Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr - Son yıllarda hayatımıza giren başta koronavirüs olmak üzere birçok virüs çeşidi bizlere grip, soğuk algınlığı gibi hastalıkları unutturdu. Ancak basit olarak yorumlanan bir gribin vücutta yarattığı enfeksiyon hiç de hafife alınacak cinsten değil. Öyle ki uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre enfeksiyon ileriki yaşlarda demans gibi nörolojik hastalıklara zemin hazırlıyor ve vücutta sinsice ilerliyor. Dünyaca ünlü müzisyen Clive Wearing'in hikâyesi ise tam da bu araştırmaya örnek olabilecek cinsten. Kaptığı bir enfeksiyon yüzünden 7 saniyede bir hafızası sıfırlanan Wearing'in hikâyesini ve enfeksiyonun beyinde ne gibi hasarlar bıraktığını daha yakından anlamaya ihtiyacımız var. Peki hâlâ vakit varken enfeksiyondan nasıl kurtulmalı ve beyin sağlığımızı nasıl diri tutmalıyız? Uzmanına sorduk.
BEYNİNDE YENİ ANILARA YER YOK
11 Mayıs 1938 yılında İngiltere'de dünyaya gelen Clive Wearing, başarılı bir müzisyendi. Kariyeri müzik üzerine şekillenen ve adeta müzikle yaşayan Wearing'in güçlü hafızası yeteneklerini besliyordu. Fakat ne yazık ki takvimler 27 Mart 1985 yılını gösterirken Wearing, merkezi sinir sistemine saldıran bir herpes simpleks virüsü olan herpesviral ensefalit hastalığına yakalandı. Enfeksiyon sonucunda ünlü müzisyenin beyninde, özellikle hipokampusta (beynin hafızadan sorumlu bölümü) hasar ortaya çıktı. Bir tür hafıza kaybı olan kronik anterograt ve retrograt amnezi geçirdi. Bu şu anlama geliyordu: Wearing artık eski anılarını kaybetmiş ve yeni anılar oluşturması için beyni gereken yetenekten yoksun kalmıştı.
Ünlü müzisyenin yaşadığı bu durum onun her 7 saniyede bir her şeyi unutması anlamına geliyordu. 'Böyle bir hayatın ne derece mümkün olabileceğini' düşündürten bu durum onun için oldukça zorlayıcıydı. Birkaç saniyede bir, geçmişi sıfırlanıyordu ve 7 saniyede bir hayata sanki yeniden başlıyordu. Kim olduğunu, nerede olduğunu ve ne yapması gerektiğini sürekli unutuyordu. Yaşadığı bu durum müzik hayatını da derinden sarsmıştı ancak kariyerine devam edebilecek düzeyde etkilenmemişti. Clive Wearing'in yakalandığı enfeksiyonun beynine verdiği hasar kalıcı olduğundan bu durumun tedavisi de mümkün değildi. Ancak Wearing'i araştıran uzmanlar onun üzerinde yaptığı çalışmalarla bilim dünyasını aydınlattı.
Bir günde binlerce kez hayata yeniden başlayan ünlü müzisyen yaşamına bu şekilde devam etti ve ondan geriye hafızasını diri tutmak ile hatırladığı şeyi tekrar unutmamak adına aldığı notlar kaldı. Müzisyen Clive Wearing'in yaşadıkları üzerinden enfeksiyon ve beyin ilişkisi daha yakından anlamaya ihtiyacımız var. Son yıllarda yapılan araştırmalar basit olarak görülen, geçti sanılan ancak vücuda yerleşen enfeksiyonun yaşlılık hastalığı olarak bilinen demansa olan etkisi üzerine odaklanıyor.
Clive Wearing'in günlük notları
Nature Aging dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, grip, uçuk ve solunum yolu enfeksiyonları da dahil olmak üzere ciddi enfeksiyonların, beyin atrofisinin hızlanması ve yıllar sonra demans riskinin artmasıyla bağlantılı olduğuna dair kanıtlar ortaya koydu.
BİNLERCE KİŞİ ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR YAPILDI
Ulusal Yaşlanma Enstitüsü'nde Nörodejeneratif Hastalıkların Multimodal Görüntüleme Birimi'nin yöneticisi ve araştırmacı Keenan Walker, "Enfeksiyonların bazı insanlar için beyin sağlığını etkileyebileceği fikri, özellikle de kendileri de enfeksiyon geçirmiş olanlar için hiç de akıllıca değildi" diyerek küçük enfeksiyonların bile düşünme ve davranma şeklimizi değiştirebileceğine dikkat çekti.
