14.12.2020 - 22:08 | Son Güncellenme:
AA
Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının bütçesi üzerinde konuştu.
Dünyanın köklü bir dönüşümden geçtiğini belirten Çavuşoğlu, pandeminin bu dönüşümü hızlandırdığını söyledi.
Artık dünyanın çok kutuplu olduğunu, birden çok güç odağının kendi çıkarları doğrultusunda gelişmelere yön vermeye çalıştığını dile getiren Çavuşoğlu, bölgesel sahiplenmenin önem kazandığını ifade etti.
Çavuşoğlu şu değerlendirmelere yer verdi:
"Keza büyük güçler arasındaki rekabet giderek sertleşiyor. Bu rekabet, vekalet savaşlarından ticaret ve enerji savaşlarına kadar çok geniş bir yelpazede yaşanıyor. Artık haklının değil güçlünün geçer akçe haline geldiğini görüyoruz. Zengin ve yoksul toplumlar arasındaki uçurum derinleşiyor. Küresel gelişmişlik farkları ve refah eşitsizliği iklim değişikliği gibi kimsenin kayıtsız kalamayacağı noktaya geldi. Öyle bir düzen var ki geride kalanların açığı kapatması mümkün görünmüyor. Çatışmalar da ne yazık ki hep aynı coğrafyalarda yaşanıyor. Çatışmaların, sorunların büyük bölümü de bizim coğrafyamızda seyrediyor. Özellikle de Batı’da popülizm, İslam karşıtlığı, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ciddi boyutlara ulaştı. Pandemi var olan sorunları daha da derinleştirdi."
Türkiye'nin, dünyanın böylesine kökten değiştiği bir ortamda olaylara seyirci kalmadığını, girişimci ve aktif bir dış politika izlediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Bugün Türkiye olmadan veya Türkiye’ye rağmen Suriye, Libya, Doğu Akdeniz, Kafkaslar, Afganistan ve Irak gibi dosyalarda adım atılamıyorsa, bu Türkiye'nin aktif dış politikanın sonucudur." dedi.
"Biz herkesin bizi sevmesini beklemiyoruz ama herkesin Türkiye'nin haklarına saygı duymasını bekliyoruz. Artık Türkiye küresel bir aktördür, herkes buna saygı duymasını öğrenecek." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer biz gelişmelere sessiz kalırsak, seyirci kalırsak, başkalarının kurguladığı oyunların peşinden gitmek zorunda kalırız. Türkiye olarak gerektiğinde oyun kurucuyuz ama yeri geldiği zaman da ülkemizin menfaatlerine karşı oyun kuranların oyunlarını bozuyoruz. Güçlü olmak ve kendi hikayemizi yazmak zorundayız.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği dinamizmle saha ile masayı uyum içinde kullanmayı öğrendik. Diplomasi, bizim her zaman önceliğimiz. Sorunları müzakereyle ve kazan-kazan ilkesi çerçevesinde çözme arzumuz her zaman vardır ancak diplomasinin yetersiz kaldığı yerde sahada boy, mevcudiyet göstererek, tekrar diplomasiyi ve barışçıl çözümü zorluyoruz.
Masada kalabilmek için sahada mevcudiyet göstermiyoruz, masanın çalışmadığı yerde sahada da gücümüzü göstererek tekrar herkesin masaya dönmesini sağlıyoruz ve buna da mecburuz. Aksi halde sorunlar daha da büyür, bizim de çözemeyeceğimiz noktalara gelir."
Müzakere ve diyalogdan anlamayanlar olduğunu gördüklerinde sahaya indiklerini ve teröristleri sınırın diğer tarafından temizlediklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Kendi göbeğimizi kendimiz kestik." ifadesini kullandı.
