17.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bir yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yöneltilecek soruları hazırlarken, bir yandan taslak halindeki komisyon raporunu yazıyor. Edinilen bilgilere göre Komisyon raporunun tespit ve öneriler bölümünde, “darbe yargılamaları gözden geçirilip, yeniden yargılamalar yapılmalıdır”, “darbe süreçlerindeki fişlemeler ve arşivleri yok edilsin”, “darbecilerin isimleri cadde, sokak ve okullardan kaldırılsın”, “darbeler okullarda okutulsun” ve “darbe komisyonunun ihtisas komisyonları gibi sürekli çalışacak bir yapıya kavuşturulması sağlansın” önerileri yer aldı. Komisyon Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sorularını ise pazartesi günü iletecek.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Komisyonu bünyesinde oluşturulan 27 Mayıs 1960 ihtilali ve 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül Darbesi ile 28 Şubat ve 27 Nisan e-Muhtarısı komisyonları kendi taslak raporlarını ana hatlarını belirleyerek, üst komisyona iletti. Üst Komisyon, alt komisyon raporları doğrultusunda TBMM Başkanlığı’na 28 Kasım’da sunacağı raporun detaylarını kaleme almaya başladı.
Darbelerin dünyadaki süreçlerinin anlatıldığı, daha sonra Türkiye’deki darbelerin kısa tarihine yer verilen raporda, darbeleri gerçekleştirenler, mağdurları ve bir şekilde darbe sürecinin içinde olanlarla yapılan görüşmelerin özetleri de yer aldı.
Rapor, muhalefet partileri üyelerinin önerileriyle genişletilecek. Raporun can alıcı noktası ise sonuç bölümünü oluşturan “tespit ve öneriler” başlığı oldu.
Tespitler arasında, darbelerde sorumluluğu olmasına rağmen en az kusurlu bulunanlar arasında “sivillerin” geldiği vurgusu yapıldı. Darbelerin uluslararası bağlantılarına da dikkat çekildi. Her darbenin arkasında ülkelerin kurduğu çıkar ilişkileri bulunduğuna değinilen raporda, askeri kanada yüklenildi.
Kalıcı komisyon
Raporun öneriler bölümünde ise, komisyonun çalışmalarını kısa sürede tamamlamasına rağmen darbeler tarihini tüm sürçeleriyle incelenebilmesi için ihtisas komisyonu niteliğinde kalıcı bir “Darbe Komisyonu” kurulması görüşü yer aldı. Bu komisyonun, Meclis’in darbe girişimlerini izlemesi için; “Darbeleri Önleme Komisyonu” adıyla, demokrasiye yönelik müdahale edecek, zarar verecek, siyasetin alanını daraltacak müdahalelerle, darbe girişimlerini takip etme sorumluluğunu üstlenebileceği kaydedildi. Komisyon raporundaki diğer öneriler ise şöyle sıralanıyor:
- Türkiye’de darbeci askerler ile darbelere destek veren sivillerin isimleri, kamu kurum ve kuruluşları ile yol, cadde, sokak ve okullardan silinmelidir.
- Türkiye’de yaşanan darbeler tüm tarihi süreçleriyle birlikte okullarda ders olarak okutulmalıdır.
- Darbe mağdurları için yeni bir araştırma komisyonu kurulmalı, bu komisyonun, mağdurların sorunlarının belirlenmesi, hak kayıpları ve bunların tazmini gibi konularda çalışma yapması sağlanmalıdır.
- Öğretmen, öğretim üyesi, savcı, hakim, doktor, akademisyen, polis, asker başta olmak tüm kamu kurum ve kuruluşlarında görev yaparken kurumlarla ilişiği kesilmiş veya yükselmeleri engellenmiş kişilerin de durumları mercek altına alınmalıdır. Yine özel sektör şirketleri ve buralarda istihdam olunanların darbe ve muhtıralarla ilgili mağduriyetleri araştırılmalıdır.
