02.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Türk Silahlı Kuvveteri (TSK) İç Hizmet Kanunu’nun darbelere dayanak gösterilen 35. maddesini değiştiren tasarı daha kanunlaşmadan, vazifeleri arasından “cumhuriyeti koruma ve kollama” ifadesini çıkarttığı belirtilen Genelkurmay Başkanlığı, görev tanımının ne olduğu ve dayanakları konusunda açıklama yaptı. Açıklamada sıralanan görevler arasında, halen yürürlükteki kanunda bulunan “koruma ve kollama” ifadesinin bulunmaması dikkati çekti. Açıklamada, Milliyet’in kamuoyuna duyurduğu yeni EMASYA prokolü ile ilgili de bilgi verildi.
Caydırıcılık ve harp
Genelkurmay Başkanlığı, TSK’nın görev tanımının, İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi değişmeden internet sitesinde değiştirildiğine yönelik iddialarla ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada, “TSK’nın vazifesi; T.C. Anayasası, çeşitli kanunlar, 2010 Yılında Başbakanlık tarafından yayımlanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB-2010) ve bu belgedeki direktif doğrultusunda hazırlanarak Sayın Başbakan tarafından onaylanan Türkiye’nin Milli Askerî Stratejisi (TÜMAS-2011) dokümanı ile tanımlanmıştır” denildi. Açıklamada şöyle devam edildi:
“Bu kapsamda; TSK; caydırıcılık, güvenlik/harekât ortamının şekillendirilmesi, kriz yönetimi, sınırlı güç kullanımı ve konvansiyonel harp görevlerine ilave olarak, Barışı Destekleme Harekâtı ile 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu çerçevesinde talep edildiğinde Doğal Afet Yardım Harekâtı ve İç Güvenlik Harekâtına da destek sağlamaktadır.”
Hükümet, geçen hafta, TSK İç Hizmet Kanunu’nun darbelere dayanak gösterilen 35. maddesinin değiştirilmesi için hazırladığı tasarıyı TBMM’ye sevk etmişti. Bu tasarı henüz yasalaşmadı. Buna karşılık, yasada yer alan, TSK’nın “cumhuriyeti koruma ve kollama” görevi bulunduğuna yönelik ifadenin dünkü açıklamada da kullanılmaması dikkati çekti. Tasarının bu hafta yasalaşması bekleniyor.
EMASYA yürürlükte
Genelkurmay’ın açıklamasında, ordu birliklerinin iç görevlerdeki durumunu düzenleyen ve kamuoyuna Milliyet’in duyurduğu EMASYA Protokolü ile ilgili de bilgi verildi. Açıklamada, protokolün, “Bir veya birden fazla ilde çıkan veya çıkabilecek ya da bir ilde çıkarak komşu illere sirayet eden veya
etmesi muhtemel her türlü toplumsal olay ile terör olaylarında il valilerinin askeri birlik komutanlarından yardım talep etmesi üzerine; askeri birlik komutanlıklarından kuvvet tahsis edilmesi durumunda iller ve kuvvetler arasında işbirliği, koordinasyon, kuvvet kaydırılması ile emir komuta ilişkilerini” kapsadığı ifade edildi.