Siyaset‘En büyük zulmü jakobenler yaptı’

‘En büyük zulmü jakobenler yaptı’

21.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul’da İbn Haldun Üniversitesi’nin açılışına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Bu millete en büyük zulmü, bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler yapmıştır, bu böyle bilinmelidir’ dedi

‘En büyük zulmü  jakobenler yaptı’

İbn Haldun Üniversitesi’nin resmi açılışı dün İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da yer aldığı resmi açılışa, Sudan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İbrahim Mahmud Hamid ile Tunus En-Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi de katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, “Bizim mücadelemiz farklı düşüncelerle değil, bizim mücadelemiz terörle, terör örgütleriyle ve bu cinayet şebekelerine sözlü ve fikri mühimmat sağlayanlarladır” dedi. Erdoğan, bugüne kadar en büyük zulmün toplum değerlerine düşmanlık yapan jakobenlerden geldiğini belirterek, “Bu ülke ne çektiyse aşağılık kompleksinden çekmiştir. Bu millete en büyük zulmü bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler yapmıştır, bu böyle bilinmelidir” diye konuştu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul Kongre Merkezi’nde; İbn Haldun Üniversitesi’nin resmi açılışı ile 4. Uluslararası İbn Haldun Sempozyumu’nun açılışında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Batı dünyasında değil, Türkiye’de de özellikle sosyal bilimler alanında İbn Haldun’un katkısının bilinçli şekilde perdelendiğini belirterek, şunları söyledi:

‘Yok sayılmıştır’

“En basitinden, Auguste Comte gibi birçok açından sorunlu batılı bilim adamlarının sosyolojiye katkısı önemsenirken, bu kişinin dahi hakkını teslim ettiği İbn Haldun adeta yok sayılmıştır. Yüzünü tamamen batıya dönmüş, bilginin yegane kaynağı olarak batıyı kabul eden Türk aydınları, hikmet-i tarihin kaşifi İbn Haldun’u, adeta ademe mahkûm etmeye çalışmıştır. Aslına bakılırsa İbn Haldun bu çevreler tarafından tarihten, felsefeden, toplumdan ve akademyadan izi kazınmak istenen bir medeniyetin, devasa bir birikimin sembolüdür. Onun çağları ve sınırları aşan ilmi mirasının bilinçli bir şekilde yok sayılmasının asıl sebebi de budur.”

Haberin Devamı

‘Nobran ve küstah’

İbn Haldun’un düşüncesinin çekirdeğini Kur’an-ı Kerim’in oluşturduğunu anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İbn Haldun’un tarih anlayışı, Araf Suresi’ndeki ‘Her milletin belli bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi ne bir an geri kalabilirler ne de öne geçebilirler’ ayetinin adeta tefsiri gibidir. Bu büyük İslam aliminin eserlerine, incelikle nakşettiği mesajlar, çoğu batılı ve batıcı aydını rahatsız etmiştir. Bu marazi ruh hali de kendini görmezden gelme, yok sayma, tahkir etmek olarak göstermiştir. Batıya karşı alabildiğince ezik, kendi müktesebatına karşı da aşırı nobran ve küstah bu tavrın izlerine hâlâ rastlıyoruz. İlmi ve alimi kendi kısır ideolojilerinin kalıplarıyla tartanların gayesi, dinle bilginin bağını koparmak, bizi tek bir kaynağa mahkûm etmektir. Ne yazık ki bu hedeflerinde belli oranda başarı da sağladılar. Son bir asırdır akademiden edebiyata, sosyal bilimlerden sanata kadar birçok alanda yaşanan çoraklığın en büyük nedeni işte budur.”

Haberin Devamı

‘Aşağılık kompleksi’

“Bizim mücadelemiz terörle, terör örgütleriyle ve bu cinayet şebekelerine sözlü ve fikri mühimmat sağlayanlarladır. Dünyanın hiçbir ülkesinde terör örgütlerinin propagandasını yapmak düşünce özgürlüğü kapsamına girmez. Hiçbir medeni devlet terör şebekelerinin üniversitelerde yuvalanmasına, üniversiteleri eğitim kamplarına dönüştürmesine izin vermez. Silah, molotof ve şiddet asla hak aramanın aracı olamaz. Bu ülke ne çektiyse aşağılık kompleksinden çekmiştir. Bu millete en büyük zulmü bağrından çıktığı toplumun değerlerine düşman, yasakçı, baskıcı jakobenler yapmıştır, bu böyle bilinmelidir.
Toplumun can damarını kesmeyi amaçlayan bu yaklaşımı Ahmet Hamdi Tanpınar, bir tür kültürel inkar olarak tanımlar. Ben daha da ileri giderek diyorum ki bu sadece kültürel inkar değil, aynı zamanda kültürel bir intihardır.”

