08.05.2019 - 18:54 | Son Güncellenme:
AA
Yüksek Seçim Kurulu'ndan (YSK) yapılan açıklamada, hakimlerin verdikleri kararlar nedeniyle kişisel olarak hedef gösterilmesi ve itibarsızlaştırılmasının kabul edilemeyeceği belirtilerek, "Yüksek Seçim Kurulu, baskı, yıldırma, iftira, hakaret ve tehdit kampanyalarından etkilenmeksizin görevini yapmaya devam edecektir. Bu nitelik ve ağırlıkta olan söz ve davranışları reddediyor ve şiddetle kınıyoruz." denildi.
YSK'den yapılan açıklamada, 31 Mart 2019'da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019'da verilen kararla iptal edilmesi sonrasında, Kurulun, YSK üyelerini hedef alan söylemleri değerlendirmek üzere toplandığı ve oy birliğiyle açıklama yapmaya gerek görüldüğü belirtildi.
Açıklamada, yetki, görev ve sorumluluğunu Anayasadan alan YSK'nin, Anayasa ve kanunlar ile bunlara uygun düzenlediği genelgelerle, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Seçimleri'nin düzen içinde ve dürüstlükle yürütülmesi için gerekli düzenlemeleri yaptığı ifade edildi.
Kurulun söz konusu seçimlerin sonucunda olağan ve olağanüstü itiraz süreçleri ile önüne gelen yüzlerce dosyayı inceleyip Anayasa ve kanunlara uygun olarak karara bağlayarak neticelendirdiği aktarılan açıklamada, bu süreçte itiraz mercii olarak yargılama faaliyetlerinde bulunulduğundan eleştiri sınırlarını aşan açıklama ve beyanlara cevap verilmediğine işaret edildi.
Kuruldan yapılan açıklamada şunları kaydetti:
"Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline dair kararın açıklanmasından sonra, 7 Mayıs Salı günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM çatısı altında yaptığı açıklamada, Kurul üyelerine tehdit, hakaret içeren beyanlarda ve gerçek dışı itham, isnat ve iftiralarda bulunmuş, bazı kurul üyelerini isimlerini okumak suretiyle yuhalatmış ve hedef göstermiştir.
Anayasa ve kanunlar, yasama organı üyesi olmanın sağladığı dokunulmazlığın hukuki korumasına sığınarak, bir kimseye suç işleme ve yargı organı mensuplarına hakaret etme serbestisi tanımaz. Kuşkusuz tüm yüksek mahkeme kararları gibi, Yüksek Seçim Kurulu kararları da hukuki açıdan tartışılabilir ve eleştirilebilir. Hukuki çerçevedeki bu tartışma ve eleştiriler hukuka katkı sağlayacağı için yararladır. Ancak hakimlerin verdikleri kararlar nedeniyle kişisel olarak hedef gösterilmesi ve itibarsızlaştırılması kabul edilemez.
Bu itibarla, tahammül sınırlarını aşan, içeriği kişilik haklarına açıkça saldırı ve suç oluşturan, kişileri hedef gösteren, kurumları ve seçim sistemini itibarsızlaştırma amacı güden ve bu suretle vatandaşların adalete ve demokrasiye olan inancını sarsan itham ve söylemlerden, sorumlu her vatandaş gibi kaçınılması gerekir. Anayasa'nın 79. maddesine göre, Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi üyeleri arasından, üye tam sayısının salt çoğunluğuyla gizli oyla seçilen meslek mensuplarından oluşan YSK, geçmişte olduğu gibi bugün de seçimlerin dürüstlük içinde yapılmasını temin etmek için, bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri doğrultusunda, baskı, yıldırma, iftira, hakaret ve tehdit kampanyalarından etkilenmeksizin görevini yapmaya devam edecektir. Bu nitelik ve ağırlıkta olan söz ve davranışları reddediyor ve şiddetle kınıyoruz."