06.07.2022 - 19:50 | Son Güncellenme:
İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Geçmiş Dönem Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemize ve şehirlerimize kazandırdığımız nice yatırımın mutluluğunu birlikte yaşadık. İnsanlarımızdan aldığımız nice duanın, içimize verdiği huzurla birlikte şahit olduk. Nice badireleri birlikte aştık. Farklı görünümler altında gerçekleştirilen nice saldırılara birlikte göğüs gerdik. Şeytanın bile aklına gelmeyecek yollarla önümüze kurulan nice tuzakları birlikte bozduk. Sıfatlar, görevler, makamlar gelir geçer ama işte bu gurur verici yaşanmışlıklar, hakikatler daima bizimle kalır. AK Parti, belediye hizmetleri ile kendini milletimize ispatlamış, inançlı ve azimli bir kadronun Türkiye’nin yönetimine talip olmasıyla ortaya çıkmıştır. Önce şehirlerimizi değiştirdik, geliştirdik ardından da 81 vilayeti ve bugün 85 milyonu aşan vatandaşıyla tüm ülkede tarihi bir dönüşümü yaşattık. AK Partinin demokrasi ve kalkınma devrimi Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımıdır. Geçmişte rahmetli Menderes ve Özal’ın başlattığı reformları çok daha fazlasıyla hayata geçirmek bize nasip oldu" dedi.
AK Parti'nin kurulduktan kısa bir süre sonra iktidara geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
"Hep söylediğimiz gibi AK Parti’yi kuran da, onu 15 ay içinde iktidara getiren de ona istikamet gösteren de, girdiği her mücadelede dimdik yanında duran da milletimizin kendisidir. Türkiye, 2002 Kasım seçimleriyle başlattığı büyük demokrasi ev kalkınma atılımını 2004 seçimleriyle birlikte belediyelerin dahil olmasıyla yeni bir safhaya geçirmiştir. Daha sonraki yıllarda da bu başarılarımızı önemli ölçüde sürdürmüştük."
"Kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız"
Ankara ve İstanbul 'un başkanlık nezdinde kaybedilen seçimler olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette İstanbul ve Ankara gibi ülkemizin en büyük iki şehrinin altını çiziyorum; başkanlık nezdinde kaybedilmiş olmasından üzüntü duyuyorum. Bakın seçimi kaybettik demiyorum. Sadece başkanlık nezdinde diyorum. Meclislerini Ankara'nın da İstanbul’un da biz kazandık. Arkadaşlar bunu iyi anlatmamız lazım. Bir belediye dediğimiz zaman olay sadece başkan değildir, meclistir. Meclisi bir kenara koyamazsanız. Meclis ile beraber eğer güçlüyseniz o belediye de gücünüz çok daha farklı olur. BU şehirlerdeki seçimleri oy oranlarımız gerilediği için değil, rakiplerimizin tamamı karşımızda birleştiği için kaybedildiği bir gerçektir. Buna rağmen elde ettiğimiz tecrübeleri göz önünde bulundurarak kayıplarımızı inşallah ilk fırsatta telafi etmekte kararlıyız. Milletimiz de bu hakikatleri görüyor, değerlendiriyor" açıklamasında bulundu.
