SiyasetHaberal ve Balbay'dan ortak açıklama

Haberal ve Balbay'dan ortak açıklama

26.04.2013 - 11:57 | Son Güncellenme:

.

Haberal ve Balbaydan ortak açıklama

Ergenekon Davası’nın tutuklu sanıkları CHP Milletvekilleri Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, bugüne kadar devam eden tutukluluklarına gerekçe olarak gösterilen faaliyetlerin içerisinde hiçbir şekilde “cebir, şiddet ve terör” bulunmadığını belirterek, bunun iddia makamı tarafından da kabul edildiğini ifade etti. Haberal ve Balbay, TBMM’de yer alarak millete hizmet etmelerinin önünün açılacağına da inandıklarını kaydetti.

Haberin Devamı

Haberal ve Balbay tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi’nden ortak bir açıklama yaptı. Haberal ve Balbay, açıklamalarında, yüz binlerce vatandaşın oyuyla milletvekili seçildikleri 12 Haziran 2011 seçimlerinin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçmiş olmasına rağmen halen tutukluluklarının devam ettiğine dikkat çekere, “Silivri’deki Mahkeme, bu tutumuyla milli iradeyi, anayasayı, Meclis’in çıkardığı yasaları ve günümüzde artık içtihat haline gelmiş olan geçmişteki uygulamaları hiçe saymaktadır” dedi.

“İddia makamının 18 Mart 2013 tarihli esas hakkındaki mütalaası ile bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, bugüne kadar devam eden haksız tutukluluğumuza sözde gerekçe olarak gösterilen suç isnatları, gerçekte anayasada her ferde tanınan haberleşme hürriyeti, düşünce ve kanaat hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, sivil toplum faaliyetlerinde bulunma hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşünde bulunma hakkı ve siyasi parti kurma faaliyetlerinden ibarettir” ifadelerine yer veren Haberal ve Balbay, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

“Bizim, bu faaliyetlerimiz içerisinde hiçbir şekilde cebir, şiddet ve terör bulunmamaktadır. Dolayısıyla iddianameye ve mütalaaya konu olan eylemlerin, anayasanın 14/1. maddesi kapsamında ‘Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetlerden olmadığı’ iddia makamı tarafından da kabul edilmiştir. İnanıyoruz ki, demokrasimizin ve Meclis’in üzerindeki bu ayıp kaldırılacak, milli iradenin tutsaklığı son bulmuş olacak, ülkemizin uluslararası düzeydeki itibarı yükselecek, bu şekilde bizim de TBMM’de yer alarak milletimize hizmet etmemizin önü açılacaktır.”