25.12.2016 - 13:22 | Son Güncellenme:
AA
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Siirt'teki ziyaretinin ardından Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yaşar Güler ve Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok ile Bitlis'e gitti. Burada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Çınar tarafından karşılanan Soylu, kentteki esnaf ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle Bitlis Polisevi'nde bir araya geldi. İçişleri Bakanı Soylu, burada yaptığı konuşmada, Aralık ayının başından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerine ziyaretler gerçekleştirdiklerini belirtti.
DEVLET MİLLET KUCAKLAŞMASI
Hükümet olarak aldıkları kararların sahada uygulamalarını, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşların bu konudaki kanaatleri ve teşkilatların değerlendirmelerini aldıklarını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti: "Bakanlar Kurulu toplantısında değerlendirmelerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Burada her an meseleyi takip eden, meseleye sadece güvenlik boyutundan bakan değil, memleketin büyümesini, zenginleşmesini, insanların refahının artması, kardeşliğimizin, birliğimizin, beraberliğimizin daha yüksek noktalara erişmesi noktasındaki kararlılığımızın en önemli yansımalarından birisidir. Şu ana kadar Diyarbakır, Mardin, Hakkari, Şırnak, Van, Siirt illerimize yaptığımız ziyaretlerden buraya geliyoruz. Bu ziyaretlerimiz terör eksenli ziyaretler değildir, kardeşlik, ekonomik kalkınma eksenli ziyaretlerdir.Devlet millet kucaklaşmasını amaçlayan ziyaretlerdir. Bu buluşmaları sürekli gerçekleştiriyoruz ve gerçekleştireceğiz."
Soylu, bölge illerine yaptıkları ziyaretlerden birilerinin rahatsız olduğunu son zamanlardaki terör hadiselerinin de bu rahatsızlığın en önemli göstergelerinden olduğuna dikkati çekti.Bakan Soylu, "Bölgedeki illerimiz tarih boyunca çok önemli medeniyet merkezleri olmuştur. Binlerce yıllık medeniyetin birikimlerinin olduğu bu kadim kentleri görmezden gelmemiz, buraların terörle anılmasına müsaade etmemiz elbette mümkün değildir. Bu nedenle vatandaşlarımızla daha yakın ilişki kurmak, yerinde dinlemek için bu ziyaretleri bizler yapıyoruz. Çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Vatandaşlarımızın, kanat önderlerimiz ve kamu personellerin anlattıkları bize yeni çok güzel yol haritaları çizmektedir. Bunun yansımalarını daha çok yatırım, daha verimli teşvikler olarak birlikte göreceğiz." ifadesini kullandı.
'TÜRKİYE TEK AJANDASI TERÖR OLAN BİR ÜLKE DEĞİL'
"Yaşanan terör hadiseleri milletimizin moralini bozmayı, geleceğe yönelik umutlarını karartmayı hedeflemektedir" diyen Soylu, 15 Temmuz'dan sonra OHAL ilan edildiğini, ancak ilk günden bunun vatandaşların günlük hayatını etkilemeyeceğini söylediklerini anımsattı. Soylu, OHAL süresinde, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Avrasya Tüneli'ni, Hızlı Tren Garı'nı açtıklarını, bir çok toplu açılış töreninin gerçekleştirildiğine işaret ederek, şu görüşlere yer verdi: "Ülkemizdeki alt yapı yatırım hamlesi kesintiye uğramadan büyük bir hız ve kararlılıkla devam ediyor. Ancak bu yatırım hamlemizi terörle maskelemeye çalışıyorlar. Türkiye tek ajandası terör olan bir ülke değildir. Türkiye bir kalkınma hamlesi içinde olan, geleceğe dönük büyük hedefleri olan ve bunlara ilişkin atılımları gerçekleştiren büyük ve güçlü bir ülkedir. Hem Ortadoğu'da yanı başında yaşanan gelişmelerin yüklediği maliyeti karşılamaktadır hem de FETÖ, DEAŞ, PKK, YPG, KCK, DHKP-C gibi terör örgütlerinin yarattığı sosyal ve ekonomik maliyetle başa çıkmaya çalışmaktadır. Yeni anayasa çalışmalarıyla siyasetini ve hukukunu güçlendirmeye ve yatırımlarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu Türkiye'nin 14 yılda elde ettiği gelişmişlik seviyesinin küçük bir göstergesidir."