"Meydanı başkalarının çöpüne hayranlık duyup kendi ülkelerinin güzelliklerine öfkeyle saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız"
Geçtiğimiz hafta yapılan Çankırı Dodurga seçimlerine yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
Bu seçimler, Anadolu irfanının bir göstergesi olarak siyasi tarihimizdeki yerini almıştır. Bu seçimde muhalefet partilerinin tamamı 146 oyda kalırken AK Parti ve Cumhur İttifakı ise 995 oya karşılık gelen yüzde 87’lik bir oranla seçimi açık ara kazanmıştır
Erdoğan, "Buradan Dodurgalı kardeşlerime bir kez daha teşekkür ediyorum. Elbette sınırlı seçim sonucu tek başına ölçü değildir. Ama ortada fikir verecek bir tablo bulunduğu gerçektir. Şayet bu seçimde farklı bir sonuç çıksa ortalığı birbirine katacak olanların AK Parti ve Cumhur İttifakı kazandığında nasıl sus pus olduklarını, nasıl başlarını kuma gömdüklerini herhalde sizler de görüyorsunuz. Maalesef ülkemizde pek çok konuda olduğu gibi siyasi değerlendirmeler hususunda akıl ve vicdan bir kenara bırakılmış, ideolojik saplantılar, kör husumetler, sanal kabuller ön plana çıkmıştır. Ülkenin ve milletin kazanımlarından sırf bize ve partimize fayda getireceği için üzüntü duyan buna karşılık ülkemizin ve milletimizin yaşadığı her sıkıntıyı aynı gayeyle bir sevinçle karşılayan bir güruh peyda oldu. Türkiye işgale uğrasa düşmanı çiçekle karşılayacak bu güruhu bir asır öncesindeki kibarca manda ve himaye taraftarlığı diye ifade edilen emperyalist uşaklığından tanıyoruz. İnşallah meydanı başkalarının çöpüne hayranlık duyup kendi ülkelerinin güzelliklerine öfkeyle saldıran bu emperyalist uşaklarına bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin 2023 Haziran’da yapılacak olan seçimle yakın tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlandığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin belediyelerle birlikte başlatırsak neredeyse son 30 yılına damgasını vurmuş bir hareket olarak bu seçimin anlamını en iyi biz biliriz. Vesayet güçleriyle, terör örgütleriyle, siyasi ve ekonomik tetikçilerle adeta boğuşarak geldiğimiz yer sadece bizim değil ülkenin ve milletin gelecek bir asrını belirleyecek şekilde mühimdir. Siyasi hayatımızın her günü, milli iradenin üstünlüğünü tesis için canhıraş bir mücadele ile geçti. Belediyeden hükümete kadar sorumluluk üstlendiğimiz her yerde ülkemizin asırlara sarih geri kalmışlığının, milletimizin ihmal edilmişliğinin telafisi için gece gündüz çalıştık. Bugün Türkiye'nin demokratik standartları da eser ve hizmet altyapısı da hamdolsun gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek seviyededir. Yaşanan her gelişme bu gerçeği görmek istemeyen gözlerin, duymak isteyemeyen kulakların, hakkı söylemek istemeyen dillerin bile inkar edemeyeceği bir hakikat olarak tekrar tekrar ortaya koymaktadır. Geçmişte bu ülkenin ayağa kalkmasını, darbe ve vesayet araçlarıyla yürütülen siyasi istikrarsızlık ve ekonomik geri kalmışlıkla engelleyenlerin kozlarını sabırlı bir mücadele ile birer birer ellerinden aldık" dedi.
“Artık kendi vizyonunu belirleyen, bu doğrultuda gereken adımları kararlılıkla atan bir Türkiye var”
Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, şehircilikten sosyal desteklere kadar her alanda sahip olunan güçlü altyapı ile hedeflerine kilitlenen bir Türkiye olduğunu söyleyen Erdoğan, “Küresel finans krizi, küresel sağlık krizi, Rusya, Ukrayna Savaşı gibi dünyada yaşanan zorlu sınamalar Türkiye'nin sahip olduğu bu gücü daha değerli ve anlamlı hale getirmiştir. Ülkemiz dünyanın en gelişmiş 10 devleti arasındaki seçkin yerini almaya her zamankinden daha yakındır. Elbette sıkıntılarımız, sancılarımız, ödediğimiz bedeller var. Özellikle ekonomide son dönemde ortaya çıkan hayat pahalılığının insanlarımızın belini büktüğünü gayet iyi biliyoruz. Biz ekonomimizi mahvetme tehdidiyle büyük bir saldırıya maruz kaldığımız 2008’deki yol ayrımından tarihi bir tercihte bulunduk. Ülkemizin imkanlarını finansal illüzyonlarla değil, istihdamı artırmak için kullanma tercihidir. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar sabit kazançlıların gelir seviyelerini artırarak yaşadığımız sıkıntıları hafifletmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz hafta çıkan bir kanunla belediye başkanlarımızın maaşlarında yaptığımız iyileştirmenin de hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
“Önümüzdeki şubat mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın, resesyonun eşiğinde bulunmasının, ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütme esasına dayanan Türkiye Ekonomi Programımızın ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor. Belki insanlarımızın alım güçleri Yüksek enflasyon sebebi ile bir miktar düştü ama kimseyi işsiz bırakmadık, aç bırakmadık, açıkta bırakmadık. İnşallah, önümüzdeki şubat mart aylarıyla birlikte enflasyonu da kontrol altına almış olarak yolumuza devam edeceğiz. Hiç şüphesiz inanların siyasi tercihlerinde ekonomi önemli bir belirleyicidir ama asla tek belirleyici değildir. Tüm bunlarla beraber, eğitilip donatılan 10 binlerce PKK’lı YPG’li ,FETÖ teröristlerinin sınırlarımız dibinde beklediği dünyanın dört bir yanında saldırmak için sinsice hazırlık yaptığı, birilerinin de FETÖ’cü alçaklarla fotoğraf vermek için adeta sıraya girdiği, Türkiye'yi Suriye’den de Ukrayna’dan da beter etmek isteyenlerin ellerini ovuşturduğu çok kritik bir dönemden geçiyoruz" dedi.