‘Özgür üniversite’

“İnsanımızı ‘makarnacı, kömürcü, göbeğini kaşıyan adam’ diyerek aşağılayan millet düşmanlarının devrine son verdik, o bitti. Kültür, sanat ve ilim hayatımızı da bu kesimlerin tasallutundan kurtarmak için gayret sarf ettik. Hamdolsun, iş bitmedi. Şu anda çok daha farklı bir yerdeyiz. Bugün yerel ile evrenseli meczeden, asırlık birikimimizi güncelin potasında başarıyla eritebilen ilim insanlarımız var. Kökleriyle bağlarını koparmadan geleceğe yürüyen, medeniyet değerleriyle barışık akademisyenlere sahibiz.

Haberin Devamı

Müktesebatımızı yok saymak yerine, onu bugüne taşımak için çaba sarf eden hocalarımız, düşünce adamlarımız mevcuttur. Üniversitelerimizin kapılarında, artık kılık kıyafeti nedeniyle kapıdan içeri alınmayan, gözü yaşlı öğrenciler bulunmuyor. Üniversite hocalarımız, inançlarıyla kariyerleri, fikirleriyle meslek hayatları arasında bir tercihe zorlanmıyor. Her geçen gün, daha özgür, daha özgün bir üniversite modeline doğru yol aldığımıza inanıyorum. Nasıl şafağın parıltısından rahatsız olanlar çıkabiliyorsa, yeni Türkiye’nin aydınlığı da varlığını karanlığa borçlu olanları rahatsız ediyor.”

‘Biz sizi iyi tanırız’

“Kendi ideolojileri dışındakilere hayat hakkı tanımayanlar, bugün düşünce özgürlüğü üzerinden şahsımızı, hükümetimizi ve devletimizi hedef alıyorlar. Ya biz sizi biliyoruz. Sizler bu ülkede kendi düşünce dünyanızın ilim adamlarına bile üniversitelerde hayat hakkı tanımadınız, onları dahi sokağa attınız ya, biz sizi iyi tanırız. Daha düne kadar yasakçı zihniyetin en ateşli savunucuları olanlar, bugün demokrasi fanatiği numarasıyla kendini paralıyor.”

Haberin Devamı

Tablo hediye edildi

İbn Haldun Üniversitesi’nin resmi açılışına Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı da katıldı. Erdoğan’a, İbn Haldun’un ünlü eseri Mukaddime’de siyaset anlayışını özetleyen ve 8 başlıktan oluşan sözlerinin olduğu bir tablo hediye edildi. Erdoğan resmi açılışın ardından Sudan Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İbrahim Mahmud Hamid ile Tunus En-Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi ile ikili görüşme yaptı.

‘Kimi aldatıyorsunuz?’

Erdoğan şöyle devam etti: “Devletin kendi kitaplarında olan bir şiiri okudum diye içeri attığınız bir cumhurbaşkanı var bu ülkede. Ya kimi aldatıyorsunuz? Talim Terbiye Kurulu’nun onayından geçmiş böyle bir şiiri okudu diye içeri attığınız bir cumhurbaşkanı var, biz sizi iyi tanırız. Bizim mücadelemiz farklı düşüncelerle değil, bizim mücadelemiz terörle, terör örgütleriyle ve bu cinayet şebekelerine sözlü ve fikri mühimmat sağlayanlarladır. Dünyanın hiçbir ülkesinde terör örgütlerinin propagandasını yapmak, düşünce özgürlüğü kapsamına girmez. Hiçbir medeni devlet, terör şebekelerinin üniversitelerde yuvalanmasına, üniversiteleri eğitim kamplarına dönüştürmesine izin vermez. Silah, molotof ve şiddet asla hak aramanın aracı olamaz. Daha yeni Fransa’da, yeni cumhurbaşkanı, kendi aleyhine hakaret içeren bir yayın yaptı diye bir gazeteciyi hemen içeri aldılar. Buyurun. Onlara böyle bir şey oldu mu hak, Türkiye’deki yargı böyle bir şey yaptığı zaman haksızlık. Terör örgütlerine methiyeler düzmenin fikir hürriyetiyle alakası yoktur. Az önce değerli hocamız ifade ettiler, İbn Haldun’un üç şeyinden, adalet, emniyet ki ben buna emaneti ehline vermeyi de ilave ediyorum, bir de istişareyi ilave ediyorum. Yani adil bir idarecinin, adil bir siyasetçinin kendinde olması gereken vasıflar olarak bunları özellikle yaşamıma uygulamaya gayret ediyorum.

Eğer bunları yaparsak o zaman gerçek anlamda özgürlük savaşçısı oluruz. Ama bunların anladığı manada dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir özgürlük anlayışına rastlayamazsınız. Bizde akademik özgürlük kılıfı altında terör örgütlerinin propaganda makinesinin işletilmesine kusura bakmasınlar göz yumamayız.”

* Jakoben: Halka karşın, halk adına devrimci girişimlerde bulunan kimse, seçkin azınlık devrimcisi, devrimci demokrat, tepeden inmeci, dayatmacı.