11.12.2019 - 20:48 | Son Güncellenme:
AA
Emine Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Şurası"nın açılışına katıldı.
Emine Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, AK Parti'nin teşkilat ruhunun yüksek enerjisinin, salonda adeta gözle görüldüğünü belirterek, şura süresince tecrübelerin aktarılacağını, kadınların, yerel yönetimler başta olmak üzere, tüm kademelerde yer almasının gerekliliğinin altının çizeceğini ifade etti.
Türkiye'de kadınların seçme ve seçilme hakkını dünyanın birçok ülkesinden önce 1934'te elde ettiğini anımsatan Emine Erdoğan, bu hakkın, kadınların önünde duran kapalı bir kapıyı araladığını dile getirdi. Söz konusu o kapıdan geçmeyi mümkün kılan uygulamalar noktasında geçmişte bazı eksiklikler bulunduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neyse ki onlar da 2013'te büyük ölçüde aşıldı. AK Parti dönemine kadar siyasi pozisyonlarda kadınların temsil oranı, yalnızca yüzde 4,5 seviyelerindeydi. Şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yüzde 17,2'ye ulaşan kadın temsil oranımız, ülkemizin siyasi tarihinde erişilen en yüksek oran olmuştur. Bununla birlikte, AK Parti Kadın Kolları, 5 milyona yakın üyesiyle dünyanın en büyük kadın örgütüdür. Bu, dünyada emsali olmayan bir başarıdır. Kadınlarımızın varlığı, partimizin taşıyıcı kolonu niteliğindedir. AK Parti'nin uzun soluklu başarılı siyasi hayatı, kadınlarımızın alın teriyle yoğrulmuştur. Vatan sevdasıyla çıktığımız bu yolda, AK Parti Kadın Kolları, davamızın lokomotifi olmuştur. Ön yargıları yıkarak ne kadar zor bir işi başarmış olduğunuzu yakinen biliyorum. Sizlerin, teşkilatımızın adeta ruhu olduğunuza inanıyorum."
Yapılan tüm işlerin, kadınların ekonomik, sosyal ve kültürel olarak güçlendirilmesinde sayısız katkıları bulunduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, kadınların seçilmiş ve atanmış pozisyonlardaki istikrarlı artışının da bu titiz çalışmalarının ürünü olduğunu söyledi.
Bugüne kadar gecesini gündüzüne katarak gerek AK Parti Kadın Kolları'nda gerekse tüm teşkilatlarda görev alanlara şükranlarını sunan Emine Erdoğan, birlik ve beraberliğin, başarının yegane anahtarı olduğuna inandığını vurguladı.
Bir Afrika atasözünde "Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git. Uzağa gitmek istiyorsan birlikte." denildiğini aktaran Emine Erdoğan, bu kadar uzun bir yolu yürüyebilmenin sırrının, hep birlikte gidilmesi olduğunu ifade etti.
"Kadının güçlenmesi ailenin mukavemeti ile ters orantılı değil"
Kadınların eğitimli, bilinçli ve güçlü olduğu oranda ailelerin de güçleneceğini belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben, kadının güçlenmesini, ailenin mukavemeti ile ters orantılı görmüyorum. Aslolan kadın ve erkeğin, karşılıklı sevgi ve saygı içinde birlikte bir yaşam inşa etmesidir. Birbiri üzerindeki hakkı gözetmesidir. Güçlü aileler, toplumumuzu adeta demirden bir kale gibi koruyacaktır. Ailenin güçlü olduğu toplumlar, yıkıcı tehditlerden kolay kolay etkilenmez. Biz, kadın meselesine yine kendi medeniyetimizin eczanesinden reçetelerle yaklaşma gayreti içindeyiz. Hazreti Mevlana'nın 'pergelin iğneli ayağı sabittir benim dinimde ama diğer ayağıyla yetmiş iki milleti dolaşırım' dediği gibi ancak özümüzden ayrılmazsak sorunlara gerçekçi çözümler üretebiliriz. Unutmayalım ki milli kimliğimiz, can yeleğimizdir. Son derece üzülerek ifade ediyorum ki bugüne kadar kadınlara, aile hayatı ve iş hayatının birbirine engel teşkil ettiği telkin edildi. Yani kadınlar kariyer yapacaksa evini, aile hayatına odaklanacaksa işini bırakması gerektiğine inandırıldılar. Oysa hayatta böyle sentetik ayrımlar yoktur. Ticaret kervanları yöneten Hazreti Hatice'yi, topluma fıkıh konusunda rehberlik eden Hazreti Ayşe'yi nasıl unuttuk? Anadolu'nun sosyal hayatına yön veren Baciyan-ı Rum'u tarih sayfalarından çıkaracak mıyız? Kadınları hayatın değişik alanlarında yer almaya davet etmek, kendi tabiatlarıyla bağlarını kopartan bir neden olarak görülmemelidir. Biz, medeniyetimizden aldığımız referansla bu ikisinin birlikte mümkün olduğunu, kimsenin anneliği feda etmek zorunda olmadığını söylüyoruz."