Libya'da da başından itibaren siyasi çözümden yana rol üstlendiklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Fakat Libya'da istikrar istemeyenler ve diyalogdan anlamayanlar savaşı devam ettirmek istedi ve o zaman da yüce Meclisimizin verdiği yetkiyle sahaya indik ve tekrar herkesi siyasi çözüm masasına geri getirdik. Bu, Türkiye'nin sayesinde oldu. Bu sayede kardeş kanı dökülmesini de engellemiş olduk." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de başından beri diyaloğun ve hakça paylaşımın savunulduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "KKTC ve biz 'herkes kazansın' dedik. Karşılığında hep tek taraflı politikaları gördük ve yine sahada bayrak gösterdik. Diyalog ve hakça paylaşım çağrımızı sahada attığımız adımlarla destekledik. Ülkemizin ve Kıbrıs Türkü'nün hakkını sonuna kadar korumaya devam edeceğiz." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın, Kıbrıs'ta 1974 ruhundan bahsettiğini anımsatan Çavuşoğlu, "Biz tüm bu adımları atarken, samimiyetle söylüyorum, 1974 ruhuyla hareket ediyoruz. Biz rahmetli Ecevit'in, rahmetli Necmettin Erbakan'ın, rahmetli Alparslan Türkeş'in ruhuyla hareket ediyoruz ve o ruhu yaşatıyoruz." karşılığını verdi.
Çavuşoğlu, ancak kapalı Maraş'ın açılmasının CHP mensupları tarafından sorgulandığını dile getirdi.
"Bölgesel barışın temellerini atıyoruz"
Yukarı Karabağ'da 30 yıldır diplomasi ve müzakere dediklerini, olmayınca Azerbaycan'ın sahaya indiğini belirten Çavuşoğlu, "Hakkı olanı ve meşru olanı aldı. Aksi takdirde kim bilir nice 30 yıl beklemek zorunda kalacaktı. Şimdi bölgesel barışın temellerini hep birlikte atıyoruz." ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz'ün Karabağ ile ilgili değerlendirmelerine değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Azerbaycan'a verdiğimiz desteği maalesef sorguladınız, hem de Ermenistan'ın diliyle, Türkiye'yi eleştirenlerin diliyle. Bunu hiç yakıştıramadım. Hele hele eski bir mensubumuza hiç yakıştıramadım. 'Suriye'den onu götürüyor, bunu götürüyor..' Burada biz her zaman can Azerbaycan'ın yanında tüm imkanlarımızla olmak durumdaydık ve olduk. Azerbaycan'ın da zaten kendi topraklarını alacak gücü vardı. Fakat Rusya ile imzaladığımız gözlem merkezleriyle ilgili anlaşmaların gizli olduğunu size kim söyledi? Rusya ile iki protokol imzaladık ve her ikisinde de taslağı önce Azerbaycan'a gönderdik, olur verdikten sonra imzaladık. Bu süreçte Azerbaycan'a destek verirken, aynı zamanda Boraltan utancından, o mahcubiyetten de ülkemizi kurtardık."
"Gerçekçi bir dış politika izlemeye çalışıyoruz"
Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman diyalogdan yana olduğunu ve bundan sonra da böyle olmaya devam edeceğini dile getirdi.
Türkiye'nin ve milletin çıkarlarını korumak için çalıştıklarını, sahada da her zaman barışı ve adaleti sağladıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, "Reel politiği çok iyi biliyoruz. Dış politikada, siyasette duygu vardır ama özellikle dış politikada her şeyin duygularla gitmediğini çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla gerçekçi bir dış politika izlemeye çalışıyoruz. Burada kalıcı husumetlerin olmadığını herkes bilir. Fakat milletimizin çıkarı neyse ona göre politika belirlemek ve uygulamak da hepimizin görevidir." değerlendirmesinde bulundu.
Dış politikada ve diplomaside sorunlar yaşanabileceğine işaret eden Çavuşoğlu, "Bir ülkeyle sorun yaşadığımız zaman bizi eleştirin ama ne olur burada her şeyin sorumlusu olarak Türkiye'yi göstermeye çalışmayın. Ne kadar sorun varsa, hangi ülkeyle sorun yaşıyorsak 'Türkiye, AK Parti, Cumhur İttifakı haksız' anlayışından kurtulalım. 'Türkiye düşmanlığı yapıyorsunuz' demiyorum ama bize muhalif olurken ne olur Türkiye'ye ve milli çıkarlarımıza da muhalif olmayalım." dedi.
Muhalefetin, Rusya ile ortak adımlar attıklarında "Eksen değiştirdiniz.", Gürcistan veya Ukrayna’nın NATO üyeliğini desteklediklerinde ise Batıcı olmakla suçladığını ifade eden Çavuşoğlu, bunun dengesini çok iyi bildiklerini belirtti. Çavuşoğlu, "Rusya’yla anlaşamadığımız noktalar var. Kırım, Ukrayna, Gürcistan, Suriye, Libya'da anlaşamadığımız noktalar var. Bazen farklı noktalarda olmanın avantajını da yaşıyoruz. Siyasi, ekonomik, enerji, turizm gibi ortak çıkarları var iki ülkenin. Bu konularda yapıcı ve tutarlı eleştiriler bekliyoruz." diye konuştu.
