29.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR TOPBAŞ: KADİR TOPBAŞ: İstanbul maalesef, göçün, 12 -13 milyonluk nüfusun plansız ve düzensiz yerleşiminin, kentin yanlış gelişiminin, başıboşluğun sonuçlarını yaşıyor. Kentin doğru dürüst ulaşım master planları yok. Uzmanlar, akademisyenler çalışmış ama bugün gelinen nokta ortada. Öngörüler tutmamış. Bahçeli ahşap evlerin yıkılarak müteahhitlerin çok katlı apartmanlar yapması üzerine kurgulanmış bir şehircilik anlayışı üzerinde gelişi güzel büyümüş İstanbul. Bu düzensizliğin sonuçlarını yaşıyoruz. Bugün İstanbul'un iki büyük riski var: Ulaşım ve deprem. Esasında deprem ulaşımdan daha önemli ama onu 'tevekkül sahibi' bir millet olarak pek ensemizde hissetmiyoruz adeta! DERYA SAZAK: İstanbul'un trafik sorunu kenti giderek yaşanmaz hale getiriyor. Bitmeyen kavşak çalışmaları, köprülerdeki kuyruklar, günde 600 yeni aracın trafiğe çıktığı İstanbul'da alternatif çözümleri zorunlu hale getiriyor. Bu çözümsüzlük nasıl aşılacak? Deprem savaştan beter olur Risk büyük. Şiddetli bir depremin sonuçları savaştan çok daha beter olur. İstanbul, geçmişte ciddi hasarlar görmüş. Tarihi gerçekler bilinmesine rağmen yerleşim planları bu dikkate alınarak yapılmamış. 1. derecede deprem riski olduğu ancak 1998'de düşünülmüş. Depremin İstanbul'u yıkması halinde insan kaybının yanı sıra Türkiye ekonomisinde büyük kayıplar yaşanacağı tahmin ediliyor. Belediye yatırımlarının yüzde 60'ını ulaşıma ayırmış durumdayız. E5'i 6 x 2'ye çıkarmaya çalışıyoruz. Gidiş geliş 12 şerit olacak. Ulaşımdaki çözümsüzlük şu anda deprem riskinin önüne geçti. Şu anda 53.5 kilometredeyiz. 1873'te İstanbul'a dünyadaki ikinci tünel yapılmış olmasına rağmen devam edilmemiş. İstanbul'un trafikte soluk alması için metronun 500 kilometreye çıkarılması gerekiyor. Metro yapımı çok ağır ilerliyor. Kaynak olursa 5 - 6 yılda tamamlanır. 15 milyar dolarlık bir yatırım gerekiyor. İstanbul Belediyesi ve halkın kesesinden bu gerçekleşmez. Başbakan'a da anlattım, hükümetin kaynak yaratması şart. Avrupa fonları kullanabilir miyiz diye bakıyoruz ama çok zor IMF'nin de borçlanma konusunda sınırlamaları var. Bu hızla 20 - 25 yıllık süre demek... Maalesef gelmiyorlar. Çünkü raylı sistemler ve metroda yatırımların geriye dönüşü çok uzun yıllar alıyor. Kârlılığı da olmayan bir sistem. Bu tür yatırımları devlet destekliyor. Yerel yönetimlerin boyutunu aşıyor. İstanbul'da tek bilete geçtik, yılda 60 trilyon destek veriyoruz. Bir kentin medeniyet ölçüsü o kentteki toplu taşıma araçlarını kullanma oranına bağlıdır. İstanbul'da şu anda 72 km raylı sistem inşaatına devam ediyoruz. 60 km civarında ihale aşamasına getirdik . Günde 3 milyon kişi taşıyacağız. 150 km'ye çıkmak için 10 yıl lazım. Kaynak meselesi. Devam eden 72 km raylı sistem inşaatının maliyeti 4 katrilyon. 