlhan Selçuk’un tedavisi devam ediyor.
Baba Arslan: Ergenekon parmağı var
Ergenekon davasıyla birleştirilen Danıştay saldırısı davası zanlısı Alparslan Arslan’ın, duruşmayı izlemeye gelen ailesi mahkeme salonu önünde bir basın açıklaması yaptı. Baba İdris Arslan, oğlunun Ergenekon örgütü tarafından kullanılmış olabileceğini söyledi. Danıştay saldırısını kasteden baba Arslan, “Bu işin içinde Ergenekon’un parmağı var diye düşünüyorum. Acaba ilaç mı verildi? Zihin yönlendirmesi diye de bir şey var. Hüseyin Görüm, ‘Alparslan Arslan geceleri fabrikada kalıyordu’ dedi. Orada Alparslan’a bir operasyon mu yapıldı?” dedi. 4 yıldır Danıştay davasını takip ettiklerini belirten İdris Arslan, oğluyla en son 21 Nisan 2008’de Ankara Sincan F Tipi cezaevinde görüştüklerini, 17 aydır ziyaretine gittikleri Arslan’ın, kendileriyle görüşmediğini belirtti. Oğlunun sağlık sorunları olduğunu kaydeden Arslan, “Alparslan’ın doktora gitmesi lazım, Ergenekon sanıkları devamlı hastaneye gidiyor ancak benim oğlum 4 yıldır hastaneye götürülmüyor” diye konuştu. Anne Hatice Arslan da, Alparslan Arslan’ın hastaneye götürülmemesini eleştirdi.