30.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aslıhan Altay Karataş - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hem turist sayısı hem turizm geliri bakımından ülkemizin zirve noktasını hep birlikte yaşıyoruz... Turizmde artık çıraklık ve kalfalık dönemimizi bitirdik, ustalık aşamasındayız. Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü eksiği sebebiyle işlerin aksadığı, homurtuların yükseldiği bir dönemde ustalığımızı daha iyi konuşturmalıyız” dedi.
Türkiye Otelciler Federasyonu’nun 7. Olağan Genel Kurulu’na katılan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
ZİRVEYİ YAŞIYORUZ: Turizmde ilk büyük hareketliliği Özal döneminde başlattık. Daha sonraki dönemlerin istikrarsız ortamında yavaşlayan turizm yatırımları AK Parti hükümetleriyle yeniden hız kazanmıştır. Küresel salgın döneminde kısa bir ara vermiş olsak da hem turist sayısı hem turizm geliri bakımından ülkemizin zirve noktasını hep birlikte yaşıyoruz. Turist başına gecelik harcamanın 1000 dolara yaklaşması, verilen emeklerin karşılığının alınmaya başlandığının işaretidir. Türkiye’nin 2021’de dünyada turist sayısında dördüncü, turizm gelirinde sekizinci sıraya yükselmiş olması bu yıl çok daha iyi yerlere geleceğimizin habercisidir.
10 AYDA 193 MİLYON GECELEME: Sahip olduğumuz bakanlık belgeli 4 bin 768 konaklama tesisi ve 1 milyon 85 bin yatak kapasitesini yeni yatırımlarla takviye ediyoruz. Basit konaklama işletme belgeli olanlarla beraber toplam faal tesis sayımız 20 bini, yatak kapasitemiz 1 milyon 730 bin üzerine çıkıyor... Turizmdeki rakiplerimizin küresel krizlerin etkisiyle irtifa kaybettiği şu dönemde, bizim çok daha fazla çalışarak dünya liderliğine yükselme yolumuz açıktır. Millet olarak en büyük vasfımız olan krizleri fırsata çevirme maharetimizi ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek tekrar göstereceğimizden kimse şüphe duymasın.
POTANSİYELİN ÇOK AZI: Sadece turizm sektöründe halihazırda 609 yeni tesis ve 143 bini aşkın yeni yatak kapasitesine sahip yatırımların sürmesi, bu gerçeğin ifadesidir. Üstelik elimizde deniz, kum, güneş turizminin ötesinde hala potansiyelinin çok azını değerlendirebildiğimiz daha pek çok imkan var. Terörden arındırdığımız Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin, medeniyetlerin binlerce yıllık tarihinden süzülüp gelen güzellikleri bunlardan biridir. Altyapısındaki gücümüzü ispatladığımız sağlık turizmi bunlardan biridir. Anadolu’nun dört bir yanına uzanan ve her birinin ayrı hikayesi, efsanesi olan seyahat rotalarımız bunlardan biridir. Pek çok şehrimiz başlı başına birer turizm değeridir... Bu büyük hazineyi en iyi değerlendirmesi gereken de turizm sektörüdür.
USTALIĞIMIZI KONUŞTURMALIYIZ: Turizmde artık çıraklık ve kalfalık dönemimizi bitirdik, ustalık aşamasındayız. Dolayısıyla yaptığımız her yatırımı, her tesisimizin işletmesini bu güce ve birikime uygun şekilde gerçekleştirmeliyiz. Gelişmiş ülkelerin çoğunda yetişmiş insan gücü eksiği sebebiyle işlerin aksadığı, homurtuların yükseldiği bir dönemde ustalığımızı daha iyi konuşturmalıyız... Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına, geçmiş eksikleri gidermiş, altyapımızı kurmuş, bölgesel ve küresel gücümüzü tahkim etmiş olarak giriyoruz. Şimdi önümüzde adına Türkiye Yüzyılı dediğimiz yeni bir dönem açılıyor.
FIRSATLARI KAÇIRMAMALIYIZ: Ülkemizi dört bir yanımızda süren krizlerin, çatışmaların, çekişmelerin dışında tutmak için gerçekten çok çalışıyoruz. Küresel dengeleri, bölgesel hassasiyetleri, adeta bir kuyumcu terazisi titizliğiyle ölçüyor, tartıyor, politikalarımızı buna göre belirliyoruz. Yeri geliyor jeopolitik konumumuzun gücünü, yeri geliyor kültürel mirasımızın etkisini, yeri geliyor şahsi ilişkilerimizin kredisini kullanıyoruz. Bunların yetmediği yerde elimizde askeri, ekonomik, sosyal ne imkan varsa, hepsini devreye alıyoruz. Amacımız ülkemizi yeni baştan şekillenen küresel siyasi ve ekonomik mimarinin merkezine yerleştirerek, geçmişte olduğu gibi önümüze çıkan fırsatların elimizden kayıp gitmesine mani olmaktır.
ESKİ TÜRKİYE DEĞİLİZ: Ülkemizi yeniden siyasi istikrarsızlık, ekonomik geri kalmışlık, sosyal çatışma, vizyonsuz yönetim bataklığına sürüklemek isteyenler bugün de boş durmuyor. Terör örgütlerinin eylem arayışları, uluslararası alanda ülkemize yönelik mesnetsiz ithamların çoğalması, sosyal medyadaki kara propagandaların artması hep aynı senaryonun ürünüdür. Ama unuttukları bir şey var. Türkiye artık eski Türkiye değildir.