2007 -2011 arasında hesapladığımız 7 katrilyon. Toplam 11 katrilyonluk bir ödeme gerekiyor. Yap-işlet-devret modeliyle olmuyor mu? İstanbul'a kule yapmaya gelen Körfez sermayesi bu tür yatırımlarla ilgilenmiyor mu? Hayır, tamamen İstanbullu ödüyor. İstanbul'un ulaşım sorununu olimpiyat alan bir kentin hazırlanması gibi önceliği alt yapıya vererek ve gereken kaynağı bularak çözmeliyiz. 2011'e kadar 240 kilometrelik raylı sistemi tamamlamaya çalışacağız. Ama 500 km'ye ulaşmamız lazım. Ulaşımda fiziki altyapıyı tamamlamak gerekiyor. 103 tane kavşak bitirdik, 67 tane devam ediyor. 300 civarında olacak. Kim karşılayacak bu maliyeti, devlet bütçesinden aldığınız ödenek var mı? İstanbul'a 300 tane kavşak ve yol düzenlemesi gerekiyorsa üçer beşer tane yaparak 10 yılda bitirecek halimiz yok. Kenti rahatsız etmeden kısa sürede yapmak durumundasınız. Kavşak inşaatları trafiğin durma noktasına gelmesindeki etkenlerden biri değil mi? Plansızlık yok mu? Denetim yetkisi istiyoruz Polisin belindeki silahtan çekinmiyor sürücü ama gelecek cezadan çekiniyor. Denetim yeterli değil. Denetim yetkisini, kameralardan plakaya ceza yazma yetkisi istiyoruz. Emniyet şeritlerini tıkayan sürücülerle nasıl başa çıkılacak? Savunma olarak konuşmuyorum ama trafiği bu şekilde buldum! Göreve geldiğimde zaten trafik sorunu vardı. 70 yılın ihmalini birkaç yılda çözemem. Benden önce de tek çift plaka konuşuluyordu. 103 kavşağı bitirmemiş olsaydık bugün daha fazla sıkıntı yaşardık. Deniz ulaşımını da yüzde 30 artırdık. Raylı sisteme 9 km ilave ettik ve devam ediyoruz. Tek-çift plaka uygulaması çözüm olur mu? Başbakan İstanbul'a vize konulmasını bile önerdi. 103 kavşakta harcadığımız para 1. 1 katrilyon. Yatırımlarımızın yüzde 65'ini ulaşımda yaptık. Önceliği ulaşıma verdik. Başbakan'ın tartışma yaratan önerilerine gelince. Tek çift plaka, vize önerisi bunlar geçici olarak şehirdeki sıkıntıyı aşmak üzere söylenmiş şeyler. Şehirde bir sıkıntı var. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Birden çok özel aracı olanlar var: 'Tek başıma çıkarım ya!' Ya kardeşim çıkarsın da bir saat de çıkma, işin yoksa, gitmek mecburiyetinde değilsen çıkma yada kentin yoğun yerlerini kullanmamaya özen göster. Biraz daha uzak dolaş. Tabii alternatif koyamadık. Londra'daki gibi şehir merkezine özel aracınla girersen bir saatliğe şu kadar bedel ödersin diyemiyoruz. Otobüs sayısını da artırmak gerekiyor. Ulaşıma giden kaynak nedir? Sorunu çözmez. Başbakan da bunun farkında. Anadolu'nun kalkınmasını teşvik ediyor. Konut projelerini destekliyor. Vize önerisi için ne diyorsunuz? Bir şey daha yapıyoruz, Avrupa yakasında E5 üzerinde bir yol genişletme çalışmamız var. Yani ortada metrobus'ı koyacağımız akışkan bir şerit açıyoruz. 1. köprü üzerinde bariyerleri kaldıracağız. Ve dakikalı otobüs geçişi sağlanacak. Birinci köprüde gişe düzenlemesi nedeniyle bir rahatlık gözleniyor. Bu metrobus'larda düşündüğümüz sistem , sürücüsüz de gidebilen mıknatıs okumalı, optik okumalı bir sistemle çalışan otobüsler. Lastik tekerlekli. Vatandaş aynı metro gibi hangi dakikada gelip kaç dakika sonra nerede olacağını bileceği bir tren gibi çalışan bir sistemle boğazı geçebilecek. 