Cumhurbaşkanı Erdoğan: İzin alacaksam çekip gideyim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın, “Andımız” kararına ilişkin eleştirilerini bu kez Danıştay’ın toplantısında Danıştay Başkan ve üyelerinin de yer aldığı toplantıda yaptı. Erdoğan, “Danıştay, 5 yılda ant ile ilgili karar veriyor. 2013’te neredeyseniz? 2013’ten 2018’e kadar neredeydiniz? 2018’e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi?” diye sordu. Erdoğan, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör’ün, Cumhurbaşkanı kararnamelerini kastederek, “Danıştay’dan istişari görüş alınabilir” sözlerine de “İzin alacak, müsaade alacaksak o zaman ben bu makamda durmayayım, çekeyim gideyim. Kusura bakmayın da benim yanımda da bunca hukukçu var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Danıştay ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nca dün düzenlenen, “150. Yılında Şûra-yı Devletten Danıştay’a” sempozyumunda konuşan Erdoğan, şu mesajları verdi:

KENDİ KENDİME SORUYORUM: Yeni sistemin en önemli özelliği yürütmede çift başlılığı sona erdirerek sandıkta tecelli eden iradenin devlet yönetimine tam anlamıyla yansıtılabilmesini garanti etmesidir. Kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda işletemeyen, bunun yerine millet iradesinin anti demokratik kurum ve kuruluşlar vasıtasıyla frenlenmesini hedefleyen çarpık anlayış nihayet düzeltilecek diye düşünüyorum ama kendi kendime soruyorum acaba düzeltildi mi? Bazı uygulamalar görüyorum ki maalesef çift başlılık değil hatta hatta çok başlılığa doğru giden bir süreç var.

1 MİLYAR DOLARIN HESABINI KİM VERECEK?: Ben damdan düştüm de onun için konuşuyorum. İzmir Limanı’nın ihalesini yapıyoruz ve Danıştay’da bu ihale 2 yıl bekliyor, iki yılın sonunda burayı alacak kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Şimdi Allah aşkına, Danıştay bunu bana neyle izah edecek? 1 milyar doların hesabını kim verecek? İdarede böyle bir şey olduğu zaman bütün yargı organları idarenin üzerine çullanıyor ama Danıştay böyle bir kararı geciktirmede maalesef ağırdan aldığı zaman kim bunun hesabını soracak? Bu hesabı soracak olan merci yok.

AKIL VE VİCDAN YERİNE: 15 Temmuz darbe teşebbüsünde yaşadığımız acı tecrübeler bize bağımsız ve tarafsız yargının adaletin tesisi noktasında ne kadar elzem ne kadar hayati öneme sahip olduğunu göstermiştir. Kararlarını verirken akıl ve vicdanları yerine ideolojik bağnazlığı koyanlar, bağımsızlık ve tarafsızlık yerine FETÖ elebaşından gelen emirlere göre hareket edenler Türkiye’yi büyük bir felaketin eşiğine getirmişlerdir.

BİZ BURADA NİYE DURUYORUZ?: Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı nasıl demokrasinin olmazsa olmaz şartıysa, jüristokrasi de büyük bir tehdittir. Yargının öncelikle kendi itibarını tehlikeye atan jüristokrasi tuzağına düşmesini engelleyecek en önemli unsur, kararlarını verirken yetkilerini aşmamaya göstereceği özendir. Yasayı uygulamak yerine yasa koyucu gibi hareket etmek, hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını yerindelik denetimini de içine alacak şekilde genişletmek asla doğru değildir. Merak ediyorum, yerindelik görevi veya hakkı idareye mi ait yoksa yargıya mı ait? Bunun kavgasını 16 yıldır hep verdik, hala veriyoruz. O zaman yargı gelsin, idare görevini de üstlensin. Bir taraftan kalkıp bunların ayrılığından bahsediyoruz. Diğer taraftan bakıyorsunuz, yerindelik yetkisini de yargı kendinde kullanıyor. Danıştay olarak bir istişari organ olarak bunu değerlendiriyorsak, o zaman bir istişari organ gifa etmesi gerekir. ‘Yok ben karar merciyim’ diyorsa, o zaman biz burada niye duruyoruz? Şu anda Cumhurbaşkanlkararnamelerini hazırlamadan önce biz kalkıp, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle ilgili Danıştay’dan bunu soracak, oradan izin alacak, müsaade alacaksak o zaman ben bu makamda durmayayım, çekeyim gideyim. Böyle şey olur mu? Kusura bakmayın da benim yanımda da bunca hukukçu var. Anayasacı, cezacısı, medeni hukukçusu hepsi var. Bunlara bu devlet niye maaş ödüyor. Orada yan gelip yatın diye ödemiyor ki... ‘Cumhurbaşkanı’na bu hazırlıklarda gereken desteği verin, ona göre bunları en ideal şekilde hazırlayın, ona göre de bu adımları atın.’ Bunları bunun için yapıyoruz.