Walker ve meslektaşları, Amerika Birleşik Devletleri'nde insan yaşlanması üzerine yapılan en uzun soluklu çalışmalardan biri olan Baltimore Boylamsal Yaşlanma Çalışması'ndan elde edilen verileri yorumladılar. 2009 yılından bugüne dek enfeksiyon öyküsü olan veya olmayan 982 bilişsel olarak normal yetişkinde beyin hacminin nasıl değiştiğini incelediler. Katılımcıların yaklaşık yüzde 43'ünün enfeksiyon geçmişi yoktu. İncelenen 15 enfeksiyon türünden altısı (grip, uçuk, solunum yolu enfeksiyonları ve cilt enfeksiyonları dahil) beyin hacminde hızlandırılmış kayıpla ilişkilendirildi. Beyin atrofisi, özellikle hafıza için önemli olan ve Alzheimer hastalığına karışan hipokampusu içeren bir alan olan temporal lobda oldukça belirgindi.
Araştırmacıların 495 bin 896 denekten oluşan Birleşik Krallık Biobank verileri ve 273 bin 132 denekten oluşan Finlandiya verileri üzerinde yaptıkları analizlere göre, beyin atrofisi ile ilişkili bu enfeksiyonların çoğu demans için risk faktörü olarak yorumlanıyordu. Enfeksiyonun uzun yıllar sonra Alzheimer hastalığı riskine zemin hazırladığı bulundu. Alzheimer hastalığından sonra en yaygın ikinci demans teşhisi olan vasküler demans için ise bu risk daha da yüksekti.
'İLK 48 SAATTE MÜDAHALE ÇOK ÖNEMLİ'
Peki, araştırmaların ortaya koyduğu enfeksiyon ve demans arasındaki ilişki nasıl yorumlanmalı? Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu, "Herpesvira ensefaliti (insan merkezî sinir sisteminin viral bir enfeksiyonu) özellikle seçici olarak beynin bellek ile ilişkili temporal lob bölgelerini hasarlar. Bu nedenle hastalıktan sonra anterograde amnezi denilen ve yeni bilinçli hafızanın oluşturulamadığı sekeller (doku bozuklukları) meydana gelir" diyerek açıkladı.
Prof. Dr. Hanoğlu, enfeksiyon durumunda erken tanı ve semptomların başlamasından sonraki ilk 48 saat içinde başlanan antiviral tedavinin hayat kurtarabildiğini ve doku bozulmalarını azalttığını söyledi. Bu nedenle baş ağrısı, ateş, bilinç bulanıklığı ve sara nöbeti gibi bulgularda hızla sağlık kurumuna başvurmak gerektiğinin altını çizdi.
Enfeksiyonun ağır bir ölüm ve sakatlık riski taşıdığını ileten Prof. Dr. Hanoğlu tedavi edilmeyen hastaların yaklaşık yüzde 70'inin ölümle sonuçlandığını, tedavi edildiğinde ise hastaların üçte birinde hâlâ ölümcül olup hayatta kalanların yarısından fazlasında ciddi ve kalıcı nörolojik hasara yol açtığını belirtti. Tedavi edilen hastaların ise ancak yüzde 20'sinin küçük hasarla iyileştiği bilgisini verdi.
'MÜZİĞİ UNUTMAMASININ BİR SEBEBİ VARDI'
Clive Wearing'e vakasıyla ilgili değerlenmede bulunan Prof. Dr. Hanoğlu, "Herpes viral ensefaliti vakalarının yüzde 95’inde etken 'HSV tip–1' yani uçuk virüsüdür. Ancak bu her zaman doğrudan bir enfeksiyon şeklinde değildir. Vücuda ağız/boğaz mukozası ya da konjonktiva (gözün beyaz bölümü) ve hasarlanmış deriden giren virüsler enfeksiyonlara neden olur. Ancak virüsün ensefalit yapacak şekilde nasıl aktive olduğu bilinmiyor ve bu durum yılda 500 binde 1 oranında görülüyor" dedi.
Clive Wearing'in her şeyi unutmasına rağmen ailesini ve müzik bilgisini unutmama durumu çeşitli araştırmalara konu oldu ve bugün hala konuşuluyor. Prof. Dr. Lütfü Hanoğlu bu durumu şöyle değerlendirdi:
"İnsan beyni hafızanın farklı biçimlerini farklı beyin bölgelerinde işler. Günümüz çalışmaları uzun süreli belleğin açık/bilinçli ve örtük/bilinçsiz olmak üzere iki temel tipi olduğunu gösteriyor. Müzikle ilgili hafıza birkaç farklı (motor, duygusal vb.) örtük bellekle ilişkilidir. Herpes ensefaliti hasarlanan temporal loblar ise sadece açık/bilinçli hafızayı hasarladığı için yeni şeyleri bilinçli olarak öğrenemez ve hatırlayamaz."