“NATO’nun kayıtlarına PKK girmiştir, YPG girmiştir, ama hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir”
NATO kazanımlarına değinen Erdoğan şu sözleri kullandı:
NATO’nun kayıtlarına PKK girmiştir, YPG girmiştir, ama hepsinden öte FETÖ bir terör örgütü olarak girmiştir. AB kayıtlarında olan PKK, YPG, PYD, FETÖ artık NATO kayıtlarına girmiştir
Erdoğan "Bunlar şimdi NATO'nun resmi kayıtlarında yerini almıştır. Biz, gerek NATO Genel Sekreteri, gerek diğer cumhurbaşkanı ve başbakana bizim kırmızı çizgimizdir bunlar dedik. Bu kayıtlara YPG, PYD ve FETÖ bu kayıtlara girecek, girmediği takdirde biz bu imzayı atmayız dedik. Bunu kabul etmek zorunda kaldılar. Böylece bu NATO kayıtlarına girdi. Öyle Türkiye’de ileri geri şöyle böyle konuşmanın hiçbir anlamı yok. Kimseyi aldatamazsınız. NATO'nun şu anda kayıtlarını açarsanız kayıtlarda çok açık net bunları görürsünüz. Gizli bir şey artık kalmadı her şey ortada. 3 dakika da NATO zirvesinde ekranda Türkiye’deki teröristlerin İsveç’te nasıl Finlandiya’da, Hollanda, İtalya’da Almanya'da nasıl cirit attığını ekranda hepsine gösterdik. Artık gizli saklı bir şey yok, her şey apaçık ortada ülkenin yönetimindeki en küçük bir zafiyetin milletimize çok ağır bedelleri olacaktır. Güçlü Türkiye'nin inşası için 2023 seçimlerini kazanmamız şarttır. Bu imtihanı başarıyla vermeye mecburuz" dedi.
“Bu seçim kırgınlıkla, kırgınlıkla, nefsaniyetle hareket edilecek bir seçim değildir”
2023 seçimlerinin kritik bir seçim olduğuna bir kez daha vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2023 seçimleri bunların ötesinde bir anlama, öneme, hassasiyete sahiptir. Bu seçim kırgınlıkla, kırgınlıkla, nefsaniyetle hareket edilecek bir seçim değildir. Türkiye dünün Türkiye'si değildir, siyasi gücümüzle, diplomatik etkinliğimizle, ekonomik büyüklüğümüzle eser ve hizmet alt yapımızla çok ileri bir yerdeyiz. Daha açık bir ifadeyle artık kaybedecek çok şeyimiz var. Eskiden kaybedeceğimiz tek hazinemiz vaktimizdi, ödediğimiz tek bedel sahip olmadığımız refah huzurumuzu engellemekti. Şimdi ise 2023’te yanlış bir tercih durumunda küresel yönetim ve ekonomi sisteminin en üst ligindeki yerimiz ile bu ligin lokomotifleri arasına girme fırsatını tehlikeye atmış olacağız. Bizim hakkı, hakikati, muhabbeti dile getirdiğimiz her yerde muhalefetin yalanlarıyla, çarpıtmalarıyla, hezeyanlarıyla insanları zehirlemeye çalışacağını unutmamalıyız. Sizlerden hanenizden başlayarak oturduğunuz binada, sokakta, mahallede, iş yerinde, çarşıda, pazarda, otobüste, trende dost meclislerinde velhasıl her yerde doğrudan şahsımın temsilcisi olarak davamıza sahip çıkmanızı, kazanmadık gönül bırakmamanızı istiyorum" dedi.