160 bin araçlık otopark inşaatımız devam ediyor. Diyelim ki Göztepe'ye bu metrobus'un aktarma noktasına gelecek olan kişi aracını park ettikten sonra aynı bilete otobüse bu metrobus'a binerek Mecdiyeköy'e, Avrupa'ya geçecek. Köprüde tren gibi çalışacak 3. köprü için 5 seçenek var 5 ayrı seçenek var. İstanbul köprüsü değil bir ulusal köprünün olması düşünülüyor. Ağır vasıtaları taşıyan, transit olarak geçen, Boğaz köprüleri şu anda kentiçi köprüsü gibi çalışırken bu biraz daha farklı boyutta olsun diye düşünülüyor. Trafiği bu anlamda çözmeyecek ama kamyonları TIR'ları görmeyeceğiz. Boğaz'da 3. köprü nereden geçecek? İnşaatlar yakında bitecek Hedefimiz E5'i mayıs - haziranda devreye sokmak. Minibüsler otobüsler yan yollardan kalkınca Küçükçekmece'den Topkapı istikametine çok rahatlıkla, trafikte sıkışmadan gidilecek. Seyrantepe'de, Ayazağa'da 7 yıldan beri süren, orada askeri bölgeden yer alınarak yapılması düşünülen büyük bir kavşak var. Orası sıkıntılı bir nokta. İnşaatlar birkaç ay içinde bitecek. Biten nokta rahatlıyor . Şehir içinde inşaatı devam eden yollar ne zaman bitecek? 1971'de Cağaloğlu'nda bürom vardı. Zaman zaman oradan yürüyerek Taksim'e kadar geldiğim günleri hatırlıyorum. İstanbul'da her zaman trafik sorunu vardı. Gençliğimde Galata köprüsünden yürüyerek geldiğim günler çok olmuştur. İstanbul'da toplu taşımayı yoğunlaştırabilirsek vatandaşın seçeneklerini artırabilirsek rahatlarız. Bakınız şu anda deniz ulaşımında günde 1 milyon insan taşıyoruz. 10 - 12 tane yeni iskele koyduk. İstanbul'da belediye başkanı olarak değil de sade bir vatandaş olarak yaşıyor olsaydınız bu kentin eziyetine çilesine yine de katlanır mıydınız? Orhan Pamuk'un İstanbul kitabında anlattığı 1950 - 60'ların kentini siz de hatırlıyor olmalısınız. 600 trilyon 2 günde bitti İstanbul'a göçü önlemenin yolu Anadolu'nun kalkınmasına yerel yönetimlerin de destek vermesinden geçiyor. Halk ekmek, organik tarım, konut inşaatında yardımcı olabiliriz. Bazı illerde oranın kalkınması adına, İstanbul'a göçü önlemek için bir adım attığımızda '... vay, İstanbul dururken nereye gidiyorsunuz?' diyenler çıkıyor. Anadolu'dan göç edenler için köylerine geri dönüş yolu da türkülerde kaldı. Emine Hanım, Siirt meselesi değil ki sadece. Başka yerlerde de ufak tefek işler yapıyoruz. Siirt Belediyesi bizden kendisine ait bir alanı müteahhitlere vermek yerine KİPTAŞ'ın İstanbul'daki kaliteli inşaatı ve güvenilirliğinden istifade ederek konut yapılmasını istedi. Belediyenin İstanbullunun parasını götürüp oraya yatırım yapmıyoruz. Maalesef yanlış değerlendiriliyor. Göçü önlemenin bir yolu da yerel kalkınmayı teşvik etmektir. Konut yapımına Siirt'ten başlayınca 'Başbakan'ın eşinin memleketine yatırım yapmakla' eleştirildiniz... Paraya