Siyaset‘Türkiye Batı’dan uzaklaşmıyor’

‘Türkiye Batı’dan uzaklaşmıyor’

23.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İbrahim Kalın, ABD merkezli Bloomberg haber sitesinde “Hayır, Türkiye Batı’yı terk etmedi” başlıklı bir makale kaleme aldı.

‘Türkiye Batı’dan uzaklaşmıyor’

Kalın, son zamanlardaki “Türkiye’yi dışlanmış bir ülke olarak resmetme eğilimi”nin büyük ölçüde iki ana meseleden kaynaklandığını belirterek, şöyle devam etti: “Bunlardan ilki, ABD ile krize yol açan Rus S-400 hava savunma sistemini temin etme kararı. İkincisi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ile kriz yaşanmasına yol açan arama ve sondaj çalışmalarına devam etme kararı. Ancak bunların tek başına sorunun kaynağı olduğunu düşünmek hata olur. Aciliyet kesp eden bu krizin daha geniş bir perspektifte ele alınması gerekiyor. İttifak kurmak tekelcilik yapmak değildir. Bazı üyelerin kendi ajandalarını diğerlerine dayatma özgürlüğüne sahip olduğu anlamına gelmez. NATO, bütün üyelerinin güvenlik endişelerini ciddiye almadığı sürece düzgün bir şekilde işleyemez. Ve Türkiye bunun istisnası değildir. Türkiye’nin Batı’dan uzaklaşıp uzaklaşmadığı tartışması yerine sorulması gereken asıl soru Türkiye’nin meşru güvenlik endişelerinin neden sistematik bir tavırla göz ardı edildiğidir. Ve bu endişeleri sıralarsak uzun bir liste ile karşılaşırız. Türkiye’nin PKK terör örgütü ile kırk yılı aşkın mücadelesi devam ederken bu konuda müttefiklerinin desteği yetersiz ve tutarsız kalmaktadır. 251 şehit verdiğimiz ve 2000’den fazla insanımızın yaralandığı 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra Türkiye, FETÖ’ye karşı mücadelesinde daha da az anlayış ve destek görmüştür. Bundan daha da vahim olanı Türkiye, Suriye savaşından dolayı tehdit altındayken Obama yönetiminin 2015 yılında Patriotları Türkiye’den geri çekme kararıdır. Türkiye’nin son iki yıl içindeki Patriot satın alma çabaları sonuç vermemiştir. Bu durumda Rus hava savunma sistemi bir tercih değil, Türkiye için bir zorunluluk haline gelmiştir. Türkiye, Batı’dan veya dünyanın herhangi bir yerinden uzaklaşmıyor. Aksine dış politika seçeneklerini genişletip çeşitlendiriyor.”