Program sonunda Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ve Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Erdoğan’a hediye takdim etti.

‘Yeni delillere ulaştıkça şeffaf şekilde paylaşırız’

Türkiye vicdan, hukuk ve insan eksenli dış politikasını, 22 gündür tüm dünyanın gündemini meşgul eden gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde bir kez daha gösterdi. Hem diplomasi tarihi hem beynelmilel ilişkiler hem de yargı süreçleri açısından nevi şahsına münhasır bu hadisenin, Türkiye Cumhuriyeti’ne yaraşır bir ciddiyet ve hassasiyetle ele alınmasını sağladık... Bu işin bir akışı var. Attığımız adımlarla bizler lime lime bunu söktük çıkardık ve hala iş bitmedi. Söküyoruz, çıkarıyoruz ve şimdi dünya bu işi yakından takip eder hale geldi... Ülke olarak cinayetin üstünün örtülmesine, emri verenden uygulayana kadar tüm sorumluların adaletten kaçırılmasına müsaade etmemekte kararlıyız. Bu sadece ülkemiz sınırları içerisinde vahşi bir cinayete kurban giden merhum Cemal Kaşıkçı’ya değil, aynı zamanda uluslararası topluma, hukuka ve adalete karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir. Cinayetin karanlık taraflarını aydınlatacak yeni delillere ulaştıkça, bunu şeffaf bir şekilde muhataplarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

‘Beş yıl sonra mı aklınıza geldi?’

Danıştay, 5 yılda ant ile ilgili karar veriyor. 2013’te neredeyseniz? 2013’ten 2018’e kadar neredeydiniz? 2018’e kadar niçin acaba bu konuda bir karar verilmedi de şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Kusura bakmayın da bunu sormak da bizim hakkımız olsun. Biz alkışlanması gerektiği zaman yargımızı alkışlarız ama yanlış olduğu zaman da bunu söylemek zorundayız. Çünkü millet, tokadı atması gerektiği zaman bana atıyor, size atmıyor. Meydanlara çıktığımız zaman, yuhalaması gerektiği zaman bizi yuhalıyor, sizleri yuhalamıyor. Hesabı veren biziz. Demokrasinin özelliği zaten burası... Onun için biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz.

‘Danıştay’dan görüş alınabilir’

Toplantının açılışında konuşan Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabilir” hükmünü hatırlattıktan sonra şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin, kanunla açıkça düzenlenen konularda çıkarılamaması, kanunlardan farklı hükümler içerememesi, sosyal, ekonomik hak ve ödevler dışındaki temel hak ve ödevleri düzenleyememesi gibi son derece önemli hususların tespiti, hukuken teknik bir değerlendirmeyi, dolayısıyla istişari görüş almayı gerektiren niteliktedir. Danıştay’dan istişari görüş alınabilir.”

Danıştay’ın, anayasa ile görevlendirilmiş yüksek idare mahkemesi olmasının yanında danışma ve inceleme mercii olarak da görev yaptığını vurgulayan Güngör, “Danıştay’ın her iki fonksiyonu nedeniyle verdiği kararların hukuki sınırlar içinde, bilimsel yönden eleştirilmesi mümkündür. Yargı mensupları olarak kararlarımızın bilimsel eleştirisine her zaman açığız. Öte yandan özellikle yargılama süreci devam eden bir dava hakkında görüş beyan edilmesinin, hukuka, adalete ve yargıya olan güveni sarsacağı unutulmamalıdır” dedi.

Ürdün Kralı İle görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile telefonda görüştü.

Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, görüşmede, Türkiye ve Ürdün arasındaki ilişkilerin her alanda geliştirilmesinin önemine değinildi. Görüşmede, Serbest Ticaret Anlaşması ile ilgili meseleleri aşmayı hedefleyen çabaların desteklenmesi konusunda da görüş birliğine varıldı. Erdoğan ve Ürdün Kralı 2. Abdullah, iki ülke arasındaki dostane ilişkileri daha da güçlendirme kararlılıklarını teyit etti. - ANKARA Milliyet