ihtiyacımız var UNESCO'dan geldiler dediler ki, 'Dubai kuleleri yapılacak mı?' Onlara UNESCO'nun merkezi Paris'te Eyfel'e çok yakın mesafede inşa edilen gökdelenlerden söz ettim. Kaldı ki Maslak, tarihi yarımadadan çok uzakta. Arsamızı satıyoruz. Dubaili mi alır İngiliz mi, ABD'li mi? Kim alırsa 3 emsal imar durumu çıkarmışız, bu arazilerin satışını yapacağız, çünkü paraya, kaynağa ihtiyacım var.Cevahir'deki hakkımı sattım, 600 trilyon lira. 2 gün içinde bitti. Müteahhitlerim hızlı çalışıyor. Belediyenin imkânlarını değerlendirmek durumundayım. Dubai Kuleleri epey tartışıldı. Ne oldu projeler, kaldı mı? Erken çıkınca yetişiyorum Merak etmeyin, İstanbul romantizmi halen devam ediyor. Kentte yaşayan insan zamanı iyi kullandığı takdirde hiçbir problem yaşamaz. Ben de direksiyona geçiyorum, kentte araç kullanıyorum. Eskortlarla sirenlerle gitmiyorum. Florya'da oturuyorum. Biraz erken çıkarsam randevularıma yetişiyorum. New York'a gidiniz aynı şekilde, Paris'te yaşayınız aynı şekilde. Paris'te yürüyor insanlar. Evden biraz erken çıkılırsa mesele kalmaz. İstanbul'un esas sıkıntısı plansızlık diyorum. İstanbul 4500 yıl önce başladığı yapılanmasıyla tarihi yarımadadan Eminönü Karaköy bölgesi belki işte Maslak hattı Levent hattı oluşmuş. İstanbul'da tek merkezliliğin sıkıntısı var. Şimdi biz İstanbul'da yeni merkezler oluşturmak için çalışma yapıyoruz. Bir tanesi Kartal alt bölgesi. 550 hektarlık. Kartal'daki o bölge Levent ile yarışacak. Yeni cazibe merkezleri oluşturuyoruz. Bir gün aşk filmlerinin, romanların şiirlerin kenti İstanbul'u trafik yüzünden terk etmek zorunda kalacak mıyız? İstanbul'un yüzde 60 -70'i imara aykırı İstanbul'da maalesef 1 milyon 600 bin civarındaki yapının yüzde 60 - 70'lere varan bölümü imara aykırı, imar veya iskân sorunları olan yapılar. Önemli bir bölümü teknik değerlerden yoksun gelişigüzel yapılmış. Deprem riskini İstanbul'un yenilenmesinde bir fırsat olarak da kullanabiliriz. Bunu önemsiyoruz çünkü ekonomik ömürlerini doldurmuş yapılar, deprem riskini taşıyan binalar. Gecekondu alanlarını yenileyebiliriz. Bu işlemleri yapabilmek için bir yasal düzenleme istedik. Kentsel Dönüşüm Yasa taslağı hazırlandı. Meclis'ten geçtiği takdirde çalışmalarımızı çok daha rahat yapabilecek bir yasal dayanağımız olacak. Deprem riskinden söz ettik, yapıların güvenliği konusunda ne önlem alıyorsunuz? Bakanlıklara dava Evet. İstanbul'un kendine özgü bir yönetim ve yetki imkanlarının oluşturulmasını istiyorum. Bakanlıklar tarafından İstanbul'e keyfi müdahaleler yapılmaması gerekiyor. Buna özen gösteriyorlar. Ancak 3 bakanlığın İstanbul'la ilgili projelerinden dolayı ayrı ayrı dava açtık. Aynı partidenim ama yanlışı gördük. Hükümet İstanbul'a bir trafik modeli önermek üzere ilgili bakanları harekete geçirdi. İstanbul'un yönetimi için özel bir rejim ve yetkilendirme gerekmiyor mu? Kültür Turizm, Sanayi ve Çevre Orman. Hangi bakanlıklar?