Devletin, kadın çalışanlar için doğum izninden süt iznine kadar kolaylaştırıcı icraatlarının özünde bu düşüncenin bulunduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Bilhassa anneliğin, sadece bir çocuğu değil, bir toplumu da doğurmak olduğuna inanıyoruz." ifadesini kullandı.
Annenin, bir bebeğin hayatta tanıştığı ilk insan olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, annelerin bir insan yetiştirirken, aynı zamanda bir toplumu inşa ettiğine dikkati çekti.
Emine Erdoğan, "Aslolan, eskilerin tabiriyle aile içindeki tesanüddür yani omuzdaşlık, dayanışmadır. Anneliği de aileyi de kadına dair tüm diğer meseleleri de bir bütün olarak görmek durumundayız. Kadına yönelik şiddet denen illetten kurtulmanın yolu da yine aile içinin şiddetten arındırılmasıyla mümkündür. Çünkü insanın içindeki şiddet eğiliminin terbiye yeri de yine ailedir." diye konuştu.
Ailenin çocuğun gittiği ilk okul olduğunu belirten Emine Erdoğan, bu nedenle ailenin, herkes için duvarları sevgiden, çatısı merhametten, kapısı saygıdan örülü bir sığınak olması gerektiğini vurguladı.
Emine Erdoğan, "Kendi bağışıklık sistemimiz olan değerler bütünümüze sarılırsak, işte o zaman ahenkli bir toplum var edebiliriz. Dünyanın genel ahvaline baktığımızda, maalesef savaşlar, göçler, yoksulluk ve çevre krizi gibi insan hayatını tehdit eden sorunlar görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Yerel yönetimlerde kadın varlığı son derece önemli"
"Küresel İnsani Değerlendirme 2019" raporuna göre, dünyada her 70 kişiden birinin insani yardıma muhtaç durumda bulunduğunu aktaran Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünya çapında 132 milyon insan yardıma muhtaçken, ulaşılabilen insan sayısı ancak 93 milyondur. Savaşlar, en çok kadın ve çocukları mağdur ediyor. Kırılgan bölgelerde kız çocuklarının yüzde 90'ı eğitim alamaz hale geliyorlar. O nedenle dünya siyasetinin yerelden başlayarak, kadınların katılımına çok ihtiyacı olduğu açıktır. Böyle bir dünyanın tesis edilmesi için kadınların siyasi arenada kendi politikalarını üretebilir hale gelmeleri çok önemli. Kadınlar olarak yeni bir siyasi kültürü oluştururken istişare, yardımlaşma, özveri ve empati gibi değerleri temel değerler haline getirmenin yollarını mutlaka aramalıyız. Yerel yönetimler, halkla dirsek temasında olan sorunları ilk ağızdan dinleyen, olayları bizzat müşahede eden mercilerdir. O nedenle, yerel yönetimlerdeki kadın varlığının son derece önemli olduğuna inanıyorum. Eğitimden sağlığa, çevre konularından kadın ve çocuk meselelerine kadar her alanda hızlı çözümler alınmasında, yerel yönetimlerimiz lokomotif konumundadır. Bu şurada gerçekleşecek olan tecrübe paylaşımının, devasa sorunlara büyük çözümlere üreteceğine inanıyorum."
AK Parti Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam da şura hazırlıklarının 3 aydır sürdüğünü belirterek, şurada tecrübelerin paylaşılacağını, sonrasında da çalışmaların bir araya getirileceğini söyledi.
Program sonrası Selva Çam, Emine Erdoğan'a atık metallerden yapılan üzerinde Selçuklu yıldızının bulunduğu bir sandık hediye etti.