Bazı müttefiklerin, "Türkiye'yi NATO'dan çıkaralım." dediğini aktaran Çavuşoğlu, "Ben NATO'nun en güçlü ülkelerinden biriyim. En çok katkı sağlayan ülkelerinden bir tanesiyim. Biz neden NATO'dan çıkalım? Biz hiç kimsenin çıkmasını istemeyiz ama 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' diyen varsa, oradaki gücümüzden rahatsız olan varsa, çıkmak istiyorsa onlar çıksın." sözlerini sarf etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, AB'nin Türkiye'ye çifte standart uyguladığını da dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bizim de yaptığımız sitemler var. Siz de bizi eleştirebilirsiniz. Bizim de eksikliklerimiz var bu süreçte, özeleştiri yapıyoruz. Ama bunlar var diye tüm Avrupa ülkeleriyle bağlarımızı koparmak gerçekçi mi? Değil. Ticari ilişkiler var, enerji var, göç var, başka konular var, vize serbestisi var. İlişkilerimizi geliştirerek sorunları aşmak ya da sorunları aşarak ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Hakkımız olan yerlerde gerekli gördüğümüz adımları bu doğrultuda atmak bizim görevimiz. Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerimizden bize yaptırım gelecek diye veya AB eleştirecek diye vazgeçmemiz söz konusu olamaz."
Türkiye'nin "küresel bir akıllı güç" olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Sert güç unsurlarını tüm sahada kullanırken yumuşak gücümüzden de aynı şekilde sonuna kadar faydalanıyoruz." diye konuştu.
"THY'nin bayrağımızı taşıdığı uzak kıtalardan, TİKA'mızın yardım elini uzattığı ücra köylere; Türk Maarif Vakfımızın eğitim verdiği dersliklerden, Kızılayımızın yardım kolileri dağıttığı mülteci kamplarına; Türkiye burslarından, Balkanlar'da din görevlilerimizin okuttuğu mevlitlere veya ata yadigarımız mirasımızın korunmasına kadar, her yerde insana dokunuyoruz." ifadesini kullanan Çavuşoğlu, Türkiye'nin, insani dış politikasının yanında, artık yumuşak güçte de önemli bir aktör olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin, bugün ara buluculukta bir dünya markası olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bugün AGİT'te, Birleşmiş Milletlerde, İslam İşbirliği Teşkilatında ara buluculuk eş başkanlıklarını farklı ülkelerle yürüten Türkiye Cumhuriyeti'dir. Niye farklı ülkeler değişirken Türkiye hep ara buluculukta eş başkanlığı yürütüyor? Artık İstanbul'da ara buluculuk konusunda yabancı diplomatlara ders veriyoruz, kurslar veriyoruz; bu Türkiye'nin gücüdür. Sadece coğrafyamızda değil, Somali'de, Filipinler'de, Mali'de, Venezuela gibi uzak coğrafyalarda da biz dürüst ve adil ara bulucu olarak saygı görüyoruz ve katkı sağlıyoruz. Kavgacı ve militarist bir dış politika izlemiyoruz." dedi.
Gündelik değil, vizyoner bir dış politika izlemeye çalıştıklarını anlatan Mevlüt Çavuşoğlu, "Pandemi döneminde herkes dijitalleşmeden, dijital diplomasiden bahsediyor. Oysa biz, dijital diplomasiye iki yıl önce başlamıştık. Pandemi başladığı zaman herkes panik halindeyken, biz altyapısı güçlü bir ülke olarak dijital diplomasiye hazırdık ve bunu da çok etkin bir şekilde kullandık." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, salgın döneminde tahliyeler, tıbbi malzemeye erişim, salgınla mücadele ve küresel iş birliğinde öncü bir ülke olduğunu söyledi.
Çalışmalarının odağında, her zaman millet olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, yurt dışında da soydaşlara ve vatandaşlara en iyi hizmeti vermek için çalıştıklarını dile getirdi.