TOPYEKÜN MÜCADELE
Türkiye'nin terörle mücadelede kararlılığının en üst seviyede olduğuna değinen Soylu, yaşanan terör hadiseleri ve 15 Temmuz'un milletin birlik ve kardeşliğini tahkim ettiğini bildirdi. Soylu, bu topraklarda binlerce yıldır, tüm kesimleriyle bir arada kardeşçe yaşadıklarını ve bu kardeşliğin birkaç bombayla bozulmasının mümkün olmadığını belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Bütün dünyanın terörün bir siyaset aracı olarak kullanılmaması gerektiğini idrak etmelidir. Terör sadece Ortadoğu'da yaşanmıyor. Beyinleri yıkanmış bu insanlar eylemlerini dünyanın her yerinde gerçekleştirebiliyor. Terörün kimliği, iyisi, kötüsü yoktur. Terör söz konusu olduğunda subjektif kriterlerle gitmemeli, bu belayla bütün dünya ülkeleri aynı bilinçle topyekün mücadele etmelidir. Ortadoğu'da yaşanan hadiseler 21. yüzyıla yakışmamaktadır. Bu yüzyıl içinde barındırdığı bunca gelişmeye rağmen hala insanların çadırlarda yaşamak zorunda kaldığı, bombalarla can verdiği, kitleler halinde göçe zorlandığı bir yüzyıl olmamalıdır." Yatırımcılara ve yatırım yapmak isteyenlere, yatırım teşvik programlarını yakından takip etmeleri çağrısında bulunan Soylu, teşviklerin, hibe programlarının, düşük faizli kredilerin, bir çok imkanın değerlendirilmeden geçtiğini aktardı.
Önemli bir zaman diliminde olduklarını Türkiye'nin çevresindeki coğrafyayı birilerinin şekillendirmeye çalıştığını vurgulayan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye'yi kenara iterek, bunu kendi uluslararası akıllarının ürünü olarak Ortadoğu'da ortaya koymak istediler. Bilemediler ki bu medeniyet yüzlerce yıldır bir Irak, Suriye parçasıdır. Bilemediler ki bir taraftan Azerbaycan, İran, Balkanlar nereden bakarsanız bakın, Romanya'dan Bulgaristan'da, Ukrayna'dan Gürcistan'a, Ermenistan'dan Azerbaycan'a kadar biz bu coğrafyanın çok önemli parçasıyız ve bizi bu parçadan koparmak mümkün değildir. Dünyanın en büyük ekonomileri, güçleri bir araya gelseler dahi bu güce sahip olamazlar. Belki bu coğrafyada bu günkü gücümüz, kudretimiz çok büyük bir oyun kurmaya yetmeyebilir ama bizim dışımızda da kimsenin oyun kurmasına müsaade etmeyecek kadar, kuvvet güç, idrak, azim ve karar sahibiyiz. Biz son 300 yılın en güçlü seviyesindeyiz. Dünyanın gözüne baka baka Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açıyoruz. Hedef koyuyoruz, kendi aracımızı, kendi uydumuzu üreteceğiz diyoruz."
"Bizi ne kadar zayıf düşürmeye çalışırsanız çalışın, biz insanlığımızdan ve medeniyet bağlarımızdan ayrılmayız" ifadesini kullanan Soylu, bu coğrafyaya gelen ve "biz size emanetiz" diyen insanlara sahip çıktıklarını anlattı. Soylu, sadece bir terör örgütünü tasfiye etmek için mücadele etmediklerini belirterek, şunları kaydetti: "Çocuklarımızı ailelerinin, anne, babalarının yanından alarak Kandil'e, Sincar'a götürerek orada çocuklarımız insanlıktan çıkararak suç makinesi haline getirenlere itirazım var. O çocukları üniversiteyle, anaokuluyla buluşturmalıyız, eğer zihninde doktorluk varsa ve bunu biz yerine getiremiyorsak benim İçişleri bakanlığımda, bu memleketteki kardeşliğimiz de haram olsun. Bin yıldır bu coğrafyada yüzlerce oyunla karşı karşıya kaldık. Hepsini birlikte alt ettik. Bu kadar içeriden ve dışarıdan uğraşılan bir millet olmamıza rağmen bu al bayrak altındaki birlikteliğimiz aynı kardeşliği ortaya koymaktadır. Bu birliktelik devam edecektir. Buna etrafımızdaki coğrafyanın da ihtiyacı var. Zenginliklerimiz var. Biz bunları görüyoruz."