- 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat süreçlerindeki yargılamaların evrensel hukuk normlarına uygun olup olmadığı incelenmelidir. İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun aralarında bulunduğu ve halen cezaevinde yatanların yargılamanları yeniden yapılmalıdır.
‘Fişlemeler yok edilsin’
- Darbe ve muhtıralara karşı toplumsal bilinç oluşturulması amacıyla 6 milyon kişiyi fişleyen Batı Çalışma Grubu (BÇG) ile 10 milyon kişiyi fişlediği belirtilen ve BÇG’nin yerine kurulan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BTK) dosyalarının tamamı ortaya çıkarılmalı ve bunlar yok edilmelidir.
(Dönemin tanıkları komisyona verdikleri bilgilendirmelerde BÇG ve BTK fişlerinin il jandarma komutanlıkları ile valiliklerde olduğunu dile getirmişlerdi.)
- 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerindeki fişlemeler başta Genelkurmay Başkanlığı arşivleri ve MİT arşivleri olmak üzere tüm güvenlik arşivlerinden silinmelidir.
- Özellikle 28 Şubat başta olmak üzere darbe dönemlerinde soygun ve hortumlamaların yaşandığı finans sektörünü ilgilendiren bilgiler ticari sır olmaktan çıkarılmalıdır. TBMM’nin bu bilgileri mutlaka öğrenmesinin yolu açılmalıdır.
- Darbe dönemlerinde çıkarılan ve insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan mevzuat taranarak, darbe ürünü düzenlemeler yasalardan ayıklanmalıdır.
‘Sorularınızı gönderin’
Rapor yazımını sürdüren komisyon 4 aylık dinleme çalışmalarına son noktayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile koyacak. Komisyon Başkanı Nimet Baş, önceki gün tüm komisyon üyelerine yazı göndererek süretle Erdoğan’a yöneltecekleri soruları iletmelerini istedi.
Ak Parti ve MHP’li komisyon üyeleri, hazırladıkları soruları dün akşam Baş’a iletirken, CHP’li üyelerden Mehmet Şeker, yüzyüze görüşme yerine yazılı soru-cevap uygulamasına tepki göstererek Erdoğan’a soru sormayacağını belirtti. CHP’li üyeler parti olarak toplu soru hazırlama formülünü benimsedi.
CHP’li komisyon üyeleri, ortak sorularını pazartesi sabahı Baş’a iletecek. Baş, tüm soruları tek bir metin haline getirerek, “Başbakan’a yöneltilecek sorular” şeklinde pazartesi akşamı Başbakanlığa iletecek.
MHP, Dolmabahçe’yi sordu
MHP’li komisyon üyesi Özcan Yeniçeri’nin Başbakan Erdoğan’a yöneltmek üzere hazırladığı sorular özetle şöyle:
1- 27 Nisan elektronik tehdidini hükümetiniz nasıl anlamlandırmıştır? Eğer 27 Nisan bildirisi Yaşar Büyükanıt’ın ifade ettiği gibi laiklik bildirisi hassasiyeti olarak algılanmışsa o zaman hükümet sözcüsünün bu bildiriye karşı bu kadar sert tepki göstermesinin nedeni nedir?
2- Dolmabahçe görüşmesiyle 27 Nisan bildirisi arasında bir ilişki var mıdır? Dolmabahçe’de ‘laiklik hassasiyeti’ bildirisini bizzat yazdığını söyleyen Yaşar Büyükanıt’la ne konuşulmuştur? Ne müzakere edilmiştir? Dolmabahçe’de bir mutabakat söz konusu olmuş mudur? Dolmabahçe görüşmelerinin ardından askerlere yönelik büyük bir tutuklama operasyonu gelmiştir. Dolmabahçe görüşmeleriyle askerlere yönelik operasyon arasında bir ilişki var mıdır?
3- 2002’den sonra hükümetinize karşı sayısız darbe planı yapıldığı iddia edilmiştir. Hükümetiniz karar alırken ya da karar verirken bu planların etkisi olmuş mudur?