28.07.2015 - 14:33 | Son Güncellenme:
Ankara - milliyet.com.tr
PKK terörünün yeniden Türkiye'nin sıcak gündemine girmesi ile siyasettede önemli gelişmeler meydana gelmeye başladı. HDP, Haziran ayındaki seçimde 80 milletvekili çıkarmıştı. İktidara yakınlığı ile bilinen Star Gazetesi'nde yer alan habere göre;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP hakkında Anayasa’nın 68 ve 69.maddelerinde belirtilen, "Hiçbir siyasi parti suça teşvik edemez"
hükmü uyarınca harekete geçti. HDP hakkında resen inceleme başlatan başsavcılık, bu kapsamda basında çıkan haberler, parti hakkındaki şikayetler ile HDP’li bazı parti yöneticiler hakkında başlatılan soruşturmaları mercek altına alındı.
Star Gazetesi'nin haberine göre; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Bürosu’nun, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın "Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye ve PYD’ye yaslıyoruz. Bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz", Selahattin Demirtaş’ın, "Halkımız, siyasi kurumlarımız, sivil toplum örgütleri, belediyeler, meslek örgütleri gibi bütün toplumsal yapılar kendi güvenlik tedbirlerini de geliştirmelidir" açıklamaları ile HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız’ın PKK kuryesini Ceylanpınar’a götürdüğü görüntüleri incelemeye aldığı öğrenildi.
Suç tespit edilirse kapatılır
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin faaliyet ve söylemlerine dair incelemenin ardından gerek görürse dava açılması için harekete geçilecek. Anayasa’nın 68. Maddesi’ne göre, siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava, Anayasa Mahkemesi’nce kesin karara bağlanıyor.
ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU'NDAN SİNYAL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin gezisi öncesinde basın açıklaması sırasında HDP'nin kapatılması ile ilgili soruya, "Parti kapatılmasını doğru bulmuyorum, dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla parti yöneticileri bunun bedelini ödemeli" yanıtını verdi.
Başbakan Davutoğlu da, bir televizyon programında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin HDP'nin kapatılması yönündeki çağrısı konusunda, şunları söylemişti:
"İşin bir siyasi bir yönü ve bir de hukuki yönü. Siyasi yönününü söyleyeyim. Ben partilerin kapatılmasına karşıyım. Hukuki yönüne bakıldığında ise, teröre destek gibi bir çerçeve var. Seçimlerden de yeni çıkmışız. Meşruiyet anlamında yüksek temsil oranı var Meclis'te.
Prensip olarak parti kapatılmasının çözüm olduğu kanatinde değilim. 80 milletvekili gibi bir milletvekili sayısına sahip bir parti artık kitleselleşmeyi öğrenmeliler. Türkiyelileşmeliler. Silaha karşı tavırın açıkça ortaya konması beklenebilir. Biz partilerin ya da kurumların değil, kişilerin cezalandırılmasını isteriz. Herkesin ders alması gereken bir dönemdeyiz"
21 YIL ÖNCE...
Dokunulmazlıklarla ilgili açıklamalar, 1994 yılında DEP'li milletvekillerinin Meclis'te polis tarafından gözaltına alındığı gelişmeleri akla getirdi. 4 Mart 1994'te Meclis'te yapılan oylamada, DEP milletvekilleri Orhan Doğan, Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve bağımsız milletvekili Mahmut Alınak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasına karar verilmişti.