Bölge illerinin tamamını dolaştıklarını ve ziyaretlerinde, esnafın evine bereket ve bollukla gitmelerini istediklerini dile getiren Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu: "Başbakanımız Diyarbakır'da ifade etti. 'Fabrikaları, içindeki cihazları biz alıyoruz.' dedi. Terörü tasfiye etmek istihdamla iş ile buluşmak demektir. Hastanelerde insanlarımızın doktorlarımız, hemşirelerimiz tarafından daha şefkatle kucaklanması demektir. Terörü tasfiye etmek tam da bu anlamda bu bölgede, Şırnak'ımın, Bingöl'ümün, Bitlis'imin, Siirt'imin, Diyarbakır'ımın hepsinin fabrikalarla buluşması, insanların sabah huzur içinde işlerini gidebilmesini sağlamak demektir. Çocuklarımızın diploma aldığı gün onlarla halay çekmek demektir. Çocuklarımızı geleceğe hazırlamak demektir. Ne yapmak istediğimizi biliyoruz. Bu reçete yüzyıllardır bu coğrafyada uygulanmaya çalışılan 'kardeşlik' reçetesidir. İki komşunun kardeşliğinin bugüne gelmesinin reçetesidir." "Biz özgür, bağımsız, zengin ve hep birlikte güçlü bir ülke olmaya adım adım ama koşarak gidiyoruz" diyen Soylu, bunu görerek haset içinde olanların PKK, DEAŞ, DHKP-C ve FETÖ'yü Türkiye'nin başına musallat etmeye çalıştığını vurguladı.
FETÖ İLE MÜCADELE
Soylu, konuşmasında FETÖ ile mücadeleye değinerek, şöyle devam etti: "Bunu İçişleri Bakanı olarak bütün Türkiye'ye söylüyorum; FETÖ konusunda daha işin yüzeyindeyiz. Daha derine kulaç attığımız, FETÖ'nün memleketimizdeki tahribatlarını ortadan kaldırmaya yönelik adımların henüz başlangıcındayız. Çok net. Türkiye'ye sinsi şekilde yapıştırılmış ve onun üzerinden Türkiye'nin yönetilmesi için çaba harcanmış bir örgütün sadece böyle 17-25 Aralık sonrasında attığımız adımlarla tasfiye edilmesini beklemek bizim için bir yanıltıcılık olur. Bu devletin her bir ferdinin bir şekilde bu FETÖ'nün kıskacından kurtarabilmek ve bunların ortaya koyduğu bu sert iklimden arındırabilmek bizim en temel görevlerimizden biridir. Türkiye merkezli, etrafındaki coğrafyayı ve dünyayı bir şekilde etkilemeye çalışan bir anlayışla karşı karşıya kaldığımızı belirtmek isterim. Her türlü hile, alçaklık, oyun, aklınıza gelmeyecek bin bir tiyatronun sergilendiği bir tabloyu paylaşmak istiyorum. Bir taraftan PKK ile bir taraftan diğer suç örgütleriyle işbirliği yapan sinsi bir örgütten, tamamen dışarıdan istedikleri gibi yönettikleri ve Türkiye'nin baş belası olan bir örgütten söz etmek istiyorum."
BAHARA VARAMAYACAKSINIZ
PKK'yı, ülkeye yaptıklarını, devletin de onlara yaptıklarını herkesin gördüğünü anlatan Soylu, devletin dirayet ve azmini ortaya koyduklarında dağlarda nereye kaçacaklarını bilmediklerine dair anlayışı bugün herkesin izlediğini belirtti. İçişleri Bakanı Soylu, şöyle dedi: "Biz şu anda PKK ile yapmış olduğumuz mücadelenin sadece bir safhasındayız. Mart'ın Nisan'ın başından itibaren, Kandil, Sincar orada duruyor. Bu ülkeyle bir daha ama bir daha oyun oynama kabiliyeti olmayacağını onlara önümüzdeki baharda öyle bir göstereceğiz ki. Bunu rahatlıkla yapabileceğimizin kabiliyetini ortaya koyuyoruz. Ama FETÖ'yü çok net bir şekilde söylüyorum. İçişleri Bakanı olarak söylüyorum; 3.5 aydır bakan olarak gördüğüm tablolar üzerinden söylüyorum. Memleketimizin, devletimizin meselelerine nasıl duhul ettiklerini, nasıl oyun kurgusu içinde olduklarını, hangi alçaklıkları gerçekleştirdiklerini masum Anadolu çocuklarını nasıl iğfal ettiklerini, Haşhaşiye dönüştürdüklerini, arkadan kurulan sistem gibi kurup milletimizin içinde bir canlı bombayı döndüklerini hem milletimize, kardeşliğimize, insanlığımıza nasıl zarar verdiklerini biraz daha içinden gören biri olarak söylüyorum. Cumhurbaşkanımızın yıllardır ortaya koyduğu feryadın bazen karşılıksız şekilde değerlendirilmesinin de bugün nasıl olduğunu ifade etmek istiyorum ki devletin bir takım bilgilerini gördükten sonra inanın gözümüze uyku girmeden bu işi nasıl bu ülkeden temizleriz diye bir anlayışın içindeyiz. Bu sadece güvenlik güçlerinin sürdüreceği bir mücadele değildir. Topyekün bir mücadeledir. FETÖ, DEAŞ, PKK, DHKP-C, KCK bunların hepsi aynı yerden kurgulanmış ve bu cennet vatanın berhava edilmesi için ortaya konulmuş sürecin adıdır."
