15.03.2019 - 20:06 | Son Güncellenme:
AA
Çelik, Marmaris Atatürk Meydanı'nda Cumhur İttifakı AK Parti Marmaris Belediye Başkan adayı Serkan Yazıcı'nın seçim tırını ziyaret etti.
Ziyaretin ardından gazetecilerin, Yeni Zelanda'da ibadet etmekte olan Müslümanlara yapılan terör saldırısının failleri ile ilgili sorularını yanıtlayan Çelik, uzun zamandır Avrupa'daki siyasetçileri ve aşırı sağcıları uyardıklarını, İslam düşmanlığı ve ırkçılık üzerinden siyaset yapmamalarını, bu durumun bütün dünyayı son derece kötü bir noktaya götüreceğini söylediklerini belirtti.
AB Bakanlığı yaptığı dönemden bu yana "Bir siyasi matruşkanın hayaleti geziyor." diye söylediğini dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Bunun en üstünde Erdoğan düşmanlığı var. O matruşka bebeklerinde olduğu gibi, en üstündekini kaldırınca altından Türkiye düşmanlığı çıkıyor. Onun altından İslam düşmanlığı çıkıyor ama esas altına sakladıkları şey, Avrupa'da geçmişte kötülük rüzgarları estirmiş olan antisemitizm var, ırkçılık var ama en temelinde de Avrupa demokrasilerine karşı bir düşmanlık var.
Dolayısıyla bu atmosferi sağlayan siyasiler, bu atmosfere destek veren medya, bu İslam düşmanlığına, Türkiye düşmanlığına desteği veren medya, buna sessiz kalan siyasiler, bu şekilde açıklama yapanlar, esas olarak bu katliamları teşvik ettirenlerdir. Bunlar bu siyasilerden ilham alıyorlar."
Bugünkü saldırı olur olmaz, Avusturalyalı bir senatörün "Burada Müslümanlar kurban olsalar bile bu, onların suçlu olduklarını örtbas etmek anlamına gelmiyor." diyebildiğine dikkati çeken Çelik, hala İslam düşmanlığını teşvik eden yaklaşım sergilenebildiğini söyledi.
Çelik, "O kişinin yayımladığı 70 sayfalık manifestoya baktığınız zaman tarihsel olarak, dünya tarihinden ibret almak, geçmişin çatışmalarından kaçınmak, tarihi yeniden bir arada yaşama projesi olarak değerlendirmek yerine, tarihsel düşmanlıkları körükleyen bir yaklaşım olduğunu görüyoruz." dedi.
Bu saldırıların Türkiye'nin büyümesi ve güçlenmesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki ilerleyişinin, dünyada canileri korkuttuğunun göstergesi olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye, mazlumlara kol kanat gererken, bu büyümesiyle mazlumlar için umut olurken, caniler için ise bir korku ve kaygı vesilesi oluyor. Bunu bütün vatandaşlarımızın iyi değerlendirmesini arzu ederim. Burada biz Türkiye'den yükselttiğimiz sesle, dünyanın medeniyetler çatışmasına gideceği, dinler arası çatışmaya gideceği bir tablo istemiyoruz. Biz bütün dünyada barış istiyoruz. Onun için uzun zamandır uyarıyoruz onları. Diyoruz ki 'İslam' kelimesi ile 'terör' kelimesini yan yana anmayın.
Herhangi bir terörist, bir terör eylemi gerçekleştirdiği zaman, hemen o Müslüman olduğu zaman 'İslami terör' diyorsunuz. 'Bakın bu yanlıştır, bir dini kötülemeyin.' dedik ama hep şöyle yapıyorlar. Bir Hristiyan bir terör eylemi gerçekleştirdiği zaman 'O kişinin akli dengesi bozuktur.' ya da 'Bireysel bir eylemdir.' diyorlar ya da 'Bu, bir cinayet eylemidir.' diyorlar fakat bir teröristin kimliğinde Müslümanlık varsa hemen 'İslami terör' diyorlar. Bundan vazgeçsinler. Dinleri terörle yan yana getirmek yanlıştır. Biz diyoruz ki camiye yapılan saldırı, kiliseye yapılan saldırı, havraya yapılan saldırı aynıdır. Hangisine saldırı yapılırsa biz ona karşı çıkarız. Hangi dinin mensuplarına karşı saldırı gerçekleşirse biz ona karşı çıkarız."
Asıl kimlikleri insanlık düşmanlığı
Çelik, bugün bu yapılan saldırılar Müslümanlara yapılıyor diye, cuma namazında masum bir şekilde yeryüzünde barış ve esenlik için dua eden insanlarnamaz sırasında katlediliyor diye susanların, asıl kimliklerinin sadece İslam düşmanlığı olmadığını, asıl kimliklerinin tüm insanlığa karşı düşmanlık olduğunun bilinmesini istediğini vurguladı.
Kendilerinin hiçbir zaman, hiçbir dini kötülemeyeceğini dile getiren Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hiçbir din mensubu hangi terör eylemine imza atarsa atsın o dinle terör kelimesini yan yana getirmeyeceğiz. Terörist teröristtir. Teröristin dinine, kimliğine, coğrafyasına bakılmaz. Herkes şunu görsün, Türkiye'nin büyümesi, Türkiye'nin güçlenmesi bu canilerin önündeki en büyük engeldir. Türkiye'nin büyümesi demek, medeniyetler çatışması isteyenlerin, dinler arası çatışma isteyenlerin, coğrafyalar arası çatışma isteyenlerin ve kültürler arası çatışma isteyenlerin önüne çıkarılabilecek en büyük engeldir. Dolayısıyla Türkiye'nin büyümesi demek, bu insanlık düşmanlarına karşı verilebilecek en büyük derstir.
Türkiye'nin demokrasisini büyütmek. İnşallah 31 Mart seçimlerinde de büyük bir demokrasi iradesi ortaya koymak yine bu canilere verilecek en büyük derslerden biri olacaktır."