22.11.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:
ÇİĞDEM YILMAZ
ÇİĞDEM YILMAZ- Yenidoğan Çetesi davasında 47 sanığın yargılanmasına Bakırköy Adliyesi 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Davanın dün görülen dördüncü oturumu tutuklu sanık Funda Özen’in savunmasıyla başladı.
Reyap Hastanesi’nde medikal muhasebeci olarak görev yaptığını belirten Özen’e, SGK faturalarını kendisinin kestiği ve sanık Hasan Basri Gök ile yaptığı telefon görüşmesinde “Ben tarihleri değiştirmiştim, hadi yine şanslısınız” şeklinde bir ifade kullandığı hatırlatıldı.
Tarihleri değiştirme yetkisi olmadığını söyleyen Özen, “Faturalarla oynamadım. Tıbbi bir bilgim olmadığı için tıbbi evrakla müdahale etmem mümkün değil. Yoğun bakımda çalışmadım ve hasta sevklerinin nasıl yapıldığını bilmem” şeklinde konuştu. Savcının “Hasan Basri sizin hastanenizde çalışmıyor, neden kendisini arıyorsunuz?” sorusuna, “Doktor çok yoğun olduğunda ya da ulaşamadığımda kendisiyle iletişime geçiyordum. Fırat Sarı, bu durumlarda Hasan Basri’ye sorabileceğimi söyledi” şeklinde yanıt verdi.
Ardından Esenyurt Belediyesi’nde Sağlık İşleri Müdürü olan tutuklu Renas Kılıç, savunma yaptı. Mahkeme Başkanı, Kılıç’a yönelik “112’ye başvuran hastaları usulsüz bir şekilde Reyap Hastanesi’ne sevk etmekle suçlanıyorsunuz, suçlamaları kabul ediyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Kılıç, bu suçlamayı reddetti. Kılıç, Reyap Hastanesi sahipleriyle tanışıklığı olduğunu ve ihtiyaç duyduklarında kendisine yönlendirme yaptığını söyledi.
‘MENFAAT İÇİN DEĞİL’
Mahkeme Başkanı, Renas Kılıç’a, “Fırat Bey’in hastalarını takip etmen görevlerin arasında mı?” diye sordu. Kılıç, “Takip etmiyorum. Bana ulaştılar, Fırat Bey’e ulaşamamışlar, bu yüzden ben de ulaştım” yanıtını verdi. Medisense üzerinden yapılan para transferlerine ilişkin soruya da Kılıç, “Fırat Bey’e ben para gönderiyordum, onun bana gönderdiği tarih 2019’dur” dedi. Hasta sevkleriyle ilgili olarak, “Bana hasta yakınlarından talep gelirse, hastalar bize ulaşıyor. Hiçbir menfaat elde etmek için değil” şeklinde konuştu.
Duruşma bugün saat 09.30’da tekrar görülecek.
‘BİLSEM PARA ALMAZDIM’
Yenidoğan davasında tahliye olması için Mustafa Kemal Zengin tarafından cumhuriyet savcısının makamında tehdit edildiği hemşire tutuklu sanık Tuğçe Toptemel de savunma yaptı. Toptemel, “Biz her bebeğe hakimiz. Opara adlı bebeğin ölümünü geç fark ettiğim ifadesi yalan. Vicdanım rahat. Ben bebeğin nabzını yaşar şekilde teslim ettim. Fırat, Doğukan’a para verirdi Doğukan da bazen bana atardı. Böyle olacağını bilsem almazdım. Büyük miktarda paralar da değildi” dedi.
‘BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTİYORDUM’
Mahkeme Başkanı’nın çapraz sorgu öncesi söyleyeceği bir şey olup olmadığını sorduğu Kılıç, şunları söyledi: “Sosyal medyada çıkan haberlerden dolayı masumiyet karinesine bakılmadı. Ben kamu zararı ile suçlanıyorum ama katil ilan edildim. Ben sadece belediyeyi zarara uğratmamış olabilirim. Bir amacım vardı, belediye başkanı olup insanlara yardım etmek istiyordum. Ben insanların arasına nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Siyasi partiler, siyaset yapıyor biz burada katil damgası yiyoruz. Siyasi partiler erken seçimden dolayı bizim hayatımızla oynuyor. Siyasiler kendi aralarında siyaset yapıp, Sağlık Bakanlığı’nın bir açığı aranıyor. Filler tepişir çimler ezilir.” Duruşma savcısı Kılıç’a bu konuyla ilgili belediyenin hakkında idari bir işlemin yapıp yapmadığını sordu. Kılıç “Bana iletilen bir bir soruşturma yok, hala belediyedeyim. Maaşımın üçte ikisini şu an alıyorum” dedi.
EŞİ 112’DE ÇALIŞIYOR
Mahkeme Başkanı, Kılıç ve Fırat Sarı arasında geçen bir konuşmayı hatırlatarak, “‘Hastam az’ diyorsunuz, ‘Nasıl dolu değilsin, bırak’ diyorsunuz. ‘3-4 tane boşum var’ şeklindeki diyalog ne anlama geliyor?” sorusunu sordu. Kılıç, “Ben hangi hastaneye göndermek isterlerse, hastaları o hastaneye yönlendiririm” diye yanıtladı. Mahkeme Başkanı ayrıca, Kılıç’ın eşinin mesleğini sorması üzerine, Kılıç, eşinin Hasdal 112 Acil Servis’te çalıştığını belirtti.