Meselenin sadece terörle mücadele ederek biteceğini düşünebilecek kadar saflık içinde olmadıklarını, kalkınmayı, eğitimi, sağlığı ve tüm zenginlikleri yeniden ülkenin insanıyla buluşturmanın heyecanı içinde olduklarını vurgulayan Soylu, geçtiğimiz yıldan bu yana vatandaşların devletin ortaya koyduğu kararlılıktan sonra PKK, KCK konusunda devlete yardımcı olan tavrı bu dönemde kendilerine yol gösterdiğini ifade etti.
ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERENLERE SOPAYI BASARIZ...
Soylu, Türkiye'nin yarınlarının ne olacağı konusunda endişe içinde olan bir ülkeden büyük bir gayretle 2023, 2053, 2071 hedeflerini ortaya koyan bir ülke haline geldiklerini belirtti. Soylu, şu görüşlere yer verdi: "Bu bile ülkeye haset duyanları kudurtmaya yetiyor. 'Siz kimsiniz kendi uçağınızı üretebileceğinizi, kendi milli uydunuzu yapacağınızı söylüyorsunuz. Siz kimsiniz ki dünyanın en büyük havalimanını yapıyorsunuz diyorlar.' 21. yüzyılın başından itibaren hiçbir şey yapılmamışsa bile dün biz yapamayız diye bizi baskı altında tutmaya çalışanlara karşı bugün 10 yaşındaki bir evladımız bile 70 yaşındaki bir insanımız bile 'evet yapabiliriz, gerçekleştirebiliriz' diyebilmektedir. Bu yarının Türkiye'sinin bir ifadesidir. Bugün 3 milyon Suriyeli var. Etrafımızdaki coğrafya var. Onları da sindirdiler, onların da yarınlarını aldılar. Ümitsizlik ortaya koydular ama biz buradan şunu söylüyoruz. Ey kardeşlerimiz bizim dinimiz inancımız der ki 'ümitsizlik şeytandandır.' Biz ümitsiz değiliz yarına dair ümidiz. Bunun için zengin, güçlü ve kendi medeniyetimizle kültürümüz değerlerimizle yarına güçlü adım atmalıyız. Bir taraftan insan kaynağımızla, enerji geçiş güzergahımızla, modern İpekyolu ile dünyanın en pahalı arazisinde oturuyoruz. Bunu ucuzlatmaya çalışanlar, elimizden almaya çalışanlar var. Bize aba altından sopa gösterenler var. Bize sopa göstermeye çalışanlara sopayı basarız kimse kusura bakmasın."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde yollarına devam ettiklerine dikkati çeken Soylu, şunları kaydetti: "Sadece kendini, siyasi hayatını, devlet kademesindeki koltuğunu düşünen, pazarlıklar içinde olunan bir devlet liderliği ortaya konulsaydı, 27 Nisan'da, Gezi Olaylarında, 17-25 Aralık'ta, 6-7 Ekim ve 15 Temmuz'da başka bir pazarlığa oturulacaktı ve masada koltuklarını tahkim etmek isteyenler de pazarlıkların tarafı olarak devam ediyor olacaktı. Bu uzun yıllardır Türkiye'de ilk kez oluyordu. Milletin iradesiyle, demokrasiyle, hukukun üstünlüğüyle devam eden bir anlayışı Türkiye ile bütünleştiren bir lider ve bunu anlayan ve destek veren bir millet. Allah yardımcımız olacaktır. Onların bir hesabı varsa Allah'ın hesabı esas hesaptır." Bakan Soylu, konuşmasının ardından esnafı ve Valiliği ziyaret etti.