11.11.2008 - 14:14 | Son Güncellenme:
ANKA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hakkari’de yaptığı konuşmada “Ya sev ya terk et" olarak algılanan sözlerine açıklık getirdi. Erdoğan, “Tayyip Erdoğan bugüne kadar hiçbir yerde ‘ya sev ya terk et’ ifadesi kullanmamıştır. Bunun patenti MHP’ye aittir, Ak Parti’ye ait değildir. Tayyip Erdoğan’a da ait değildir. Ben bu ifadenin karşısında olan biriyim" dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında konuştu. Hakkari’nin kendisi için çok önem ifade ettiğini belirten Erdoğan, Hakkari’ye yaptığı ziyaret sırasında yaptığı konuşmanın yanlış değerlendirildiğini söyledi. Erdoğan terör örgütü ve onun yandaşlarının bazılarının da desteğiyle yaptıkları açıklamaların hakikati ifade etmediğini ifade ederek, “Tayyip Erdoğan bugüne kadar hiçbir yerde ‘ya sev ya terk et’ ifadesi kullanmamıştır. Bunun patenti MHP’ye aittir, Ak Parti’ye ait değildir. Tayyip Erdoğan’a da ait değildir. Ben bu ifadenin karşısında olan biriyimö dedi.
-“BUYURSUN BEĞENDİĞİ YERE GİTSİN"
Söylediklerine açıklık getiren Başbakan Erdoğan, “Benim söylediğim şu: Biz bu ülkede Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Boşnağıyla biriz beraberiz. Hiçbir etnik unsur bir diğer etnik unsura üstünlük mücadelesi vermeyecek, veremez. Bizim bir üst kimliğimiz var. Bu üst kimlik de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır. Ve biz yola çıkarken bir şey söyledik: Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Buna karşı olan var mı? Kimse ‘hayır, tek millet değil’ veya ‘tek bayrak kabul etmiyorum?’ Bunu diyebilir mi? Ha bunu beğenmiyorsa o zaman buyursun beğendiği yere gitsin. Dediğim bu. Beni bundan dolayı eleştirenler olabilir. Bu benim düşüncem kardeşim, ben böyle düşünüyorum ve bunun da arkasındayım. Niye arkasındayım; çünkü 70 milyonu bölmeye kimsenin gücü yetmez böldürtmeyeceğizö diye konuştu.
“Benim Kürt kökenli vatandaşlarımı istismar etmeye kalkanlar bilsinler ki onlar da bir yanlışın içindelerö diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Çünkü benim Kürt kökenli vatandaşlarım onların propagandalarına bugüne kadar alet olsaydı o bölgenin birinci partisi onlar olurdu, biz olmazdık. Biz olduk. Bu gerçek ortada.
Bir başka gerçek var. Sen tek bayrak mı diyorsun, sen etnik ayrımcılık mı istemiyorsun. O zaman buyur gel. Bak geçen de söyledim. Amerika’da Obama var, tebrik ediyoruz kutluyoruz. Ama Amerika’da yıllarca siyah beyaz mücadelesi oldu. Zencilere karşı büyük ayrımcılıklar yapıldı. Ama bir olimpiyat müsabakasına katıldıkları zaman olimpiyat rekorlarıyla birincilikleri aldıkları zaman orada kalkıp da zafer turunu atarken gururla Amerikan bayrağını omuzlarına alıp turu öyle attılar. Sen atabiliyor musun Türk bayrağıyla bu turları? Mesele burada."
-“29 MART’TA PİSLİKLER TEMİZLENECEK"
Erdoğan, DTP’li milletvekillerini isim vermeden eleştirerek, “Eğer şu anda parlamentonun çatısı altında olanlar kalkıp da bunu söyleyebiliyorsa, bunu konuşabiliyorsa zaten mesele kalmayacak. Büyük ölçüde bütün meseleleri halledeceğiz. Ama bunu söyleyemiyorlar. Niye? Yürek? Mesele burada, sıkıntı başka. Kusura bakmayın da ne benim milletim sandıkta buna müsaade eder, ne de bizler bu sözleri söylemekten geri kalırız" dedi.
Yüksekova ve Hakkari ziyaretleri sırasında kepenklerin açılmayacağı, arabaların ortada olmayacağı şeklinde talimat verilerek “ölüm kusulduğunuö belirten Erdoğan, Hakkari Belediyesi ve diğer DTP’li belediyeleri de şu sözlerle eleştirdi:
“Üçüncü gidişim Başbakan olduktan sonra. Oranın belediyesinin yaptığı yeni bir şey yok. Caddelerinden pislik akıyor. Ben de diyorum ki bu pisliklerden 29 Mart’ta, inanıyorum ki Hakkari halkı temizlenecektir, bunları temizleyecektir. Olay bu. Benim oradaki vatandaşım buna mahkum mu? Kardeşim hani sen diyorsun ki ‘Kürtlerin temsilcisi biziz’ Nasıl temsilcisin sen ya? Pislik içinde yaşatıyorsun benim vatandaşımı. Paraysa paranı aynen alıyorsun. Yüzde 47 ile 97 arasında son Belediye Gelirleri Kanunu’yla birlikte onların da parasında artış var. Bir tanesi çıkıp diyemez ‘Ak Parti iktidarı bize ayrım yapmıştır’ diye. Şimdi benim vatandaşım soracak, ‘aldığın bu paraları sen nereye veriyorsun. Niye benim şehrime niye benim ilçeme bu yatırımları yapmıyorsun?’ Şemdinli’ye su götürmek DSİ’nin görevi değil. Oradaki belediyenin görevi. Ama oraya su gitmedi diye DSİ vasıtasıyla oraya su götürdük."
Şemdinli’de bombalanan dükkanların ve evlerin yapımını bitirdiklerini söyleyen Erdoğan, “Eğer benim Kürt kökenli vatandaşımı sevmem veya etnik unsurlar arasındaki sevgi ayrımcılığı yapmamam suçsa bu suçu başımızın üstünde almışız öyle taşıyoruz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruzö dedi.