05.01.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul
Erdoğan, özetle şöyle dedi:
“30 Mart seçimlerine giden sürecin son derece meşakkatli ve zorlu olacağını aylar öncesinden başlayarak defaatle ifade etmiştik. 30 Mart seçimlerinin sonucuna ilişkin tereddütümüz yok. Yaptığımız tüm araştırmalarda partimizin alacağı oy düzeyini net olarak görebiliyoruz. 30 Mart’ta yine biz diğer partilere göre açık ara farkla ipi göğüsleyebileceğimizi şimdiden söyleyebilirim. Milletimiz nezdinden müstesna bir yeri olan partimize ve hükümetimize yönelik ilgi ve teveccühün sürekli yükselmesi hiç kuşkusuz belli çevreleri içerde ve dışarıda rahatsız ediyor. Bu belli çevreler kavramını kimleri kapsadığını sizler en az benim kadar biliyorsunuz.”
‘Bir taşla kuş katliamı’
“14 ay boyunca gizlenen 17 Aralık’ta da tüm emniyet ve adalet hiyerarşisi atlanarak yapılan bir operasyon. Yolsuzluk kisvesi altında yapılan ama aslında çok farklı boyutları olan bu operasyon asla masum, rutin bir hukuk işlemi değildir. Hukuki operasyon görünümlü bir paketin içine birbirinden çok farklı hedefler konulmuş, bir taşla birkaç kuş vurmak değil, adeta kuş katliamı yapılmak istenmiştir. Nitekim operasyon daha ilk anından itibaren ulusal ve uluslararası medya eşliğinde ilerlemeye başladı. Bütün bu operasyon dosyalarının üzerinde gizlilik kaydı olmasına rağmen, yargının buna uymaması, bunları işleme koymadan önce servis etmesi çok anlamlıdır. Bu operasyona konulan isim de manidar.
Rüşvet ve yolsuzluk operasyonu. Sabah saatlerinden itibaren yazılı, görsel, sosyal medyada bu tabirler sıkça kullanıldı ve hemen bir algı oluşturuldu. Ardından yine hukuksuz şekilde, yasal olarak mutlaka gizli tutulması gereken belgeler, bilgiler, fotoğraflar basına sızdırılmaya başlandı. Sabah operasyon yapıldı. Akşam sorgu ve mahkeme süreci bitti, adeta infaz sürecine gelindi. Birkaç saat içinde medya yoluyla tüm zanlılar suçlu ilan edildi.”
‘İki dakika süren var’
“Bir savcı, zanlı olarak çağırılan kişiye, eli cebinde söylediği şu. ‘İki dakika süren var, anlat ve çık’. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir sorgulama, yargı anlayışı olabilir mi? Ne yazık ki ülkemiz bunları yaşadı, yaşıyor. Tarihte bunlar yaşandı, biliyoruz. Şu anda da aynı şekilde böyle bir süreç işlendi ve işliyor. Daha da ileri. ‘Efendilerinizin bundan haberi var. Gelsin şimdi efendileriniz sizi kurtarsın.’ Bu zanlı olarak davet edilen insanlara böyle bir şey yöneltilebilir mi? Bunlar zaman içinde çok daha farklı bir şekilde medya ile paylaşılacak, bu insanlar yaşadıklarını, muhatap oldukları konuları medyayla paylaşacaklar.”
‘Yolsuzluk iddiasını ciddiye aldık’
“Yolsuzluk iddia ve ithamlarını elbette ciddiye aldık ve gereğini yaptık. Ama yolsuzluğun sadece kılıf olduğunu görerek, daha kapsamlı bir saldırıyla karşı karşıya olduğumuzun bilinciyle önlemlerimizi süratle devre koyduk. Bu olayın eğer olumlu bir yönü varsa, o da devlet içine sızmış paralel devlet olma heveslisi bir örgütün neler yapabileceğinin tüm millet tarafından açıkça görülmesi oldu. Bu sürecin, bana göre en önemli kazanımı budur. Savcının açıklaması ardından HSYK açıklaması tehdidin boyutunu gözler önüne serdi.”
‘Yargı darbesi yapılmak istendi’
“Bu süreçte örgütsel mantık içinde, örgüt içi hiyerarşi gözetilerek Türkiye’de bir yargı darbesi yapılmak istendi. Biz bunu gördük. Egemenlik milletten alınıp yargıya devredilmeye çalışıldı. Bunu gördük, biz buna karşı çıktık, karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Türkiye’de hükümetler sadece sandıkla göreve gelirler, sandıkla da görevlerinden giderler. Millet iradesi dışında hiçbir gücün hükümet değiştirmesine biz asla izin vermeyeceğiz.”
Kimler katıldı
Çalışma Ofisi’nde 3,5 saat süren toplantıya Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan, Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı ve Ak Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Başbakanlık Başdanışmanı Yiğit Bulut, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım da katıldı. 47 gazeteci ve yazarın isimleri ise şöyle:
- Fikret Bila
- Ali Bayramoğlu
- Yasin Aktay
- İbrahim Karagül
- Hilal Kaplan
- Markar Eseyan
- Abdulkadir Selvi
- Salih Tuna
- Nuh Albayrak
- Yıldıray Oğur
- İsmail Kapan
- Mehmet Barlas
- Sevilay Yükselir
- Taha Özhan
- Erdal Şafak
- Mahmut Övür
- Akif Beki Ali Bulaç
- Etyen Mahçupyan
- Elif Çakır
- Osman Can
- Sibel Erarslan
- Mustafa Karaalioğlu
- Orhan Miroğlu
- Ahmet Kekeç
- Fehmi Koru
- Fadime Özkan
- Yusuf Ziya Cömert
- Ahmet Taşgetiren
- Hakan Albayrak
- Ersoy Dede
- Abdurrahman Dilipak
- Hasan Karakaya
- Ergün Diler
- Gülay Göktürk
- Doğu Ergil
- Nihal Bengisu Karaca
- Turgay Güler
- Mehmet Ocaktan
- Cengiz Özdemir
- Kurtuluş Tayiz
- Avni Özgürel
- Hüseyin Yayman
- Fuat Keyman
- Ayhan Ogan
- Can Paker
- Vedat Bilgin.