"Siz de mi Biden'dan umut bekliyorsunuz yoksa?"
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in "Türkiye, dünya çapında bağımsız siyaset yürüten bir ülkedir. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde dünya çapında güç merkezi haline gelmiştir. Türkiye birçok ülkede hakkı, adaleti koruyor, ezilmiş halkların çıkarlarını savunuyor. Bugün Erdoğan Türkiye'si dünya için bir örnektir; bağımsızlık, mertlik, cesaret örneğidir ve gelişmişlik örneğidir." sözlerini anımsatan Çavuşoğlu, "Kaldı ki sadece Sayın Aliyev değil, tüm dünyadaki duygular budur." değerlendirmesini yaptı.
"Savunma sanayisinde dışa bağımlı olmak yerine yabancı küresel sermayeyi getirerek ülkemizde üretimi güçlendirmekten rahatsız olmayın, bu, ülkeyi satmak değildir. Ne olur, bunlara tevessül etmeyelim, milletimiz de bunun ne olduğunu çok iyi bir şekilde görüyor." diyen Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ile ilgili, "Dayatma olabilir, zorluklarla karşılaşabiliriz ama bugün, kimse Türkiye'nin kolunu bükmeye çalışamaz, tam tersi, bize doğrultulan Doğu Akdeniz'deki rotaları da, kolları da biz büküyoruz, bundan emin olun." ifadelerini kullandı.
Dışarıdan atamalara itiraz edildiğini belirten Çavuşoğlu, "1965'te çıkan bir yasa… OECD'ye de en uygun kişiyi atadık, tüm çalışmalarını OECD üzerine yapan bir profesörümüzü atadık; siyasi bir tercih değildir." diye konuştu.
Meclis'te bir Ezidi milletvekili olmasından mutluluk duyduğunu, bunun, Türkiye'nin zenginliğini gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Ama Ezidiler konusunda Türkiye'yi suçladığını gördüm. Sayın Felaknas Uca'ya bir soru sormak istiyorum: Siz Sincar'da Ezidilerin şimdi ne çektiğini biliyor musunuz? Ezidi kardeşlerimiz önce DAEŞ'ten çekti, doğru, Keldaniler de çekti, Aramiler de çekti. Fakat siz Nobel Ödüllü ve DAEŞ kurbanı Nadia Murad'ı dinlediniz mi? Nadia Murad bana ve herkese şunu söyledi, 'DAEŞ gitti, PKK geldi. Şimdi, PKK Ezidilere zulmediyor.' Bana da 'Sayın Bakanım, ne olur, operasyonlarınızı durdurun. Çünkü PKK, bizim çocuklarımızı Sincar Dağı'na götürüyor, siz uçaklarınızı gönderince kendileri saklanıyor, bizim çocuklarımızı öne atıyor, ölen bizim çocuklarımız.' dedi. Bana inanmıyorsanız Nadia Murad'a sorun. Siz bir Ezidi olarak bunu sorgulayabiliyor musunuz? Parti grubunuz mu izin vermiyor, PKK mı izin vermiyor?
Aramilerin Suriye'de çektiği zulme duyarsız mı kalıyorsunuz? Siz Almanya'da büyümüşsünüz, orada parlamenterlik de yaptınız. Dünya Aramiler Kongresi Başkanına, Johny Messo'ya ve diğerlerine sorun lütfen. PKK'nın Kürtlere, Ezidilere, aynı şekilde Keldanilere, aynı şekilde Aramilere ve oradaki mazlumlara nasıl zulmettiğini onlardan bir dinleyin lütfen, okulları nasıl kapattığını dinleyin."
HDP sıralarından laf atmalara, "DAEŞ de teröristtir, alçak bir terör örgütüdür, PKK da alçak bir terör örgütüdür ama siz bunun ikisini de söylerseniz ben size saygı duyarım." karşılığını veren Çavuşoğlu, konuşmalarda geçen bir değerlendirme üzerine, İsrail'e büyükelçi atamadıklarını söyledi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Ahmet Erozan'ın "Bütçeyi iktisatlı kullanın, yılın ikinci yarısında biz alacağız." dediğini anımsatan Çavuşoğlu, "Siz de mi Biden'dan umut bekliyorsunuz yoksa? Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var? Nereden devralacaksınız, kimden devralacaksınız, neye göre devralacaksınız?" diye sordu.